Şiddet 2.0

Tanol Türkoğlu
Şiddet 2.0

Şiddet boyut değiştiriyor olabilir mi? Byung-Chul Han Metis Yayınları’ndan çıkan Şiddetin Topolojisi isimli kitabında, şiddet olgusunu çeşitli açılardan irdeliyor. "Geç modernite" veya "başarı ve performansa odaklı toplum" diye nitelendiği günümüz (Batı) toplumunda şiddetin zorunlu bir dönüşüme tabi olduğunun altını çiziyor.

Şiddet artık ötekine değil kendine uygulanıyor!

Şiddetin varlık nedeni kendi gibi olmayanlardır. Bu aslında "kötü bir haber geldiğinde, önce haberci öldürülür" kaidesine uygun bir durum. Yazar bahsetmese de bireyin şiddet gösterme nedeni aslında içgüdüsel hayatta kalma mücadelesi. Hele bir de bu öleceğini bilme idraki ile taçlanınca, insanın hayvandan neden daha acımasızca şiddet uyguladığını açıklamak kolaylaşıyor: Öleceğiz! Öleceğiz!


Yazarın ifadesiyle geç moderniteye kadar insan bu trajedisinin acısını kendisi gibi olmayan şeylerden çıkardı. Öteki olgusu burada teorik olarak fiziken kendi bedeni dışındaki her şeyi içerebilir; sadece öteki insanları değil.

Han’a göre şiddet "başarı ve performans nesnesi" haline gelmiş günümüz bireyinde boyut değiştiriyor çünkü dijitalleşme giderek öteki kavramını ortadan kaldırıyor. Dijitalleşmenin ötekini ortadan kaldırması, farklılıkları flulaştırması görünen tablo ile çelişkili gelebilir.

Internette herkes birbirine öteki muamelesi yapıyor. Kendisi gibi düşünmeyi bir kenara bırakın, kendisinin paylaştığı cümlenin virgülüne bile dokunana anında kan kusabiliyor. Neden? Çünkü yapması kolay! Herhangi bir toplumsal yaptırım olgusunu da üstünde hissetmiyorsa kendisini engelleyecek ne var?

Globalleşmenin sınırları ortadan kaldırması, kitlelerin bilinçüstüne "yok aslında birbirimizden farkımız" mesajını nakşediyor. Eskiden bir sınır vardı. Sınırın ötesine geçtiğinde giyim, kuşam, yemek, içmek, kural, kanun, örf, adet vb değişirdi. Günümüzün standart popüler kültürü ve global markaları, hangi sınırı geçerseniz geçin, sizi orada karşılamakta.

Karnınız acıktığında, yabancısı olduğunuz o yörenin yerel lokantasında yemek yiyip, beğenmeme riskini almak yerine kendi memleketinizden tadını bildiğiniz bir burgercide yemeyi tercih eder hale geliyorsunuz.

Ötekileşmenin ortadan kalkması için öncelikle herkesin aynı, tek bir kamusal alana toplanması gerek. Şu an dijitalleşme bu toplanma evresinin gerçekleşmesini sağlıyor. Artık global kamusal alan internet oluyor.

İnsanlar kitleler halinde bu tek global kamusal alana girerken ve girdikten sonra kendisine bir yer ararken birbiri ile çatışacak; birbirine şiddet uygulayacak. Teorik (nefret söylemi) veya pratik (nefret eylemi) olarak. Bugün yaşanan budur.

Bellidir ki bu bir geçiş dönemi. Kitleler internette boy gösterme sürecini tamamlandığında, o arada biraz da dijital ortamlarda sanal etkileşim kurmanın alfabesini öğrendiğinde, giderek öteki ile arasında bir fark bulamamaya başlayacak.

Birey çevresinde şiddet uygulayacak bir öteki bulamamaya başladıkça, ama hala ölümlü ve bunun idrakinde olma trajedisi sürdükçe, nafile isyanın bir başka adı olan şiddeti kendine uygulamaya başlayacak. Han’a göre bu süreç başladı bile. Tükenmişlik sendromu, depresyon, hiperaktivite bunun ilk örnekleri.

Tanol Türkoglu