Bilim Çocuk Anasayfa -> BurundakiBukalemun



2. BURDURLU BURAK

Buğday Bulgunu Burak Burdurluydu.

Bulgun Burak

Burak “Biliyorsun ben bilgin ya da bilim insanı kelimelerini sevmiyorum. Bu kelimeler bilmekten geliyor. Bizim amacımız bilmek değil bulmak.” diye başladı.

Burcu esneyerek “Biliyorum” dedi. “Bir senedir hep bunu söylüyorsun.”

“Evet” Burak. Bu fikrimi Arif’e anlattım. O da ayni fikirde.”

“Yani?” diye sordu Burcu esnemeye devam ederek…

-"Artık ikimiz de bilgin yerine bulgun, bilim insanı yerine bulum insanı diyeceğiz."

“Sana artık Bulgun Burak mı diyeceğiz yani?” dedi Burcu gülmemeye çalışarak…

Burak ciddi bir yüz ifadesiyle “Evet” dedi.

“Yeni bastıracağım kartvizitte `Buğday Bulgunu Burdurlu Burak’ yazacak.”

Burcu gülmemek için dudaklarını ısırdı. Burak hep böyleydi. Herkesin alışageldiği şeyleri sorgular yeni fikirler bulurdu.

Burdurlu Bulgun Burak
Buğdayla Bulgur Bulgunuydu.





Buğday Bulgunu Burak

Burdurlu Burak Buğdayla Bulgur Bulgunuydu.

Burdurlu Bulgun Burak Buğdayın
Burdurda Bulgurlaştığını Bulmuştu.


Burdur’da Buğdayın Bulgurlaşması

Burdurlu Burak Buğdayın tarihini araştırıyordu. Burdur’da kazı yapıp 30 bin yıl öncesinden kalma kömürleşmiş buğday taneleri bulmuş ve buğdayın önce Burdur’da evcilleştirildiği teorisini ortaya atmıştı.

Yine yaptığı araştırmalarda eskiden Buğdayın nasıl Bulgur benzeri daha kolayca pişirilebilecek biçimlere dönüştürüldüğünü göstermişti.

Burak’ın 20 bin sene önceki yöntemlerle yaptığı bulgur pilavının tadına doyum olmazdı. Burak ayrıca Eski kavimlerin yabani buğdayı bugünkü buğdaya dönüştürme süreci ile ilgili delilleri bir dedektif gibi Anadolu ve Balkanları gezerek toplamıştı.

Burada konumuza bir an için ara vererek – dikkatli okurların hali hazırda fark etmiş olabileceği gibi - Burak’la Burcunun birbirlerinden hoşlandıklarını not düşelim.




Burak'la Burcu Bulgaristan’da

Burak Burcu’yu Bulgaristan’da Bulmuştu.

Burak Bulgaristanda Buğday Bulurken Burcuysa Bukalemun Buluyordu.

Burak Burcuyu ilk defa beş sene kadar önce Bulgaristan Buğdayını ve Bulgurunu incelemek için gittiği Bulgaristan’da görmüştü.

Kıvır kıvır saçlarıyla eski yunan tanrıçalarından Artemis’e benzeyen Burcuyu uzaktan gördüğünde Burak’ın adeta nutku tutulmuştu.

Burcu ise birisinin hipnotize olmuş gibi kendisini seyrettiğini fark etmeden bir kertenkeleyi izliyordu. Burcu bir ara kendi kendine Türkçe “Bu kertenkele acaba nadir bulunan bir hayvan mı?” diye mırıldandı.

Burcunun Türkçe mırıldanmasını duyan Burak dayanamayarak yüksek bir sesle “Affedersiniz Türk müsünüz?” diye sordu…

Ama soruyu sorar sormaz sorduğu soruyu çok aptalca buldu ve kendini aptal gibi hissetti. Burak’ın sesini duyan kertenkele de bu arada hızla kaçmıştı. Kertenkele kaçınca Burcu kızgınlıkla sesin geldiği tarafa döndü.

Fakat kızgınlığı kıpkırmızı yanaklarıyla utangaçça bakan karmakarışık saçlı Burak’ı görünce geçiverdi. Konuşmaya başlayınca aynı üniversitede çalıştıklarını fark ettiler.

Türkiye’ye döndüklerindeyse içtikleri su ayrı gitmez oldu. Fakat ikisi de harbi tavırlarına karşın çok utangaçtılar. Birbirlerinden hoşlandıklarını birbirlerine bir türlü söyleyemiyorlardı.

Beş sene böylece geçti. Aslına bakarsanız bir on sene daha aynı şekilde geçecek gibiydi.

Burak Burcu’yu Bulgaristan’da Bulmuştu.




Bursa Bukalemunları

Buharalı Bukalemunlar Bursadaymışlar.

Bursadaki Buhara Bukalemunları

Buharalı Bukalemunlar Bursadalarmış.

Fakat Burak aniden lafı değiştirip “Okula bir de Arizona Üniversitesinden bir tarihçi uğradı. Okuldan çıkıp Bayazitteki sahaflar çarşısında dolaşırken Arşidük Arthur diye birisinin anı kitabını bulmuş.” dedi.

Amerika ile Türkiye arasındaki saat farkından dolayı o anda Amerika’da gece olmuştu ve Burcunun gözlerinden uyku akıyordu. Uykulu bir sesle kısaca “Yaaa!” diye cevap verdi.

Burak “Birlikte kitaba baktık. Arşidük Arthur araştırma meraklısı biriymiş. Sırf merakından dünyanın her yerini gezmiş.” diye devam etti.

-“Arşidük Arthur 1860larda da Bursa’ya gitmişmiş. Kitapta Bursa’ya ipek böceklerini getiren Nesturî keşişler Bursa’ya Buhara’dan getirdikleri hayvanlardan türemiş bir Bukalemun türünden bahsediyormuş.”

Burcu biraz şaşırarak gözlerini açtı. Burak Burcunun ilgisini çekmekten memnun devam etti.

-“Bu hayvanlar hem kendi renklerini ve şekillerini hem de başka cisimlerin renk ve şekillerini değiştirebiliyorlarmış.” Burcunun bir anda uykusu tamamen kaçıverdi…

Gözleri fal taşı gibi açılmış bir halde “Devam et… Sonra?” dedi.

Burak anlatmaya devam etti.

-“Bu hayvanlar Uludağ’ın tepesinde yaşıyorlarmış. O yüzden pek bilen yokmuş. Ama sadece 120 senede bir ortaya çıktıkları için unutuluyorlarmış.

Burcu heyecan içinde “Arşidük Arthur Bursa’ya ne zaman gitmişti demiştin?”

-“1860’larda. Uludağ’a gidişinden beri aşağı yukarı 120 sene geçmiş.” diye cevap verdi Burak.

Burcunun ilgisinden memnun devam etti…

-“Ne dersin Bursa Uludağ’a gidip bu yazılanların doğru olup olmadığını araştıralım mı? Hem de güzel bir tatil yaparız.”

İşin gerçeği buğday araştırmacısı Burak’ın bukalemunlar umurunda değildi. Amacı Burcu’yla Uludağ’a gidip orada evlenme teklifi yapmaktı.

Oradaki romantik ortamda utangaçlığını yenebileceğini umuyordu.

Burcunun Busesi

Burak’ın bu art niyetinin farkında olmayan Burcuysa hiç duyulmamış bir Bukalemun türü keşfetme şansı bulacağı için çok sevinmişti. Heyecan içinde Burak’a yanaşıp yanağından öpüverdi.

Burak bu busenin etkisiyle arabanın kontrolünü az daha kaybediyordu. Elinden geldiği kadar soğukkanlı olmaya çalışarak;

-“O zaman en kısa zamanda Bursa’ya gidiyoruz. Değil mi?” dedi.

Burcunun yorgunluğunu atlatması için bir iki gün dinlendikten sonra Bursa’ya gitmeye karar verdiler. Burak mutluluktan uçarak içinden “Bekle Bursa geliyoruz” diye düşündü.