900 bin kişi inme geçiriyor.
İnme için risk faktörleri: Hava kirliliği, iklim değişikliği, yüksek kan basıncı, yüksek kan şekeri ve kolesterol düzeyleri, tütün ürünleri kullanımı, böbrek yetmezliği, obezite, fiziksel hareketsizlik, fazla sodyum (tuz), işlenmiş et ürünleri, tatlandırılmış içecek ve alkol tüketimi ve az lifli gıda (sebze ve meyve) tüketimi…
Nüfusumuz yaşlanıyor. Ülkemizde altmış beş yaş ve üzeri nüfusun oranı, son beş yılda yaklaşık %20 artarak 9 milyonu aştı. Her on kişiden biri artık yaşlı. Önümüzdeki on yıllarda bu oranın artacağı ve yaklaşık her üç ya da dört kişiden birinin ileri yaşta olacağı öngörülüyor https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Yaslilar-2024-54079 .
Nüfusun yaşlanmasının sonuçlarından biri, beyine kan akımının kesintiye uğraması ya da beyin dokusu veya zarları içerisine kanama ile karakterize olan inme gibi damarsal hastalıkların artması. Gerçekte inme, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturuyor ve yaşlanan nüfusumuz bu sorunun önümüzdeki yıllarda da artarak devam edeceğine işaret ediyor.
Halk sağlığı tehditlerine karşı hazırlıklı olmanın yolu tehdidin boyutunu ölçmekten geçer. İnme epidemiyolojisine ilişkin en kapsamlı ve güncel veriler, Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü tarafından yürütülen Küresel Hastalık, Yaralanma ve Risk Faktörleri Çalışması’ndan (Global Burden of Disease, Injuries, and Risk Factors Study, GBD) gelmekte.
Geçtiğimiz aylarda Lancet dergisinde yayınlanan verilere göre 2021 yılında inme, küresel ölçekte kalp hastalıkları ve COVID-19’dan sonra üçüncü en sık ölüm nedeniydi. İnme, tüm ölümlerin %10’undan fazlasına ve toplamda 7,3 milyon can kaybına yol açmıştı. Tüm dünyada yaklaşık 12 milyon insanda inme gelişmişti https://www.thelancet.com/journals/laneur/article/PIIS1474-4422(24)00369-7/fulltext .
Ülkemizde durum: 900 bin inme
Ülkemizin inme istatistiklerine ilişkin en güncel veriler de GBD-2021’den geliyor. Bu verilere göre 2021 yılında ülkemizde yaklaşık 98 bin kişide inme gelişti (her 100.000 kişide 139-155 kişi) ve 59 bin kişi inme nedeniyle kaybedildi. Ülkemizde hayatının herhangi bir döneminde inme geçiren insan sayısı ise 900 bin.
İnme sonucu kan akımı kesintiye uğrayan ya da kanama nedeniyle hasar gören nöronların kaybı dolayısıyla beyin yetilerinde bozulma olması sonucunda sağ kalan kişilerde değişken düzeyde engellilik oluşabilmekte. İnme geçiren her iki kişiden biri 6. ayda günlük yaşam aktivitelerinin en az birinde başkalarına bağımlı hale gelmekte. İnmenin neden olduğu engellilik, 2021 yılında ülkemizde 1 milyondan fazla sağlıklı yaşam yılı kaybına yol açmıştı. 2021 yılı süresince pandemi nedeniyle hastane başvurularının azalmış ve inme vakalarının gerçekte olduğundan daha az raporlanmış olduğu da akılda tutulmalı.
GBD-21’decinme için risk faktörleri hava kirliliği, iklim değişikliği, yüksek kan basıncı, yüksek kan şekeri ve kolesterol düzeyleri, tütün ürünleri kullanımı, böbrek yetmezliği, obezite, fiziksel hareketsizlik, fazla sodyum (tuz), işlenmiş et ürünleri, tatlandırılmış içecek ve alkol tüketimi ve az lifli gıda (sebze ve meyve) tüketimi olarak belirlendi. Yaşlara göre değerlendirildiğinde, 70 yaş üzerindekilerde inme sıklığının azalmasına karşın 70 yaş altındakilerde artış olması, gençlerde hipertansiyon, obezite ve diyabet sıklığının artmasına ikincil.
Yaşamın temel 8’i
Bireysel inme riski azaltılabilir. Yaşamın Temel 8’i, damarsal hastalıkların riskini azaltan sağlıklı yaşam davranışlarını tanımlar:
Daha iyi beslenin: Akdeniz tipi diyet benimsenmeli.
Daha aktif olun: Haftada iki buçuk saat orta veya 75 dakika yoğun fiziksel aktivite yapılmalı.
Tütünü bırakın.
Sağlıklı uyku alın.
Kilonuzu yönetin: Vücut kitle indeksi (kilo/boy2) 25’in altında olmalı.
Kolesterolünüzü kontrol altında tutun.
Kan şekerinizi kontrol altında tutun.
Kan basıncınızı kontrol altında tutun.
Bu davranışsal önlemlere ek olarak gerektiğinde vücut ağırlığı, kan basıncı, kolesterolü ve şekerinin uygun seviyelerde tutulması ve kalp ritim anormalliklerinin uygun biçimde tedavi edilmesini amaçlayan ilaçların kullanılması da inme riskinin azalmasına katkıda bulunur.
Bu yaklaşımla, inme olgularının yaklaşık %80’i önlenebilir. İnmenin oluşturduğu ölüm ve engelliliğin yani inme yükünün azaltılması için toplumsal farkındalık sağlanmalı, inme riskini artıran sağlıksız davranışları ortadan kaldırmak ve hipertansiyon gibi tedavi edilmesi gereken hastalıkları belirlemek için tarama yapılmalıdır.
Akut inme tedavisinde son on yıllarda çığır açan gelişmeler yaşandı. İlk saatlerde pıhtı eriten ilaçlarla ya da atardamarlardan girerek pıhtıyı geri çekme yoluyla tıkalı damarı açmak ve beyine kan akımını tekrar sağlamak mümkün. Bu tedaviler için belirli saat sınırlamaları mevcut ve ne kadar erken uygulanırlarsa o kadar etkili ve güvenliler. Bu nedenle inme belirtilerinin erken tanınması son derece önemli.
Bunun için şu üç belirtiden herhangi birinin ani gelişmesi yeterli:
Yüzde kayma
Kolda güçsüzlük
Konuşma bozukluğu
İnme acil bir durumdur. Bu belirtilerin varlığında vakit kaybedilmeden 112 aranmalı.
Özlem Kayım Yıldız
*Bu yazı, HBT Dergi 473. sayıda yayınlanmıştır.