Günün Yorumu

İstanbul’da ulaşım: Yarın nasıl bir kentte yaşayacağız?

İstanbul, dünyada bugün en çok metro/raylı sistemin yapıldığı kent. Önceki yönetimin durdurduğu veya iptal ettiği 12 şantiye aktifleştirildi, Yıldız-Mahmutbey, Bostancı-Dudullu metro hatları, Cibali-Alibeyköy Cep Otogarı Tramvay Hattı ve Boğaziçi Ü./Hisarüstü-Aşiyan Füniküler Hattı tamamlandı. 8 tanesinde çalışmalar devam ediyor. İstanbulkart’la yapılan yolculuklar içinde raylı sistemlerin payı %4...[Devamını gör...]

Büyük su krizi: Türkiye su fakiri olma yolunda!

Türkiye su yoksulu bir ülke yolunda hızla ilerliyor. Su büyük kentlere yetişmiyor. Barajları dolduran yıllık yağmur düzenliliğine elveda diyeli çok oldu. İstanbul barajları dolsa bile kente yetersiz. Hem iklimdeki değişim hem de kent ve ülke çapında bir kuraklık yönetim planı olmaması, suyun en çok kullanıldığı tarımda vahşi sulama sisteminin bir türlü çözülmemesi, kentlerdeki su tüketiminin de he...[Devamını gör...]

Yolsuzluk, cezasızlık, suçluluk

Demokrasileri otokrasiye taşıyan üçlü: Yolsuzluk, cezasızlık, suçluluk... Bu üçlünün bedelini yakından ödeyen bir ülkeyiz. İyi biliyoruz. Eşitsizliklerin bu denli artmasından, sorunların çözümsüz kalmasından, ‘ben yaptım oldu’ mantığının toplumun katmanlarına yerleşmesinden... Üçü de insanlığı yalnızca kötülüğe taşıdıkları için yakından izleniyor ve uluslararası genel kabul gören endekslerle ölçül...[Devamını gör...]

Yıpranmış beyinlere gençlik aşısı: Mitokondri nakli

Yaşlanmayı yavaşlatacak yepyeni bir yaklaşım! Otomobilinizin motorunun zaman içinde eskisi gibi verimli çalışmadığını fark etmek için mühendis olmanıza gerek yok. Aracın kilometresi arttıkça aynı mesafeyi gitmek için her gün daha fazla yakıt tükettiğinizi görüyor ve hafif bir yokuşta bile aracınızın tık nefes hale geldiğini fark ediyorsanız, motoru yenilemeniz gerektiğini biliyor olmalısınız. İnsa...[Devamını gör...]

Zamana karşı yarış: 5 yıllık acil kurtarma planı

Kahramanmaraş merkezli depremin üzerinden neredeyse 1,5 ay geçti. Bile bile gelen deprem ihmalkarlığı, denetimsizliği ve rant üzerine kurulu sistemin yıkıcılığını tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Acılar hala dipdiri ve çok büyük. Doğu illerimizde yaşanan depremler fay hatlarının üzerinde olan Türkiye’nin bu gerçeğe artık kesinlikle farkı bakmasının, ötelememesinin ve bilimsel yaklaşmasının n...[Devamını gör...]

Plansız kentleşmenin ve rant ekonomisinin 11 ildeki sonuçları: Ölüm ve yıkım

Peki ne yapılmalı? 6 Şubat depremi üzerine çok şey yazılıp çizilecek, ancak hiçbiri G.G. Marquez’in Türkçe’ye “Kırmızı Pazartesi” olarak çevrilen orijinal adı “İşleneceği Herkesin Bildiği Bir Cinayetin Öyküsü” isimli romanı kadar daha iyi betimleyemeyecek. Onlarca bilim insanının durup dinlenmeden felaket yaklaşıyor çığlıkları sonuçsuz kalınca “herkesin bildiği bir cinayet” 6 Şubat Pazartesi 2023 ...[Devamını gör...]

İstanbul’un kurtuluşu toplu çözümde mi?

Mesela Bağcıları yıkıp yeniden yapmak... Deprem ülkenin ilk gündemi: 11 kenti vuran yıkıcılığı büyük depremler ve hala devam eden artçılar, 45 bine yaklaşan can kaybı, hala enkazların altında ölenler... Ve büyük acılar, telafisi olmayan kayıplar... Türkiye deprem felaketlerindeki can kayıpları açısından dünyanın 4. büyük ülkesi. Bu depremle belki de birinci sıraya çıkmış olabiliriz. Tüm bunlar bil...[Devamını gör...]

Depremin son ihtarı!

Deprem artık hepimizin hayatının merkezinde. Kahramanmaraş depreminde 40 bini aşkın can kaybı daima yaşadığımız ve hiçbir zaman yanıtını veremediğimiz şu soruyu yeniden gündeme getirdi: Neden her deprem sonrası bir afet yaşıyoruz? Yanıt aslında aşikar: Binaları deprem yönetmeliğine uymaksızın yetersiz veya yanlış̧ olarak projelendiriliyoruz, malzeme ve isçilik bakımından kalitesiz olarak inşa ediy...[Devamını gör...]

İstanbul ve Türkiye’yi kurtarmak istiyor muyuz?

DEPREM ÖZEL DOSYASI Mucize ancak akıl ve ülke sevgisi ile gerçekleşir... Felaket büyük, acı çok daha büyük... Kahramanmaraş merkezli, iki atom bombası testine denk gelen ve büyük bir enerji dışa vurumu ile gerçekleşen büyük yıkım, beraberinde birçok soruları da yeniden gündeme getirdi. Bu ülke deprem kuşağının içinde. Belli ki deprem daima olacak. Tarih boyu bilinen bu gerçek karşısında neden hala...[Devamını gör...]

Sosyal devlet yok. Yoksulluğu yöneten iktidar var!

Türkiye'nin ulusal gelirden toplam sosyal koruma harcamalarına ayırdığı kaynak AB ortalamasının %10’u kadar. Yoksullara yönelik sosyal yardım ve hizmetlerin GSYH içerisindeki payı da AB ortalamasının altında. Sosyal yardımlar yoksulluğu telafi etmede yetersiz kalırken, sürekli bir muhtaç/bağımlı kitlesi de yaratıyor. Diğer taraftan sosyal yardımlar ile eşzamanlı bir istihdam politikası ve bölüşüme...[Devamını gör...]