“İnsan olmak!”

Bozkurt Güvenç
“İnsan olmak!”

Hayvan olarak doğan İnsan, kültürüyle aşar hayvanlığını. Baltasar Gracian (1601-1658)  “Düşüncelerinizi açık seçik dile getirmeyiniz, çoğu insanlar anladıklarını küçümser, anlamadıklarına saygı duyar.” diyen filozof Baltasar Gracian*, insanla ilgili düşüncelerini açıklamıyor. Aynı görüşteyim ama bilimsel bazı gerçekleri açıklamak huyumdan kurtulamıyorum.

Normalleşmiş bir prematüre (erken doğan) olarak insan yavrusunun kültür ve eğitimle insan olması yıllar alıyor. Ayağa kalkıp konuşması 3-5 yıl; hak ve özgürlüklerine sahip çıkması  on yıllar,  hayat boyu sürüyor. Kültürler, genç kuşaklardan döl almak isteyen içgüdülerin denetim altında tutulmasını, nikâh izin verinceye kadar doğumun ertelenmesini, meşru babanın bilinmesini; özetle, aile birliğinin kurulup gelişmesini zorunlu kılıyor. Hemen bütün dinler ve hukuk kurumları, nikâh dışı ilişkileri yasaklar, bu tür ilişkileri ahlak dışı ve günah sayar. Zina ile fücuru belki hiç duymamış olan "ilkel" insanlar bile yaygın Dış evlilik kuralını şöyle açıklar: Kız kardeşimle neden yatayım? Onu bir başkasına verir onun kız kardeşini alarak, toplumsal gücümüzü katlarız. (Güvenç, İnsan ve Kültür.) Homo sapiens (akıllı insan), günümüzün kamu yönetimi ve seks sorunlarına çözüm arayan bir memelidir.

Hayvanlıktan kurtuluşunu, kendi doğasına karşı kazandığı bu zaferin bedelini ödemeyen ya da içgüdüsüne yenik düşen insanları 'hayvan' diyerek aşağılamak hakça değildir. Hayvanlar aleminde eriller dişi için çatışır, bazen  ölür ama öldürmez. İzler, sabırla bekler, dişinin rızasını kazanmaya çalışır. Gözü dönmüş insanlar ise hayvanlaşmaz, vahşileşir. Yarattığı uygarlığı "Doğaya egemen olmak" diye algılayan savaşçı insan, hayvanlar âleminde eşine rastlanmayan nadir bir “vahşi" yaratıktır.


Evrim Kuramı’nın “güçlünün kalıcılığı” ilkesine karşı, uygar toplumlar arasında, cinslerin hukuki eşitliği yasası yaygındır. Adalet, insan türünün Doğa’daki yaygın eşitsizliği eşitleme ülküsüdür. Nüfus bilimciler, Avrupa’ daki  ortalama evlilik yaşının Aydınlanma Çağı’nda  20' lere yükseldiğini söylüyor. İslam adına, 7-8 yaşındaki kızların evlenmesine cevaz veren yorumlar, medeni hukuk ve yasalarla uyuşmayan, akıl ve insanlık dışı  vahşettir. Son yıllarda artan kadın ve çocuklara yönelik öfke ve şiddet,  taciz ve tecavüzler,  cinsel–töresel intihar veya cinayetler hayvanlar âleminde eşine rastlanmayan bir vahşetin yansımalarıdır.

İnsan ve kültür sorunlarını inceleyen düşünürler tüketim uygarlığının insanlık ülküsünden uzaklaştığını dile getiriyor. “Kendini bil’ mek” insan olmanın, insanlık ülküsünün en evrensel ve en yüce erdemi’ dir. “Kişiyi nasıl bilirsin? Kendin gibi.”  Kendini bil’ meyen insan ötekini nasıl bilebilir ki? Varlık sorunumuz budur. Türkiye, önümüzdeki seçimlerde vahşete karşı yalnızca uygarlığı değil, kendi kaderini, insanca yaşama hakkını ve onurunu da oylamış olacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Yurtta barış Dünyada barış ülküsü, ailede insanca ilişkilerle başlıyor, yayılıyor; toplumsal ve uluslararası ilişkilerde çatışmayı değil, barışı öneriyor ve uzlaşmayı özendiriyor. Çağdaş uygarlığı, "Ölmek ve öldürmek kolaydır; zor olan, yaşamak ve yaşatmaktır" inancıyla  yorumlayan Rus şairi Vladimir Mayakovski,  kolay olanı seçerek yaşamına son vermişti. Ne ki yıllar sonra hâlâ umut var.  Yüzüklerin değil, “Zamanın” Efendisi olan İnsan kolayı değil zor olanı seçiyor; yaşamaya ve yaşatmaya çabalıyor. Zorluklarla karşılaşsak da, “biz” olalım, umutsuzluğa kapılmayalım. Barış yolundan sapmayalım.

*Celal Üster,  “Balasar Gracian” dan  deyişler. Sözün Özü, ss. 207 ve 216.

Bozkurt Güvenç


Bozkurt Güvenç