Burası Bursa

Milattan önce 200 yıllarında Bitinya kralı Prusias tarafından Uludağ’ın eteklerinde kurulan Bursa şu anda Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biridir.

Burakla Burcunun gideceği Bursa Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biriydi. Şehir Milattan önce 200 yıllarında Bitinya kralı Prusias tarafından Uludağ’ın eteklerinde kurulmuştu. Son derece verimli topraklar üzerinde kurulduğu için Bursa bugün dahi meyve ve sebze bahçeleri ile kaplıdır.

Verimli topraklarına karşın kurulduğundan itibaren geçen 700 yılda Bursa nispeten önemsiz bir yerleşim merkezi olarak kaldı. Daha önce bahsettiğimiz Çin’den ipek böceği kozalarını kaçırıp Bizans İmparatoru Jüstinyen’e getiren iki Nesturî keşiş Bursa’nın da talihini değiştirdi.

İpek böcekleri sadece dut ağacının yaprakları ile beslenebiliyorlardı ve Bursa’nın toprağı ve iklimi dut ağacının yetişmesine çok uygundu. Böylece Bursa kısa zamanda Bizans’ın en önemli ipek ve ipekli kumaş üretimi merkezlerinden biri oldu.

Bulunmaz Bursa Bluzları

Bursa’da üretilen ipekli kumaşlar ve elbiseler Avrupa’nın aristokrat soyluları tarafından kapışılmaya başlandı. Özellikle Bursa’da üretilen ipek bluzları bulmak çok zordu. Bursa’nın geliştiği ve zenginleştiği bu dönem 500 yıl kadar sürdü.

1071 yılındaki Malazgirt savaşında Bizans İmparatorluğunun Selçuklu İmparatorluğuna yenilmesiyle birlikte Bizans ekonomik olarak zor duruma düştü. Bu yenilginin ardından geçen iki yüzyılda Bizans’a yardım bahanesiyle gelen Haçlıların Bizans’ı her anlamda yağmalaması sonucunda Bizans İmparatorluğunun ekonomisi tam olarak çökmeye başladı.

Haçlı seferlerinden Bursa gibi ipek üretim merkezleri özellikle zarar gördü. İpek böceği kozaları Bizans’tan Avrupa’ya taşındı. Avrupa’da yeni ipekli kumaş üretme merkezleri ortaya çıktı.

Aradan geçen sürede Selçuklu devleti de parçalandı. Anadolu’da pek çok ufak ufak beylikler kuruldu. Bu beylikler içinde özellikle bir tanesi hala Bizans yönetimi altındaki Bursa’ya çok yakın bir bölgede kurulmuştu. Osman Bey tarafından kurulduğu için Osmanlı adını alan bu beylik kısa zamanda hızla büyüdü. Sonunda Bursa 1326 yılında Osman Beyin oğlu Orhan Bey tarafından Osmanlı beyliğine dâhil oldu.

Bursa Osmanlı egemenliği altında tekrar hızla gelişmeye başladı ve on yıl içinde beyliğin başkenti Bursa’ya taşındı. Bu arada Bursa’da ipek ve ipekli kumaş üretimi tekrar gelişmeye başladı. İstanbul 1453 yılında fethedilip küçük beylik bir dünya imparatorluğuna dönüştüğünde dahi Bursa’nın Osmanlılar için önemi azalmadı. Burak gibi bilimcilerin araştırmaları Osmanlı zamanında Bursa’nın tam anlamıyla bir endüstri merkezine dönüşmüş olduğunu gösteriyordu. Anadolu’da üretilen ürünler önce Bursa’ya getiriliyor, sonra Bursa’da işlenip İstanbul’a gidiyordu.

Bursada bulunmuş bulunmaz Bursa Bluzu.

Bursa’da Bulgurlaşan Burdur Buğdayları

Mesela Bursa’nın güneyindeki Burdur şehri buğdayın ilk insanlar tarafından evcilleştirildiği yerlerden biri olduğu için o dönemde de önemli bir buğday üretim merkeziydi. Burak aynı zamanda Burdur’da üretilen buğdayların önce Bursa’ya getirilip, sonra Bursa’da işlenip Buğday ya da un gibi mamullere çevrilip İstanbul’a taşındığını bulmuştu.

Burak Bursa’da Bulunmuştu

Bu araştırmalarından dolayı Burak defalarca Bursa’ya gidip gelmiş, hatta bir sene kadar Bursa’da ikamet etmişti. O yüzden Bursa’yı avucunun içi gibi bilirdi. Osmanlı dönemindeki altyapısından dolayı Bursa’nın Cumhuriyet döneminde de yavaş yavaş bir endüstri merkezi olarak önem kazanması Burak’a normal geliyordu.

Osmanlıda dönemindeki zaman içinde büyük fabrikalara dönüşmüşlerdi. Asıl ilginç olan Osmanlı döneminde bomboş olan Uludağ’ın her zaman karlı tepeleriyle büyük bir tatil merkezine dönüşmüş olmasıydı. Kurulan otellerle ve teleferiklerle Uludağ neredeyse yılın her zamanı kayak yapıp eğlenen insanlarla doluydu. O yüzden Burak’la Burcunun Uludağ’da kalacak bir yer bulmaları kolay olmadı. Sonunda iki ayrı otelde birer oda bulabildiler.

Uludağda karlı tepeleriyle tam bir tatil merkeziydi.