Yapay zekâ: O henüz öğrenci

Edip Emil Öymen
Yapay zekâ: O henüz öğrenci

Yüz tanıma sistemi Berlin’de Südkreuz tren istasyonu girişinde Ağustos’tan bu yana deneniyor. Ocak ayına kadar sürecek. İçişleri Bakanlığı ve Alman Demiryolları (DB), bu iş için “gönüllü surat” aradılar. İstasyonu kullanan 250 kişi gönüllü oldu. Biyometrik bilgileri sisteme yüklendi. Gönüllülere, istasyona giriş çıkışlarını saptamak için RFID cihazları verildi. Deneme süresince sistemin, bu yüzleri tanıyıp tanımayacağı RFID’le eşleştirilecek. Ayrıca, istasyonda halen işleyen güvenlik kameraları çıktılarıyla karşılaştırılacak. Burası, şehri kuzey – güney yönünde geçen ekspres tren hatları üzerinde büyük bir istasyon olduğu için, daha da büyük istasyonlarda bu işin nasıl “daha iyi” yapılacağına dair fikir verecek. DB’nin açıklamasına göre (metro hariç) 900 tren istasyonunda 6 bin kamera var. Gelen geçenin yüzde 80’ini izleyebiliyor. Amaç, bunun artırılması, izlemenin otomatik yapılması...

Tom Cruise “Azınlık Raporu”

İnsanların izni ve bilgisi olmadan biyometrik bilgileri depolayarak, bunu şu-bu-o neden ve gerekçelerle yine gizlice kullanmak, hükümetlerin kararı. Ama Almanya, bu işi halka ve dünyaya açıklayarak yapmayı seçti. Yüz tanıma sistemi henüz emekleme aşamasında. Tom Cruise-Azınlık Raporu durumlarına varmak için bir kaç yıl geçecek: Steven Spielberg’in 2002 tarihli bilim kurgu filminde bir Suç Öncesi Tahmin ekibi vardı ve şefi Tom’du. Mistik güçlere sahip kişilerin “hissettikleri” suçları, yapay zekâ yardımıyla suç işlenmeden önlemeye çalışıyordu. Ama kader-kısmet, bir gün kendisi zanlı oluverdi. Film boyunca, yüz tanıma teknolojisinin ekranda uçuşması 2002 için büyük yenilikti.


Azınlık Raporu, akıllı cep telefonu öncesi bilim kurguydu. Ama adım adım oraya doğru gidiyoruz: Her yıl Ağustos’un son günlerinde Londra’da yapılan sokak karnavalı (Notting Hill) sırasında bu yıl, Londra polisi de yüz tanıma sistemini denemiş. Bunu, BBC’nin teknoloji programı Click açıkladı. Karnaval sırasında polis, bu teknolojiyle, 500 kişilik “şüpheli” listesini onca kalabalık içinde aramış. Click’e yaptığı açıklamaya göre 35 tane yanlış teşhise karşılık bir tane şüpheliyi doğru teşhis etmiş.

“Person of Interest” dizisi

Konu, kült bir tv dizisine de yansıdı: Yıldızlararası (Interstellar), Batman, Kara Şövalye Yükseliyor (Dark Knight Rises) gibi filmlerin ve 2017 TV dizisi Westworld’un yaratıcısı Jonathan Nolan, yapay zekânın baş rolde olduğu, bizde de “Person of Interest” adıyla yayınlanan bir TV dizisi yarattı. Çok özetle, ABD hükümetinin, terör olaylarını “olmadan önce” saptaması amacıyla oluşturulan yapay zekâ (Makine adlı bir bilgisayar), öğrene öğrene ilerliyor. Hükümetin ilgilenmediği, ama yine de insani açıdan önemli konuları ise her gece hafızadan silmesi gerekiyor. Makine, bir gün şunu soruyor: “Hafızadan silersem hatalarımdan nasıl ders çıkartacağım? Büyümeye nasıl devam edeceğim?” Azınlık Raporu kadar görsellik zenginliği olmayan, ama yapay zekâ-ahlâk-toplumsal sorumluluk gibi konulara odaklanan bu zeki dizi 2011-16 arasında yayınlandı bitti ne yazık ki.

Yapay zekâyı aldatmak

Hükümetler, “kalabalıklara karışan şüphelileri nasıl bulacağız?” derdindeyken, ABD’nin önde gelen teknik üniversitesi Carnegie Mellon’un Siber Laboratuvarı’nda (CyLab) tam anlamıyla bir “Zihni Sinir Procesi” yapıldı: Gözlük çerçevesi biçiminde renkli baskı bir kağıt “çerçeve” ile yapay zekâyı aldattılar. Yapılan deneyde sinema sanatçısı Reese Witherspoon’un fotoğrafının üzerine bu “gözlük” takılınca sistem, görüntüyü Russell Crowe “sandı.” CyLab bilimcileri bu aldatmacayı kendi üzerlerinde de tekrarladılar. Sistem hep hata verdi. Ama bu akademik çalışma, yüz tanıma teknolojisinin nasıl “hatasız” geliştirileceğinin yolunu gösteriyor aslında. Rusya’da NTechLab, geçen yıl FindFace uygulamasıyla Rus Facebook’u VKontakte üzerinden, sokaktaki her hangi birini tanımayı sağlamıştı: “Git, birinin resmini çek, FindFace’de ara bakalım, kimmiş?” Ama ya Face’de yoksa? Bu safça sorunun cevabı basit: Yapay zekânın daha da iyi öğrenmesiyle Face’de yoksa bile, bulacağı günler yakın.

Edip Emil Öymen

*Bu yazı 06.10.2017 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı.


Edip Emil Öymen