Mars’ın laneti

Cem Say
Mars’ın laneti

19 Ekim’de Avrupa Uzay Ajansı’nın ExoMars 2016 seferi Mars’a ulaştı. Uzay aracının uydu kısmı başarıyla yörüngeye girdi; atmosferde az oranlarda bulunan gazları, özellikle de yaşam olasılığıyla yakından ilgili metanı inceleyecek. Gezegen yüzeyine yumuşak iniş yapması planlanan Schiaparelli kondusundan gelen sinyal ise inişten bir dakika önce kaybedildi. 20 Ekim sabahı, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) yetkilileri kondunun atmosferde yavaşlama ve paraşüt açma aşamalarında beklenen verileri gönderdiğini, ancak paraşütünü bırakması sırasında “beklenmedik” şekilde davranmaya başladığını, inişin yeterince yumuşak olması için yaşamsal öneme sahip fren roketlerinin ateşlenmesininse öngörülenden çok daha kısa sürdüğünü açıkladılar. Bu, kondunun yere planlanandan çok daha hızlı çarptığı anlamına gelebilir. ESA’cılar “sizce Schiaparelli tek parça mıdır şu an?” sorusuna bu aşamada yanıt veremediler.

Yüzeyde sadece bir hafta kadar çalışıp elektriksel ve meteorolojik ölçümler yapması öngörülen Schiaparelli’nin asıl amacı, iniş teknolojisinin Avrupa’nın bir sonraki Mars seferi ExoMars 2020’de yollayacağı “ciddi” kondu için denenmesiydi. Böyle bir testte başarısızlık bile önemli bir veri kaynağı olarak görülebilir, eğer iyimser bir insansanız.

Böylece Schiaparelli de Mars’a giderken başına kaza gelen sayısız uzay aracının arasına katılmış oldu. (Kızıl gezegene şimdiye dek yapılan elliye yakın seferden üçte ikisi başarısızlıkla sonuçlandı.) Bu yazının geri kalanında size tarihte ABD’liler dışında birilerinin Mars’a çalışır vaziyette indirmeyi başardığı ilk ve tek aracın, Sovyet Mars 3 sondasının hazin hikâyesini anlatacağım.


1971’de ABD'yle SSCB arasında uzay yarışı bütün hızıyla sürüyordu. Uzaya ilk yapay uyduyu ve ilk insanı göndererek yarışa iyi başlayan SSCB, 1969’da ABD’nin Ay’a insan indirerek elde ettiği başarıyı bu kez gezegenler arası seferlerle geride bırakmak istiyordu. Başka bir gezegene (Venüs'e) başarıyla araç indiren ilk ülke unvanını önceki sene SSCB kapmış, sıra Mars'a gelmişti.

SSCB Mayıs 1971'de Mars 2 ve Mars 3 adında birbirinin eşi iki sondayı uzaya fırlattı. Proje çok iddialıydı: İki sonda da gezegen yörüngesinde gözlem yapacak bir uydu ve yüzeye inecek bir kondudan oluşuyordu. Kondu yüzeyde çok olmasa da dolaşabilecek (kabloyla konduya bağlı) tekerlekli bir gezici birim de barındırıyordu. Yüzeyde toplanan veriler uydu üzerinden Dünya'ya iletilecekti. Bu (kablo bağlantısını saymazsak) esasen bunca yıl sonra günümüzde geçerli olan düzenlemenin aynısıydı.

Sovyet araçlarından iki hafta önce ABD sondası Mariner 9 Mars'a ulaştı ve başka bir gezegenin yörüngesine giren ilk yapay uydu unvanını kazandı. Mariner 9’un kondusu yoktu, sadece yörüngeden gözlem yapmak üzere tasarlanmıştı.

Mariner 9 vardığında gönderdiği resimler incelendiğinde ekiplerde şafak attı: Tüm gezegeni tozla örten, benzeri görülmemiş bir fırtınaya denk gelmişlerdi. (“The Martian” filmindeki gibi ağır cisimleri deviremeseler de Mars'ta küresel toz fırtınaları olabiliyor.) Resimlerde yüzey görülmüyordu bile.

ABD'liler Mariner 9'un bilgisayarını yeniden programlayıp resim çekme işine başlamasını erteledi. Ama Sovyet sondalarında bu sistem yoktu. Mars 2 ve Mars 3 değiştirilemez programlarına uyarak gezegene gelir gelmez kondularını yüzeye saldılar, uyduları da resim çekmeye başladı.

27 Kasım 1971'de Mars 2 kondusu, Mars'a “inen” ilk insan yapısı araç oldu. Aslında “inen” değil de “paraşüt açılmadığı için büyük bir hızla yere çakılan” desem daha doğru olurdu. Kondudan hiçbir sinyal alınamadı.

Mars 3 kondusu 2 Aralık’ta Mars'a yumuşak iniş yapan ilk araç olmayı başardı. Sovyet mühendisler sevinç içinde veri sinyalini dinlemeye koyuldu. Ne yazık ki bu sevinç 15 saniye sürdü. Yüzeyden gönderilen ilk resmin aktarımı sırasında sinyal kesildi, bir daha da geri gelmedi.

Sorun muhtemelen fırtınadan kaynaklanan bir elektrik arızasıydı. Tarihte başka bir gezegenin yüzeyinden gelen ilk resmi bu sayfada görüyorsunuz. Sovyet Bilimler Akademisi uzun incelemelerden sonra resimden hiçbir şey anlaşılmadığına karar verdi.

ty

Mars 2 ve Mars 3’ün uyduları ise enerjilerinin büyük bölümünü tozdan hiçbir şey anlaşılmayan resimleri önceden belirlenmiş zamanlarda art arda çekip Dünya’ya yollamakla tükettiler. O günden beri de NASA’dan başka hiçbir kuruluş Mars’a başarılı bir kondu indiremedi.

Başarılı günler dileklerimle!

Cem Say


Cem Say

1987'den beri Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nde çalışıyor. Çalışmaları Yapay Zeka ve Kuramsal Bilgisayar Bilimi üzerine. Sahte dijital deliller üzerine incelemeleri var. Bilimkurgu, uzay yolculuğu, seçim hileleri ve başka bir çok konuya da meraklı.