Yıkmadan yapmak: Paris’ten iki örnek

Edip Emil Öymen
Yıkmadan yapmak: Paris’ten iki örnek

Paris’te, 1929 – 2006 arasında yük istasyonu olarak kullanılan, sonra terk edilen Freyssinet İstasyonu’nda dünyanın en büyük startup merkezi Station F adıyla hizmete girdi. (Türkçede de startup desek de, startup diye “işe yeni başlayan, çoğunlukla dijitalle meşgul” şirketlere diyoruz.) 33 bin 747 metrekare alanda, 58 x 310 metre boyutlu bina, dijital işlere uygun bir şekilde sıfırdan restore edildi. Fransız star mimar Jean-Michel Wilmotte, bir dijital kampüs yarattı. İçinde 9 bin kişi çalışabilecek. Faturayı, Fransa’nın sıfırdan tekno milyarderi Xavier Niel ödüyor: 250 milyon euro.

Kişisel kazanç yok

Bu mükemmel projeden Mösyö Niel ne kazanacak? Hiç. Kişisel kazancı sıfır. Tamamen kamu yararına, kâr amacı gütmeyen, “yeter ki gençlerin arasından yeni Mark’lar, yeni Steve’ler çıksın” diyen bir işadamı bu: Ülkenin önemli bir internet servis sağlayıcısı, ayrıca Iliad-Free telefon şirketinin sahibi, LeMonde gazetesinin de ortağı.


Açılışı 29 Haziran’da Cumhurbaşkanı Macron ve eşi yaptılar. Macron’un genç ve dinamik hallerine, Station F tam uydu. “Bu ülkenin, baştan aşağı bir startup olmasını istiyorum” diyen milenyum bir cumhurbaşkanı işbaşında. Bir önceki başkan Hollande da kendi vakfını buraya taşıyor. “La France s’engage” adlı vakfıyla sosyal inovasyona destek olacak. Bilgi toplumu siyasetçileri, siyasetten sonra başka işlerle de kamu hizmetine devam edebiliyorlar.

7/24 yaratıcılık

Station F orijinal bir yer: Binayı enlemesine kesen iki yaya yolu düşünüldü. Bina, “bina” olarak değil, içinden yol geçen bir köy olarak yeniden tasarlandı. 24 saat açık olacak. Startup şirket çalışanlarına alt katta dolaplar, duşlar olacak. Ayrıca 1,000 masalı (4 mutfaklı) restoran 24 saat açık olacak. Yeter ki yaratıcı yenilikçi beyinler şunu-bunu-onu dert etmeden sadece üretsinler. Bütün bu destekler için binanın dışına da çıkılacak: Residence F adlı 600 odalı, her odada 6 kişinin kalacağı bir “yurt” da yapılıyor bir kilometre kadar uzağına.

Station F işletme masrafı yılda 7 milyon euro şöyle karşılanacak: Esas mekân “Create” (Yaratma) adıyla 26 tema programı ve 3 bin masa/PC’li bir bölüm olacak. Bu bölümün sponsorları var: Facebook CEO’su Sheryl Sandberg, daha inşaat sürerken bir kaç kez geldi gitti buraya. Microsoft AI, Ubisoft video oyuncusu, Sale-private.com, vb.

Fikrin varsa, gel

Bir başka mekân “Founder Program” olacak: Burada iş geliştirme ve girişimcilik ön planda. Sponsoru HEC işletme okulu. Ayda 195 euro ödeyen bir startup burada “istediği kadar” kalıp çalışabilecek. 200 startup’a yer var. Paris gibi sıkışık ve pek pahalı bir şehrin göbeğinde, üstelik Seine Nehri’nin kıyısında bu fiyat üç kuruş.

“Fighters” (Savaşçı) adlı üçüncü mekân ise Station F fikir ve uygulama babası Niel’in fikri: Yoksul, ama fikri olan gençler, eğitimsiz dahi olsalar, eğer pırıltılarını gösterebilirlerse, bu mekânı bedava kullanacak.

“Share” kısmı, ismi üstünde, ortak kullanım alanı. Toplantı odaları, eski gemi konteynerlerinden yapıldı. 360 kişilik konferans salonu ve diğer hizmet alanlarıyla Station F, kendi başına bir turizm cazibe adresi de olacağı muhakkak. Kapının önünde metro istasyonu: Quai de la Gare.

Antrepro, konut oldu

Bir diğer renovasyon projesi, şehrin kuzeyinde, turizmden uzakta, kirli-pis eski sanayi bölgesindeki Entrepôt Macdonald. Uzunluğu 617 metre, yüksekliği 16 metre, 165 bin metrekare bu binayı bir değil, bir kaç değil, 15 değişik mimar farklı biçim ve işlevlerle yeniden yarattı. Kimse, yıkalım, başka bir şey yapalım demedi. Zaten bina 1970 yapımıydı. Paris gibi tarihini, dokusunu, şehir hafızasını korumaya titizlenen bir kültür için 1970 ne ki? Henüz “geçen gün” kadar yakın.

Ülkenin doğu yönüne kalkan trenlerin istasyonu Gare de l'est yakınındaki tozlu gri bina, şimdi rengarenk, farklı üslûplu, “bakılası” yeni bir esere dönüştü. Paris Belediyesi’nin renovasyon listesinde bu tür 17 yapı var. Ve bir de artık kullanılmayan, boş duran 32 km tren hattı: Petite Ceinture. Burasını da yürüyüş ve bisiklet yoluna dönüştürecekler.

Edip Emil Öymen

*Bu yazı 21.07.2017 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı.


Edip Emil Öymen