Önce çocuklar ve gençler

Müfit Akyos
Önce çocuklar ve gençler

Geleceğimizi ilgilendiren ve yanıtlanması gereken temel sorulardan birisi, “21. yüzyılın sosyal ve ekonomik sorunlarına karşı bilgi ve becerinin nasıl geliştirileceğidir”.

Yeniliğin esasını oluşturan insan kaynağının öğrenme ve uygulama kapasitesinin geliştirilmesi eğitim sistemi içinde ele alınan temel bir konudur. İster geleneksel teknolojilerin isterse de yeni teknolojilerin kullanımı tanımlı becerilere sahip olunmasını gerektirir. Her toplum kendi eğitim sistemi içinde geliştirilmek istenen becerilere uygun olarak öğretmeye değer bulunan bilgileri gelecek kuşaklara aktarmayı hedefler. Ülkeler bilim ve teknolojinin yönelimlerine göre zaman zaman sahip olunması gereken becerileri yeniden tanımlarlar. İnsanlığın gelişimine uygun ve doğal olanı, bu becerilerin geçmişi temsil etmesi değil geleceği karşılamalarıdır. Bu özelliği ile eğitim sitemi toplumların çağdaş değerlerini yansıtan en önemli gelişim araçlarıdır.

OECD eğitimin amaçlarını, “dil ve bilgisayar gibi araçları etkin kullanabilme, farklı kültür ve birikimlerden insanlarla etkileşime geçebilme, kendi yaşamını yönetebilme” olarak özetlemektedir. Günümüzün bilgi ve yenilik esaslı teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanılması çok çeşitli ve nitelikli becerileri gerektirmektedir. Teknolojik değişikliklerle nitelikli iş gücü arasındaki “tamamlayıcılık” literatürde “beceri temelli teknik değişim” olarak adlandırılmaktadır. Buna göre yeni teknolojilerin etkin ve etken geliştirilebilmesi ve uygulanabilmesi uygun becerilere sahip olmayı gerektirmektedir. Örneğin artımsal yenilik için problem çözme becerileri öne çıkarken, radikal yenilik “elit bilimsel, mühendislik ve tasarım meslekleri ve bunlarla ilgili beceriler gerektirir” (Toner-2011).


Gelecek, geleceğin becerilerine bugünden hazırlanan genç kuşakları yetiştirerek inşa edilebiliyor (OECD Raporu). İşte ülkemizdeki durum: 2016 yılı YGS sınavına giren 2 milyon 84 bin adaydan 500 bini 10 üzerinden 3,6 puan almış. YGS’de sorulan 40 soru üzerinden ortalama yanıtlar Türkçede 16-20, sosyalde 10-12, matematikte 5,5-7,7, fende 3,5-5,5 arasında.

2016 yılı LYS sınavında Türk Dili ve Edebiyat alanında 56 sorudan ortalama 27,26 soruya cevap verilmiş. 30 soru üzerinden ortalama geometride 4,22, fizikte 5,03, kimyada 9,53 ve biyolojide 7,73, matematikte ise 50 soru üzerinden 9,85 soruya yanıt verilebilmiş. Okullar özelinde bakıldığında, başta kaynak tahsisi olmak üzere sağlanan bütün ayrıcalıklara karşın imam hatip liseleri son sıralarda yer almaktadır (üniversite girişteki başarısızlık %84).

Artık herkesin bildiği PISA sınav sonuçlarına göre ülkemiz 60 ülke içinde “okuduğunu anlamayan ve matematiksel ve soyut düşünme yeteneği gelişmemiş” yüz binlerce lise mezununa sahip bir ülke görünümündedir. “Üniversiteyi kazanmış olsalar da akademik başarısı düşük bu öğrencilerin günümüzün gelişmiş bilimini kavraması” olası mıdır? Sevgili çocuklarımıza sunduğunuz evrimsiz, sorgusuz sualsiz, dogmalarla dolu eğitimin getirildiği nokta budur işte. Bu duruma öncelikle karşı çıkmaları gerekenler bir imamın ağından diğerine düşürülen evlatları nedeniyle ebeveynler ve gelecekleri çalınan gençlerimiz olmalıdır.

Bu acı veriler, eğitimi çağdışı öğretileri referans alarak oluşturan, kul yaratmayı amaçlayan 15 yıllık bir iktidarın karnesindeki eğitim başlığının notudur. Bu ülkenin aydınlık, ilerici, çağdaş vatandaşlarının geleceği inşa hedeflerinin başında yer alması gereken “çağdaş ve laik” bir eğitim düzeni kurma görevi bütün ivediliği ile bizleri beklemektedir.

Sizlerin bu güzel ülke için gelecek hayallerinizi bilmem ama gerçek bir demokrasi bahçesinde ülkemizin aydınlık geleceğini ancak “Gezi’nin çocukları” ile kurabileceğimizi görmenizi dilerim.

Müfit Akyos

Kaynak: Prof. Dr. İbrahim Ortaş LGS, YLS verileri, ”ÖSYM Sınav Sonuçları ve Dibe Vuran Eğitim Sistemimizin Son Durumu”.

Müfit Akyos