Ter konusunda ne biliyorsunuz?

Öne Çıkanlar Sağlık
Ter konusunda ne biliyorsunuz?

Kişinin ter “parmak izi”, 373 uçucu bileşiğin eşsiz bir harmanıdır ve bu harman zaman içinde hiç değişmez…

  • Yaklaşık yüzde 99’u sudan oluşan ter, deri yüzeyinde buharlaşarak bedenin serinlemesine ve aşırı düzeyde ısınmasının önlenmesine olanak tanır.
  • Ter bezleri tarafından salgılanan maddeler bizlere başka yararlar da sağlarlar. Bu maddeler arasında görünürde deri üzerinde bakteri gelişimini düzenleyen ve mikroplara karşı koyabilen dermsidin adlı antibiyotik özelliğine sahip bir peptid de yer alıyor.

Erkekler iki kat fazla terler

  • Tüm insanlar aynı düzeyde terlemezler. Erkekler kadınlardan iki kat daha çok terler ve her iki cinste de terleme yaş ilerledikçe azalır.
  • Dokunma, bedenin dokunulan yerinin tam karşısına denk düşen noktasında, bir “terleme tepkisini” tetikleyebilir.
  • Terleme başka tepkimelere de yol açabilir. Atopik dermatit adıyla bilinen bir deri hastalığı olan kişiler terin içeriğinde bulunan MGL-1304 adlı bir mantar proteinine ani ve şiddetli bir alerjik tepki gösterebilir.
  • İnsan dışında beden sıcaklığını terleme yoluyla düzenleyen birkaç memeli türünden biri de atlardır. Atların terinde yüksek miktarlarda bulunan “latherin” adlı bir protein terin içindeki suyun atın derisinden akarak su geçirmez kalın postu aşmasına ve oradan da havaya karışıp buharlaşarak bedenin serin tutulmasına olanak tanıyor.

Renkli terleme var mı?


  • Su aygırları gerçekte antibiyotik özelliği taşıyan ve güneşten koruyucu bir etki yaratan kırmızı renkte bir ter salgılarlar.
  • Teriniz kırmızı ise ve siz bir su aygırı değilseniz, o zaman hematohidroz adıyla bilinen ve çok ender görülen bir hastalığınız olabilir. Söz konusu hastalıkta kan damarlarındaki yırtılma ya da kopma kanın ter bezlerine akmasına ve kişinin gerçekte kanlı ter dökmesine yol açıyor.
  • Ender görülen bir başka durum da, insanların turuncu, mavi, ya da başka bir renkte terlemelerine yol açan kromhidroz hastalığı. Bu durum kimi zaman belli ilaçların içilmesine bağlı olarak ortaya çıksa da, sağlıklı insanlarda neden görülebildiği konusu günümüzde de gizemini koruyor.
  • Oysa hastalıklı bireylerin ter kokusunun genelde sağlıklı kişilerden farklı olması hiç de şaşırtıcı bir durum değil. Beden, hastalık ya da enfeksiyon durumunda değişebilen, metabolik duruma göre farklılıklar gösteren uçucu organik bileşikler salgılıyor.

Ter testiyle hastalık

  • Kistik fibrozun varlığı ter testiyle belirlenebiliyor. Kistik fibrozlu bireylerin terindeki sodyum ve klor düzeyleri çok daha yüksek oluyor.
  • Duygular terin bileşiminde birtakım değişiklikleri tetikleyebiliyor. Avusturya kökenli bir araştırma kapsamında kendilerine ter toplayıcı pedler yerleştirilen katılımcılara önce korku filmleri, ertesi gün de belli bir duygu yaratmayan “nötr” filmler izletildi. Bu pedleri koklayan başka bir grubun üyeleri hangi pedlerin korku filmleri izlenirken kullanıldığını ayırt edebildiler.
  • Benzer bir deneyde kadın katılımcılar et yemeyen erkeklerin ter kokusunu et yiyen erkeklerin ter kokusundan çok daha çekici buldular.
  • Sağlık durumunuz, duygularınız, ya da beslenme düzeniniz ne olursa olsun, ter kokusu kişiye özeldir. Terin öteki bileşenlerinde farklılıklar söz konusu olsa bile, kişinin ter “parmak izi” 373 uçucu bileşiğin eşsiz bir harmanıdır ve bu harman zaman içinde hiç değişmez.
  • Her bireyin kendine özgü bir ter parmak izi vardır, ama apokrin ve ekrin adı verilen ter bezleri tüm insanlarda bulunur. Ekrin bezlerine bedenimizin hemen hemen her yerinde tanık olunabilirken, apokrin bezleri yalnızca koltuk altlarında ve cinsel organ bölgesinde bulunur.

Ter makinesi ile içme suyu

  • İnsan bedeninde üretilen terin çok küçük bir miktarı apokrin bezlerinden kaynaklanmakla birlikte, ter kokusuna asıl yol açan suyun yanı sıra kokulu bakterilerin gelişmesine olanak tanıyan atık madde içeriğinin de son derece yüksek olduğu bu terdir.
  • Çok daha büyük miktarlarda üretilen duru ve akışkan ekrin teri apokrin terinin daha geniş bir alana yayılmasına olanak tanır.
  • Onca teri ne mi etmeli? 2013 yılında, UNICEF ile ortaklaşa bir girişim kapsamında, İsveçli mühendis Andreas Hammar ve arkadaşları temiz içme suyundan yoksun olan milyonlarca kişinin hedef alındığı ve teri giysilerden emerek eğirme, ısıtma ve filtrelemeden oluşan bir süreç sonucunda içme suyuna dönüştüren bir Ter Makinesi tasarladılar.
  • Ter Makinesi, soruna çözüm getirmekten çok, bu konuda bir farkındalık yaratmaya yaramış olsa gerek; çünkü terli bir tişörtten topu topu iki çay kaşığı katıksız su elde edilebiliyordu.  Araştırmacılar makineyi seri üretime geçirmek gibi bir niyetleri olmadığını da belirtiyorlardı.
  • Tişört yerine çorap kullanılsaydı makine belki de çok daha verimli olabilirdi, çünkü bir çift insan ayağında günde yaklaşık 240 ml sıvı salgılayan 250.000 ter bezi bulunuyor.