Cep tel orucu, e-posta perhizi

Edip Emil Öymen
Cep tel orucu, e-posta perhizi

Google, 4 kelimeden oluşan bir kısaltma icat etti: JOMO. Çevirisi, “Ne mutlu bana ki bir şeylerden haberim olmuyor” (Joy of Missing Out). Gece-gündüz cep teline bakan, sosyal medyadan çıkmayan kaç milyar insan varken, “bir şeyden haberim olmadığı için memnunum” diyen kaç kişi olabilir? Google CEO’su Sundar Pichai şirketin 8 Mayıs’ta I/O 2018 Toplantısı’nda bu “yeni” sözcüğü iftiharla tanıtırken, “Teknoloji endüstrisi, ürettiği cihazlar ve sunduğu hizmetlerden dolayı kendini hep sorumlu hissetmelidir. Biz, kullanıcıların memnun ve mesut olmasına yardım edebiliriz” dedi.

JOMO ve FOMO durumları

Google’ın JOMO sözcüğü, tam aksi yönü gösteren FOMO sözcüğüne “karşı” bir davranış biçimi öneriyor. FOMO, “Aman! Bir şeyleri kaçırıyorum!” kaygısını ifade ediyor (Fear of Missing Out). Google, durup dururken “Gerektiği zaman cep telini sosyal medyanı kapat gitsin” demedi tabii ki... Buna ek olarak, YouTube’da saatlerce aralıksız video seyretmeye karşı “Bir ara versen ya?” uyarısı (app) geliştirdi. Gece uykuyu boşverip devam edenler “hatırlasın” diye (örneğin), “Saat 22’de ekranı griye döndür” komutu yarattı. Apple için “Günde şu kadar saat cep tel bakacağım” diye kota ayarı geldi. Kotayı aşınca ekran kararıyor. Bir “Şşşt!” modu da var artık. Cep teli masaya yüz üstü koyarsanız, “sessizde” kalıyor.


Fransa ve Belçika’da yeni yasa

Google ve onu izleyecek diğerleri bu yenilikçi girişimleri “babalarının hayrına” yapmadılar elbette: Fransa’da 2017’den beri yürürlükte olan, çalışma yaşamını tanımlayan yeni yasayı Belçika’nın da benimsemesi üzerine, Kanada ve New York’ta benzer girişimler oluşmaya başlayınca... Fransa’da 50 kişiden fazla çalışanı olan şirketler, çalışanlarla müzakere ederek, işle ilgili eposta hesaplarını “çalışma saatleri dışında” kontrol etmemelerini sağlamakla yükümlü olacak. Çalışan, iş saatleri dışında, tatilde şirket epostasına bakmayacak, cevaplamayacak. Şirket ona eposta yollamayacak, iş istemeyecek... En azından “teori” böyle tanımlandı. Bunun, beklenen başarıyı sağlayamayacağı, yasanın “işe yaramayacağı” çok yerde ifade ediliyor. Ama en azından, internetin icadından beri ilk kez şirketlere “çalışanlarınızın tatil hakkını, iş taleplerinizle ihlal etmeyin” denildi. Bu, bir yenilik.

Cep telim olmadan hastayım

Cep telsiz yapamama (buna bağlı olarak sosyal medyasız duramama) diye bir takıntı var. Buna psikologlar Mobil Telefon Yoksunluğu Korkusu (Nomofobi) adını verdiler. Bu konuda Türkiye de dahil, çok sayıda bilimsel makale ve haber yayınlandı.

2014’te iki İtalyan bilimci (Nicola Bragazzi ve Giovanni Del Puente), bu kaygı durumunun, psikiatri bilim dalının “temel tanı rehberi” olan DSM’e madde olarak alınmasını önerdiler. DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) sonuncu baskısı 2013’te yenilenerek şimdiye kadar 5 kere yayınlanan bir tuğla kitaptır. Belki de kitabın 6’ıncı baskısında nomofobi de diğer kaygı/korkular arasında yerini alabilir? Çünkü konu, deneysel psikolojinin ölçme ve değerlendirme alanına girdi iyice. 2017’de uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmış 23 araştırmanın meta-analizinde varılan sonuç ciddi: Nomofobinin, depresyon ve derin kaygı yaratma potansiyeli olduğu görülüyor.

Ve Dünya Sağlık Örgütü...

Bizde yapılan bir araştırmada üniversite öğrencilerinin yarısına yakınında nomofobi saptandı. En büyük korkularının iletişim yapamamak, bilgiye erişememek olduğu anlaşıldı. Bir başka araştırmada ise nomofobiyle üniversite öğrencilerinin akademik başarısı arasında olumsuz yönde ilişki görüldü (Ufuk Türen, vd. 2017. Bilişim Teknolojileri Dergisi. Cilt 10:1-12).

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO), hastalıkların tanımlarını yaptığı ICD (Classification of Diseases) adlı rehber kitabının 11’inci baskısına “video oyunu bağımlılığını” hastalık sıfatıyla eklemesi bekleniyor. ICD-11’de “Bağımlılık yapan davranışlar” kategorisinde kumar ve video oyunu maddeleri arka arkaya yer alacak.

Edip Emil Öymen

*Bu yazı 25.05.2018 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı.

Edip Emil Öymen