Umutsuzluğun değil, umudun adı

Öne Çıkanlar Toplum
Umutsuzluğun değil, umudun adı

HBT, 1 Nisan 2016 yılında yayın hayatına başladı. HBT, her sayısı en az diğeri kadar güzel 54. sayıya ulaştı. Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisindeki birikimini daha da ileri taşıyarak bir üst seviyede yeniden üretti. HBT her geçen gün daha fazla insana ulaşıyor; kısa sayılabilecek bir zaman diliminde bu kadar sevilip benimsenmesinin sırrı; samimiyetinde ve işini sevgiyle yapmasında gizli…

HBT’nin 1 yıllık içerik analizi yapıldığında, Türkiye’nin bilim ve teknolojide dolayısıyla kalkınmada sıçrama gerçekleştirmesinin kodlarını okumak mümkün. Eğitimden sanata, teknolojiden sağlığa, ekonomiden temel bilimlere uzanan geniş bir yelpazede bir içerik var karşımızda.

Yaklaşık 30 yıldır kalkınma politikaları ve uygulamaları ile uğraşan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Sadece HBT’yi izleyerek Türkiye’nin bilim ve teknolojide (dolayısıyla yüksek teknoloji üretiminde) ve daha geniş perspektifte kalkınmada sıçrama gerçekleştirmesi mümkün... Bilim ve teknolojinin tüm kodları HBT’nin çeşitli sayılarına serpilmiş durumda...


HBT günlük kısır, politik tartışmaların tuzağına düşmeden Orhan Bursalı’nın ifadesiyle “asıl bakılması gereken” olguları gösteriyor... Türkiye’nin bilim ve teknolojide iç açıcı bir noktada olmadığımızı anlatıyor, ancak sadece anlatmıyor çözüm yollarını da gösteriyor...

Bu nedenle HBT umutsuzluğun değil, umudun adıdır. Her satırında, her sayısında, her yazarın makalesinde umut vardır. Çünkü umutsuzluğun baştan kaybetmek anlamı taşıdığını bilerek hareket etmektedir... Türkiye’nin mevcut insan kaynaklarını geliştirerek ve uygulanacak bilim ve teknoloji politikaları ile yüksek teknolojide başarılı olacağına, gelişmiş ülkelere birçok açıdan yakınsayacağına,  insani kalkınmadaki eksikliklerini gidereceğine, kısaca insanların daha iyi koşullarda, daha müreffeh şartlarda yaşayacağına inanıyor... Ve bu inançla çözümler üretiyor, öneriler geliştiriyor, yol gösteriyor...

Ana tezlerden biri: Eğitim

Ülkemizin gelişmiş ülkeler ile bilim ve teknoloji açığını kapatması eğitim sisteminde sağlayacağı dönüşümlerle yakından ilgili. HBT’nin ana tezlerinden biridir bu... Mardin’in Derik ilçesinde yola koyulup Nobel’e uzanan Aziz Sancar’ın bu ödülü Cumhuriyet okullarında aldığı eğitim sistemine bağlaması bilimsel ve aydınlanmacı eğitim sistemin önemine işaret etmektedir.

Hiç mütevazı olmadan şunu söylemek mümkün: HBT okullarda yardımcı, referans kaynak olarak okutulmalıdır. HBT’nin okullarda okutulması, Türkiye’nin bilim ve teknolojide sıçrama gerçekleştirmesine sayısız katkı yapacaktır... Neden mi? HBT bilim ve teknolojinin güler yüzlü de öğrenebileceğini gösterdiği için, bilim ve teknolojiyi sıkıcı, fildişi kulesinde yaşayan az sayıdaki insanın bir uğraş alanı olarak değil, herkesin bilim ve teknolojiye katkı yapacağını ve seveceğini gösterdiği için, özellikle gençlere umut aşılayıp rol modeller sunduğu için...

CBT ve HBT’nin kurucusu Orhan Bursalı’nın, HBT’nin 1 Nisan 2016’da yayına başlaması nedeniyle kaleme aldığı “Biz ‘bilim yurtseverleri’ miyiz?” isimli sunuş yazısıyla bitirelim: "Bilim evrenseldir. Bilimin evrenselliğini içselleştirdiğimiz ve evrenselliğine katılabildiğimiz ölçüde var olabileceğiz… Bizlere belki de ‘bilim yurtseverleri’ diyebilirsiniz… HBT’nin yayınlanması için geniş bir destek, özveri, teşvik görmeseydik, ne portal ne dergi elinizde olacaktı ne de bu yazıyı okur olacaktınız…”

Bayram Ali Eşiyok