Bugünkü gençlik dağ gibi sorunların üstesinden gelebilecek mi?

Editör ne diyor?

Bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı. Bu vesileyle biz gençliğe biraz toplumsal ve sorunlarla ilişkileri açısından bakalım dedik. “Y” kuşağı olarak adlandırılan bugünkü gençlik yarın dünyada ve Türkiye’de toplumun çeşitli alanlarında yönetici konuma yükselecek…

Temel mesele şu: Dünyanın ve Türkiye’nin içinde bulunduğu dağ gibi sorunların üstesinden gelebilecek mi, bu sorunların altında ezilip, bugünkü başarısız yönetimlere teslim mi olacaklar, bu yönetimlerin sürdürücüleri mi olacaklar, yarattıkları sorunları aynen devam mı ettirecekler yoksa sorunları tanıyıp onları çözme yoluna mı gidecekler?

Y kuşağı, Z kuşağı gibi kuşak sınıflandırmalarını Amerikalılar çok sever. Özellikle dünyanın içinde bulunduğu yeni ekonomik ve toplumsal kalın çizgilere ve yakın geleceğe bakarak, gençliği ve yeni nesil gençliği tanımlamaya çalışır. Y kuşağı 1981-2000 yılları arasında doğanları kapsıyor. Yani bugün 17-36 yaş arasındakileri kapsıyor. 30-36 yaşları arasındakiler, sisteme oldukça entegre olmuşlar ve bugünkü yönetici kesimin hiyerarşik düzeni içinde davranıyor sayılabilirler. Acaba genellikle öyle mi, yoksa bunlar toplumu değiştirici potansiyeli içlerinde taşıyorlar mı?


17-30 yaş arasındakilerin ise henüz hiyerarşik düzene uyum sağlamış değiller diye bakılabilir. Fransa’da bir bakıyorsunuz, Y kuşağından önceki X kuşağının son temsilcilerinden Macron adında bir “genç” fırlayıp Fransa’da Elysee Sarayı’na oturabiliyor. Ama Fransa’nın, Avrupa’nın ve dünyanın sorunları üzerinde ne kadar “çözüm bilinci”ne sahip bilmiyoruz. Bunu pratik gösterecek.

Peki, Türkiye’deki Y kuşağı? Son referandum sonucu, kentleşen ve “çağdaşlığın farkında” olan gençlerin hızla toparlandığını ve “eski kuşak”lardan, siyasi olarak farklılaşmaya başladığını gösteriyor. Acaba ne kadar öyle? Ülke sorunlarına alışılmışın dışında yaklaşımda bulunabilecek bilgi, güç ve cesarette mi?

Size sunduğumuz dosyaya bu açılardan bakmanız ve tartışmanızı dilerken, dergimizdeki diğer ana konulara bir göz atalım:

28 yaşında büyük bir devrimci ve dönüştürücü

19 Mayıs’ta bugünkü gençlik üzerine düşünürken, henüz 28 yaşındayken, 1911’de, savaş meydanlarından yazdığı mektupta “mücadele sonsuza kadar sürebilir…” diyen, belki de Kahramanlar – Siyasi, Askeri, Toplumsal Dahiler Kuşağı’nın mümtaz temsilcisi olarak adlandırılabilecek Atatürk’ü anmadan geçemeyiz.

Doğan Kuban, Atatürk’e alçakça ve namussuzca saldırılar karşısında dayanamadı ve yazısını değiştirerek “Mustafa Kemal’in Gelecek Vizyonu” makalesini yazdı ve sordu: Acaba o tarihte böyle düşünen kaç kişi vardı? Bu sorunun içeriğinde, bir ülke kurtuluşu, kuruluşu ve emperyalizme karşı savaşın sonsuza kadar sürebileceğine ilişkin öngörüyü açıyor hoca… Kaçırmayın.

Bozkurt Güvenç de ülkemizdeki büyük duyarsızlık ve kültürel aymazlık karşısında kaleme aldığı “Kendini bilmek” yazısında diyor ki: "Kendini bil’mek, uygarlık ve insanlık tarihinin en yüce erdemidir."

Bir sürpriz atamız

Homo naledi iki yıl önce paleoantropoloji bilimclerinin gündemine düşmüştü. Kafatası üzerine yapılan değerlendirmeler gösterdi ki, H. Naledi belki de bizim gelişmemize öncülük eden en yakın atamız... Bulgular çok ilginç: 200-300 bin yıl önceye kadar yaşamış. Peki, bizim öncümüz müydü, yoksa evrimsel süreçte soyu tükenenlerden miydi? Öyküsünü okuyun…

Mustafa Çetiner köşesinde çok önemli bir bilgi aktarıyor. ABD’de kanser araştırmalarına bir yılda harcanan para 4,5 milyar dolar. Ama, alternatif sağlık destek ürünlerine tüketicinin harcadığı para ise 30 milyar doları aşıyor. Bu bağlamda bir savaş sürüyor piyasalarda. Para, aklı kovuyor diyor ve piyasaya dökülen Omega-3‘ün kanseri kovaladığına ilişkin habere de dikkat çekerek, bunun hiçbir kanıtı olmadığına değiniyor.

Dergimizde çok sayıda ilginç konu ile karşılaşacaksınız. Yazarlarımızdan tutun, teknoloji sayfalarına, günümüz dünyası ve insanının en önemli beslenme ve sağlık konularına kadar çağdaş dünyanın bilimsel önemli seçkilerini evlerinize getiriyor, ellerinize tutuşturuyoruz.

Her cuma yeni bir beyin besleme günü ve haftası başlıyor bizim için. İnanıyoruz ki, her sayısı çoğalarak yeni evlere, insanlara ulaştıkça, ülkemiz için umudumuz daha da artacak, insanlarımızla çağdaş dünyayı biraz daha birleşmelerine hizmet edeceğiz.

Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle, mutlu kalın.

***

HBT BİRİNCİ YIL CİLTLERİ

Gelen talepler üzerine Herkese Bilim Teknoloji dergimizin 1 yıllık sayılarını iki cilt halinde toplamaya karar verdik. İsteyen okurlarımız bu ciltlere sahip olabilecekler. Önce talebi ölçmek ve dergi ciltlerini satın almak isteyen okurlarımızın sayısını öğrenmek istiyoruz. Ne yazık ki elimizde bazı sayılarımızdan çok az var ve talebe göre bunların baskılarını yeniden yaptıracağız. Bu yüzden fiyatı tam belirleyemedik, ama cilt başına 150-200 TL arasında bir rakam olacağını tahmin ediyoruz.

Bilgi için telefon: 0216 449 99 42
e-posta: [email protected]