Trafik kaosunun cebimize maliyeti yılda 8 milyar lira mı?

Editör ne diyor?

Doğan Kuban, İstanbul’un kaotik ve yaşanmaz bir kente dönüştüğünü ve Türkiye’yi çökerteceğini yazdı bir kaç kez. İstanbul’a kitlesel göçler ve her yıl katlanarak artan arabalar... Siyasi iktidarların hiçbirinin İstanbul’a göçü önleyecek bir ekonomik programı olmadığını biliyoruz. Anadolu’da ekonomisi güçlü çekim-cazibe merkezleri yaratmak, ancak ciddi planlamanın sonucu olabilir.

Bu serbest piyasa kurallarıyla çözülecek bir sorun olamaz. Ama iktidarlar her zaman, kolay yoldan gittiler, İstanbul’u daha büyük bir rant alanına dönüştürecek projelere imza attılar. Ülkenin serveti bu kente yatırılıyor hâlâ. Dolayısıyla göçü, arabayı teşvik ediyor. İki ucu arasındaki mesafe 200 km’den fazla bir kent; bir canavar.

İstanbul’daki kaos kaça mal oluyor bize? Çeşitli hesaplamalar var. Büyükşehir Ulaştırma danışmanı Mustafa Ilıcalı’nın 2014’te yaptığı bir açıklama var: yılda 6 milyar TL.


Üniversitelerin yaptığı ölçümler de var: bir saatin 40 dakikası boşa geçiyor. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Lojistik Uygulamaları ve Araştırmaları Merkezi’nin 2014 Aralık tarihli ciddi araştırması (Prof. Dr. Okan Tuna ve Yrd. Doç. Dr. Serkan Gürsoy): Avrupa –Asya koridorunu her gün kullanan 200 bin aracın aylık kaybı, 2 milyon 185 TL. Araç başı 11 TL’ye yakın kayıp ki 2,5 yıl içinde bu katlanmıştır. Mayıs 2015’te Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Mühendisleri de, araştırmalarında 6 milyar ekonomik kayba işaret ediyordu.

Cepten uçan rakam İstanbul’da yılda 6.5 milyar TL. Şimdi ise 8 milyarı bulmuştur! Ulaşım ağlarına milyarlar yatırılacak, kent büyüyecek, araba sayısı katlanacak ve sorun tabii ki çözümlenmeyecek. Bu kez yeni yollar, köprüler, tünellere yine milyarlar yatırılacak.

Araba, trafik, ulaşım, sahiplik: değişiyor hepsi

Bu sayımızda size, bizde izi bile gözükmeyen, dünyada yakın gelecekte uygulamaya konacak araçlar ve trafik sistemlerini gündeme getiriyoruz.

Dünyada büyük kentlere akıllı teknolojik sistem çözümleri geliştiriliyor. Ayrıca bugünkü klasik arabaların yerini alacak örneğin sürücüsüz arabalar ve yeni yol sistemleri deneniyor.  Erdal Musoğlu birbiriyle, altyapıyla trafikle konuşan akıllı araç sistemlerini yazdı. Peki ya sürücüsüz arabalarla dolu trafiği düşleyebilir misiniz?! Sürücü hataları, yanlışlıkları ve kural çiğnemelerinden arınmış bir trafik nasıl olur? Reyhan Oksay ayrıca artık araba satın alma döneminin biteceğini haber veriyor bize! Ortak kullanım araçlarına dönüşecek hepsi ve park bulma sorunu da ortadan kalkacak…

Dördüncü Sanayi Devrimi, klasik taşıt, yol, sahiplenme... Tüm bilinenleri silecek. “En son tahminlere bakarsanız otomobil üreticileri 2020-2025 arasında tam otomatik, insan müdahalesine gerek bırakmayan modellerini piyasaya sürmeyi planlıyor.”

Düşünce Özgürlüğü ve Hukuk

Doğan Kuban bu başlık altında, çok uyarıcı bir yazı kaleme aldı. Tarihsel olarak yoğuruyor bugünü ve diyor ki “İslam dünyasını da 1970’lerden bu yana yakından tanımak olanağını bulan bir gözlemci olarak, İslamın şu anda geleceği en karanlık toplumlarından biri olduğuna inanıyorum.”

Atabay ve Kılıç, Cushing’i anlattıkları ikinci yazılarında, “Cushing, temel olarak, insan beynine cerrahi olarak müdahale edilebileceğini kanıtladı ve bunun yolunu gösterdi” diyor.

Karaesmen, Haydarpaşa Garı üzerine yazarken, Ali Akurgal “Genç beyinlerde, canını vermeyi hedef hâline getirmeyi değil, bilim-kurgu düzeyinde, o gün var olmayan olanakları, teknikleri hayal etmeyi sağlamalıyız” diyerek yaratıcılığın yolunu gösteriyor: “Yenilik, beyinlerin kalıplara uydurulmadığı, fikir özgürlüğü ortamında kurulan hayallerden ortaya çıkar.”

Tabii 4. Sanayi Devrimi söz konusu iken, Sinan Alçın’ın konu ile ilgili bütünleştirici yazısını anımsatmalıyız. Bayram Ali Eşiyok Trump-Çin geriliminin dünyanın ekonomik ve siyasi geleceğiyle ilgisini kurarken, Bozkurt Güvenç haber verelim ki insan olmak konusuna esaslı el attı ve bu konuda ilk yazısını yazdı. Kaçırmayın! Kültür ve uygarlığı canlı-üstü varlık olarak tanımlıyor! Günseli Gümüşel "Cumhuriyet’in yeni kadını" üzerine yazdı!

Daha pek çok yazı ve konu ile dolu bir HBT karşınızda.

Her Cuma bir hafta sürecek beyin besleme günü başlıyor. Geleceği başka türlü inşa etmemiz mümkün değil…

Gelecek Cuma’ya kadar sevgiyle kalın...