Bilim Çocuk Anasayfa -> ArslanlaArif


Arif Arizona’da Artropod Araştırmacısıydı.

Artvinli Artropod Araştırmacısı Arif Arıkan

Bu hikaye Artvinli Artropod Araştırmacısı Arif Arıkan'ın başından geçen olağanüstü maceraları anlatıyor. “Artropod da nedir?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Aslında her gün her yerde binlerce artropodla karşılaşırız. Çünkü artropod arı, karınca, sinek, örümcek, karides ya da yengeç gibi omurgası olmayan kabuklu hayvanların genel adıdır. Artropod Latincede Artro (eklem) ve pod (bacak) kelimelerinden türetilmiştir. Yani eklembacaklılar anlamına gelir. Artropodları inceleyen araştırmacılara entomolojist denir. Yani Artvinli Arif bir Entomolojisttir. Artropodları inceleyen bilim dalına da Entomoloji adı verilir ve pek çok üniversitede Entomoloji bölümü vardır.

Artvinli Araştırmacı Arif Arizona’da

Hikayemizin kahramanı Artvinli Profösör Doktor Arif Arıkan Arizona Üniversite’sinin (University of Arizona) Entomoloji bölümünde entomolojist olarak çalışıyordu. Arizona Amerika Birleşik Devletlerinin Elli eyaletinden biridir. Ülkenin güneybatısındaki Arizona kuru iklimi, çölleri ve özellikle Grand Canyon gibi platolarıyla tanınır. Arif’in çalıştığı Arizona Üniversitesi Arizona’nın güneyinde Meksika sınırına yakın bir bölgede Tucson şehrinde kurulmuştu. Üniversite Arif’in yani Entomoloji alanında araştırma üyelerinin yaptıkları araştırma acısından Amerikan in en iyi iki üniversitesi arasındaydı. Üstelik Arizona Grand Canyon gıbı bölgeleriyle tam bir böcek cennetiydi.

Eklembacaklılar Arif’in şapkasını kaçıran bu kelebekler gibi omurgası olmayan kabuklu hayvanların genel adıdır.
 

Bu sivrisinek Arifin burnunu soktu!

Arif’le Artropodlar

Artvinli Arif artropod araştırmaları konusunda dünyanın en önemli bilimcilerinden biriydi. Arif bir entomolojist olarak daha çok sivrisinek ve arı gibi böceklerle ilgileniyordu. Artropodların ya da Eklembacaklıların hepsi böcek değildir. Böcek sayılmak için tam altı bacak olması şarttır. Mesela örümcekler sekiz bacaklı, tengeçler ve karidesler on bacaklı oldukları için böcek sayılmazlar.

Altı-bacaklı Artropodlar

Artropodların hepsinin böcek olmadığına bakıp böcekleri sayısını az zannetmeyin. Sivrisinek ve arı dışında pek ama pek çok böcek türü vardır. Gerçekte dünyadaki böcek türü sayısı bir milyonun üzerindedir ve bu sayı dünyadaki bütün diğer hayvan türlerinin toplamından daha fazladır. Sinekler, kelebekler, uğur böcekleri ve karafatmalar hep böcek türleridir. Hatta pireler dahi böcek olarak sınıflandırılırlar. Çoğu böcek türüyle karşılaşmayız bile. Onları bulmak için bazen tehlikeleri göze alıp insanların olmadığı bölgelere gitmek gerekir. Arif dünyanın başka başka ülkelerine seyahat ederek kimsenin gitmediği yerlere gider. Bu seyahatlerinde bilinmeyen böcek türleri keşfederken Arifin başından olağanüstü maceralar geçer.

Bereket versin Arif sivrisineklerin üstesinden nasıl gelineceğini çok iyi bilirdi!
 

Profösör Doktor Arif Arıkan Arizona’da Artropod Araştırmacısıydı.

Arsız Artropodlar

Bazı böcek türleri özellikle arsızdırlar. Devamlı gelip gelip insanları rahatsız ederler. Üstüne üstlük kimi böcekler durup dururken insanları sokarlar. Böcek sokmaları genelde sadece ufak bir ağrı ve tahrişe neden oldukları için genelde sadece kısa bir süre rahatsızlık verirler. Bazı böcek sokmaları ise alerjik reaksiyonları tetikleyerek son derece tehlikeli olabilirler. O yüzden böcek sokmalarında sokulan yerde alerjik reaksiyon olmadığına dikkat etmek gerekir.

Pek çok hastalığa sebep olabilen arsız artropod bir pirenin çok büyütülmüş bir resmi.

Arıza Artropodlar

En tehlikeli böcek sokmaları sivrisinek gibi kan emen böceklerin sokmalarıdır. Bu böcekler sadece insanları değil kopekleri, kedileri, fareleri ve hatta Arslanları dahi sokarak bir türden diğerine mikrop taşıyabilirler. Bir tür için tehlikeli olmayan bir mikrop başka bir türde çok tehlikeli bir hastalığa sebep olabilir. Kan emen böcekler hastalıkları birinden diğerine taşıtabildikleri için bazen salgın hastalıklara sebep olurlar. Her hayvanın kanını emdikleri için sivrisinekler dünyadaki en tehlikeli hayvanlardır.

Her sene sivrisinekler 700 milyon kişiye sıtma gibi hastalıkları bulaştırırlar. Sivrisineklerin hastalık bulaştırdığı 700 milyon insandan bir milyonu ölür. 700 milyon ne kadar büyük bir sayı olduğunu kavramak için Türkiye’nin nüfusunun aşağı yukarı 70 milyon olduğunu duşunun. Bu demektir ki sivrisinekler bir senede tam 10 tane Türkiye’ye karsı gelen insani hasta ederler. Sivrisineklerin ne kadar kopeği, kediyi ya da Arslan’ı hasta ettiğini bilmiyoruz. Ne kadar hayvanin sivrisinek isiliği yüzünden olduğunu da bilmiyoruz. Eğer köpek, kedi, inek ve Arslan gibi hayvanları eklersek sivrisineklerin verdiği zararın ne büyük olduğunu daha iyi hayal edebilirsiniz.

İşin kötüsü sivrisinekler kan emen tek böcek değildirler. Mesela 1450’lerde Avrupa nüfusunun üçte birinin yok olmasına sebep olan Veba yine bir böcek turu olan pireler tarafından farelerden insanlara taşınır. Veba gibi çok eski çağlarda büyük hasar veren hastalıkları durdurmak için araştırmacılar 19. ve 20. yüzyılda pek çok yöntemler buldular. Bundan dolayı bu tur hastalıklar bugün gelişmiş ülkelerde çok büyük hasar yaratmıyor. Fakat kan emen böceklerin mikropları bir canlıdan diğerine taşımaları yüzünden başka bir türde tehlikeli olmayan bir mikrop hala insanlarda yeni bir hastalığa sebep olabilir. Entomolojistler kan emen böceklerle savaşmak için yeni yöntemler bulurlar.

Sivrisinekler Arslanları dahi sokarlar.
 

Arlı Artropod Kelebekler çiçekten çiçeğe dolaştıkları için bitkilerin üremesine faydalıdırlar.

Arzulanan Artropodlar

Bereket versin böceklerin çoğu insanlar için zararlı degildir. Arı gibi, kelebek gibi arlı artropodlar polen yayarak bitkilerin üremesine yardımcı olurlar. Uğur böcekleri arsız artropodları yerler.Bu yüzden arı gibi, kelebek gibi, uğur böceği gibi faydalı böcekleri herkes sever. Entomolojistler de sadece insanlara zarar veren böcekleri değil böyle sevilen ve insanlara faydalı böcekleri de incelerler. Bu araştırmalar da insanlık için önemlidir. Mesela hikâyemizin kahramanı Artvinli Arif esas olarak arı gibi yararlı böcekleri inceliyordu.

 

Arif Arizona’da Arıları Araştıriyordu.

Arı Araştırmacısı Arif

Arif bir entomolojist olarak bütün arthopodlarla ve böceklerle incelemesine karşın bilime en büyük katkılarını bal arıları üzerine yaptığı çalışmalardan geliyordu.

Arılar

Bal arıları sadece bal yapmazlar ayni zamanda polenleri bir bitkiden diğerine taşıyarak bitkilerin üremesine yardımcı olurlar.

Arzulanan Arılar

Bal arıları polen yaymasalar insanlara yetecek miktarda sebze ve meyve üretilemez. Hatta meşhur Fizikçi Albert Einstein’ın “Eğer arılar yeryüzünden kaybolurlarsa insanın sadece dört yıllık ömrü kalır. Arı olmazsa bitki, hayvan, insan olmaz.” dediği rivayet edilir. Gerçekten de tarıma hizmet vermek için bal arısı kolonilerini bir bölgeden bir bölgeye taşıyan kişiler vardır. Bu koloniler olmazsa dünya tarım üretimi çok düşebilir.

Arılarda Arıza

Fakat 2010’lu yıllarda Amerika’da tarımda ticari olarak kullanılan bir bal arısı türünü toplu halde öldüren bir virüs ortaya cifti. Bu virüs polen yayan arı kolonilerinin yok olmasına sebep oluyordu. Bir kaç sene içinde ticari bal arısı kolonilerin üçte biri yok oldu. Bu bal arısı kolonilerinin yok olması Amerika’daki tarım üretiminde büyük sorun yaratacaktı

Arif’in Ariları Arızalarından Arındırması

Arif balarıların genleri ile oynayarak arıları bu virüsten arındıracak bir yöntem buldu. Böylece ticari olarak kullanılan bal arısı türünün yoklamasının önüne geçildi. Arif’in de Entomoloji bilimcileri arasındaki ünü daha da arttı.

Aroma Arayan Arılar.
 

Arif Arizona'daki Grand Canyonda Artropod Arıyor!

Arizona

Arizonadaki Arizona Üniversitesi gibi okulların kuruluş öyküleri çok ilginçtir. Arizona Üniversitesinin entomoloji alanında çok iyi olması da beklenmedik bir şey değildir. İlgilenenler için buraya kısa bir özet geçiyoruz. Entomoloji alanında önemli araştırma merkezleri Amerika Birleşik Devletlerindeki Land Grant (Arazi-tahsisi) üniversitelerindedir. Ve Arizona üniversitesi de bir Land Grant Üniversitesidir.

Arazi-Tahsisi

Arazi tahsisi üniversiteleri ABD’deki iç savaş sonrasında 1860 yılında çıkarılan bir kanunla her eyalette devlet tarafından tahsis edilen topraklar üzerinde kuruldular. Örneğin Cornell, Purdue, Texas A&M, Ohio State, Iowa State, Penn State, Urbana-Champaign’daki Illinois Üniversitesi, College Park’taki Maryland Üniversitesi ve Madison’daki Wisconsin Üniversitesi Arazi-bağışı üniversiteleridirler. Bu üniversitelerin çoğu 1860’larda kurulmuştur ve şu anda Amerika’nın her eyaletinde en az bir tane Arazi-tahsisi üniversitesi vardır.

Arazi tahsisi Üniversiteleri 19. yüzyıl için çok radikal sayılabilecek üç tane temel fikir etrafında kuruldular.

  1. Yükseköğrenim eyaletteki herkese acık olmalıydı.
  2. Üniversiteler mühendislik ve tarım gibi Pratik konuları öğretmeliydi.
  3. Üniversiteler ürettikleri bilgileri eyaletteki insanlarla paylaşmalıydılar.

Önceleri bu üniversiteler önceleri koca bir arazinin ortasındaki bir iki binadan ibarettiler.

Arizona, Arkansas, Teksas, Oklahoma gibi kovboy kültürünün olduğu yerlerde öğrenciler okula at ve silahla geliyorlardı. Sonunda silahları yasakladılar.

Arazilerde Araştırmalar

İlk baslarda çok zorluk çekmelerine rağmen bu okullar kısa zamanda eyaletlerinde tarım ve mühendislik alanında öncülük yaptılar ve eyaletlerin gelişmesine yârdim ettiler. Çok geniş arazilere sahip oldukları için de bu araziler üzerinde tarım ve hayvancılık öncü araştırmalar yapma imkânı buldular.

Bu üniversiteler aradan gecen 150 yılda Amerika Birleşik Devletlerinin çalıştıkları alanlarda en iyi üniversiteleri arasına girdiler. Bu üniversitelerin özellikle tarım ve hayvancılıkla ilgili yükselen kaliteleri dünyanın bu konulardaki önemli araştırmacılarını bu okullara çekti.

Arazi-Tahsisi Üniversitelerinin kuruluş yıllarında öğrenciler.