Bilim Çocuk Anasayfa -> ArslanlaArif



5. Arİf Arjantİn’de

Artvinli araştırmacı Arif Arjantin’de Arşidük Arthur’dan artakalan arıları arayacaktı.

Arif Arjantin’de

Artvinli meşhur arı araştırmacısı Arif Arjantin’e gidip Arşidük Arthur’un kitabında bahsettiği arıları bulmaya karar vermişti. Kendileri bir insan kafası kadar büyük ve tas gibi bazı hastalıkları iyileştiren bir bal üreten bir arı türünün gerçekten de var olup olmadığını çok merak ediyordu. Arif Arşidük Arthur’un kitapta anlattığı bölgelerin yerlerini dikkatle not etti.

Ateş Ülkesi 1881 yılında Arjantin ve Şili tarafından tam ortadan yarı yarıya paylaşılmıştı. Arif sonunda gitmesi gereken bölgenin iki ülke arasındaki sınıra yakın fakat Arjantin tarafında olduğunu ve en yakın şehrin de Arjantin’in Ushuaia şehri olduğuna karar verdi. Güney yarımküresinde mevsimler Kuzey yarımküresinin tam tersidir. Yani Kuzey yarımkürede kışken güney yarımkürede yaz olur. Aralıkta Amerika’da Üniversiteler de Noel yüzünden tatil oluyorlardı. Arif o yüzden güney kutbuna çok yakın olan Ateş Ülkesine gitmek için en iyi zamanın Aralık olduğunu hesapladı.

Arif’in Arjantin’e seyahat edebilmesi başka islerinden dolayı ancak uç sene sonra olabildi. O sene Aralık ayında boş bir zaman bulunca Arjantin’in Ushuaia şehrine uçak biletini aldı. 60 bin nüfuslu Ushuaia Arjantin’in Ateş Ülkesi eyaletinin (Tierra del Fuego eyaleti) başşehriydi ve Beagle boğazı üzerinde kurulmuştu. Ushuaia ayrıca dünyanın en güneyindeki şehir olarak bilinir. Şilililer Ushuaia’nın en güney şehir olduğunu kabul etmezler. Beagle boğazının karsı yakasındaki 3 bin kişinin yasadığı Şili şehri Puerto William dünyanın en güneyindeki şehri olduğunu iddia ederler. Arif kendi kendine “Puerta William’ın daha güneyde olduğu kesin ama iki bin nüfuslu bu yerleşim merkezine şehir yerine kasaba demek daha doğru olur” diye Arjantinlilere hak verdi.

Arjantin’deki Ateş Ülkesinin Bir Modern Haritası.


Arjantİn’de Arşidük Arthur’un Arıları

Arşidük Arthur’dan artakalan arıları arayan Artvinli araştırmacı Arif arabasıyla Arjantin’deydi.

Ushaia nispeten büyük bir şehir olmasına karşın Amerika’dan direkt uçuş yoktu. Oraya gitmek için birden fazla uçak değiştirmesi gerekiyordu. Arizona Üniversitesi Tuckson şehrindedir. Arif önce Tuckson’dan Dallas’a uçtu. Oradan Arjantin’in başşehri Buenos Aires’e geçti. Buenos Aires’te bir gün bekledikten sonra küçük bir uçakla Ushuaia’ya geldi. Ushaia esas olarak küçük bir liman şehri olmasına karşın havaalanının yakınında araba kiralayan şirketler vardı. Arif’in bu gezisi için herhangi bir araştırma desteği almadığından dolayı ucuza araba kiralayan bir yerel araba kiralama şirketi buldu. Araba kiralama şirketinde kiralamak bir kaç tane de eski araba vardı.

Arif “nasıl olsa burada yaz” diye düşünerek çok ucuza kiralayabileceği üstü açık bir eski arabayı gözüne kestirdi. Yaz olmasına karsın güney kutbuna çok yakın olan bu bölge yine de soğuktu. Fakat Arif “Nasıl olsa üzerimde palto olacak. Pek üşümem” diye akıl yürüterek arabayı kiraladı. Arabanın iyi çalıştığından emin olmak için bir süre Ushaia sokaklarında arabayla dolandı. Arabanın iyi çalıştığından emin olunca Ushaia ile Rio Grande’yi bağlayan karayolunda kuzeye doğru gitmeye başladı. Arşidük Arthur’un kitaptaki tarifindeki bölgeye yaklaşınca anayoldan ayrıldı. Arabayı arazide sürmeye başladı. Kendi hesabına göre arıların olma ihtimali en fazla olan bölgeye hava kararmadan varmaya çalışacaktı.

Arif Arjantin’de Arşidük Arthur’dan artakalan arıları arıyordu.



Armut Arayan Arjantİnlİ Arslan

Arı Araştırmacısı Arif’in Arabasının Arkasındaki Arslan Arazide
Arılardan Artakalan Armutları Arıyordu.

Armut Arayan Arslan

Patagonya ’da yırtıcı hayvan olmadığı için Arif anayoldan çekip arabasını korkusuzca araziye surdu. Fakat bilmediği bir şey vardı. Yıllar önce Ushaiai’ya bir cambazhaneden kaçan bir Arslan bu bölgede yaşıyordu. Arslanin kaçtığı Cambazhane Türkiyeden gelmişti.

Cambazhane yıllar önce Cazgır Cahit ve Cadaloz Cahide adlı iki kişi tarafından İstanbulun Caddebostan semtinde kurulmuştu. Başlangıçta Cambazhanede hayvan olarak sadece bir tane fil vardı. O yüzden Cazgır Cahit Gülhane parkındaki hasta bir arslanı satın almış ve ona cambazlık öğretmişti. Arslan Cazgır Cahit’i çok severdi. Onun anonslarını dinlerken Türkçe de öğrenmişti. Aslında Arslan Cambazhaneden de kaçmamıştı.

Ushaiai’da bir gün yanlışlıkla kafesinin kapısını açık bırakmışlar ve merak ile etrafı dolaşırken ondan korkup bağıranlardan korkup kaçmış sonunda yolunu kaybetmişti. Arslan Cambazhanede sadece sebze ve meyve yiyerek yaşadığı için buraya da ayak uydurmuştu. Tam o sırada da armut arıyordu. Arifi arkasında görünce çok şaşırdı. Uzun yıllar sonra ilk defa Türkiyeden gelmiş bir insan görüyordu. Çok sevindi.

Arslan Arif’in Arabasının Arkasındaydı.



Arjantİn Arslanının Arsızlığı

Arı Araştırmacısı Arif’in Arabasının Arkasında Arılardan Artakalan Armutları Arayan Arslan Arsızdı.

Arslanın Arsızlığı

Arslan cambazhanede yaşadığı yıllarda insanlara çok alışmıştı. Cazgır Cahit’i Cadaloz Cavidan’ı Cazcilar John, Jackson ve Jamal’ı, Cambaz Cavit’i, hepsini ama hepsini çok özlemişti. Bu insan da ona Türkiyeyi hatırlatıyordu.

Biraz arsızca dayanamadı ve koklamak için Arif’e yaklaştı. Yavaş yavaş başını Arife yaklaştırdı. Emin oldu. Bu adam bir zamanlar Türkiyede yaşamıştı.

Arif Arslan Arzulamıyordu

Tam o sırada Arif de kafasını çevirdi ve Arsanla burun buruna geldi. Arif tabii ki çok korktu. Ne Arslanın Türkiyeden geldiğini ne de sebze ve meyveden başka bir şey yemediğini biliyordu. Üstü açık araba kiraladığına pişman olmuştu.

Hemen kafasında olasılıkları hesap etti. Arabanın gazını kökleyerek hızla kaçması gerekiyordu.

Armut Arayan Arslan Arsızdı.



Arslan Arİfİn Arkaİk Arabasının Ardında

Arjantinli Arılardan Artakalan Armutları Arayan Arsız Arslan Arifin Arabasının Ardındaydı.

Arifin Arkaik Arabası

Arif hemen arabasının gazına bastı. Araba tamamen eski yani arkaik bir araba olmasına rağmen hemen fırladı. Arif’in arabası kısa zamanda saatte yüz kilometre hız yapmaya başladı. Benzin deposu da doluydu.

Arif kendi kendine “Arslanlar saatte en fazla 75 kilometre hız yaparlar. Bu Arslan’ın bana yetişmesine imkân yok” diye duşundu. Arif sonra “İyi ki bu bir Çita değil” diye aklından geçirdi. Çünkü Çitalar dünyanın en hızlı koşan hayvanlarıdır ve saatte 100 kilometre yapabilirler.

-“Çita da olsa fark etmez. Onlar da çabuk yorulurlar.” dedi kendi kendine Arif. Sonra “Asıl sivrisinekler tehlikelidirler” diye düşündü. Her sene 70 milyon kişi sivrisinekler tarafından ısırıldıkları için ölürler. Senede Arslanların öldürdüğü kaç kişi vardır ki diye düşündü.

Bu biraz yüreğine su serpmişti. Üstelik benzin deposu da ağzına kadar doluydu.

Arsız Arslan Arifin Arabasının Ardındaydı.



Arslan’la Arİf'İn Arabasının Arasında Arttıkça Artan Aralık

Arjantinli Arslan’la Artvinli Arifin Arabasının Arasındaki Aralık Aralıksız Artıyordu.
Armutçu Arsız Arslan Arkada-Kalıyordu.

Arslan’la Arifin Arabası Arasında Arttıkça Artan Aralık

Gerçekten de her şey Arif’in beklediği gibi oluyordu. Arslanla Arif’in arabasının hızları arasındaki fark saatte 25 kilometre olduğu için Arif bir saat sonra bu Arslan’dan 25 kilometre uzakta olacaktı. O zamana kadar Ushaiai da olurdu.

Bir yandan arabanın gazına basıyor, bir yandan da ıslık çalıyordu. Arslan bu arada çok ama çok yorulmuştu. Araba ile Arslanın arasındaki uzaklık da arttıkça artıyordu.

Arslan arabanın peşinden gidiyordu ama artık arabaya yetişemeyeceğini fark etmişti. Ama yine de yıllar sonra rastladığı Türkiyeden gelmiş bu insanın peşini bırakmak niyetinde değildi.

Arslanı vatan hasreti sarmıştı. Gülhane parkını, Caddebostanı ve özellikle Arnavutköyü… Üstelik bu adamda Türkiyedeyken çok sevdiği aroması artmış Arnavutköy armutlarından yapılma Artvin arıbalı kokusu almıştı.

Koşmaya devam etti.

Armutçu Arsız Arslan Arkada-Kaldı.



Arİf’İn Arkaİk Arabasının Arızası

Ardından Arif’in Arkaik Arabası Arızalanıverdi.

Arif’in Arkaik Arabasının Arızası

Arslan ile Araba arasındaki mesafe çok artmış ve Arslan arabayı neredeyse görmez olmuşken Arif’in arabası bir anda bozuluverdi. Arif işte tam bunu beklemiyordu.

Kendi kendine “Keşke birazcık daha fazla para verip üstü kapalı bir araba kiralasaydım” diye düşündü.

-“Bu üstü açık arabanın içinde Arslan’dan kendimi kurtarmam mümkün değil.”

Arifin aklına zamanı olmadığından yazamadığı makaleler ve kitaplar geldi. Nedense Artrik’de afiyetle yediği arkaik balık aklına geldi. Acaba onun nesli tamamen tükenmiş midir? diye düşündü. “Bir anlamda benim de neslim tükenecek.”

Bu arada daha önce uzakta bir nokta gibi duran Arslan yavaş yavaş büyümeye başlamıştı. Her türlü silahlı alete karşı olduğu için yanında öldürücü hiç bir şey taşımazdı. Arif hayatında ilk defa “Keşke yanıma bir tüfek alsaydım” diye düşündü. Ve Arslan hızla yaklaşıyordu.

Arif’in Arabası Arızalandı.



Arslan Arızalı Arabanın Arkasında

Arslan Arif’in Arabasının Arkasındaydı Arifse Arızalı Arabadaydı.

Arslan Arifin Arkasında

Arslan aniden Arif’in arabasının üzerine atladı. Arif hem korkuyor hem de bilimsel bir merakla Aslanı seyrediyordu.

Aklına Amerikalıların çok söylediği “Merak kediyi öldürdü” lafı geldi. Kendinin zapt edilemeyen merakı sonunda sonu mu olacaktı.

Ayni anda Arslan in da aslında bir kedi olduğunu hatırladı. “Arslanlarda meraklı hayvanlar olmalılar” diye duşundu. “Bu durumda bile düşünmeden yapamıyorum.” diye kendi kendine güldü. Gözlerini kapadı.

Sonra arabasinın havada yavaş yavaş yükseldiğini fark etti. Artık Arabasıyla birlikte Arslan in sırtındaydı. Arslan yavaş yavaş yürüyerek Arifi ve Arabayı taşıyordu. Arif önce çok şaşırdı.

Ama sonra Arjantinde doğada normalde Arslan olmadığını düşünündü. Bu Arslanın muhtemelen bir hayvanat bahçesinden kaçtığını ve insanlara alışık olması gerektiğini anladı. Arslanın amacının aslında kendisine yardım etmek olduğunu da farketti.

Tam o sırada Arslan öksürmeye başladı.

Arslan Arifiın Arızalı Arabasının Ardındaydı.



Arabayla Arif Arslanın Arkasında

Arif’in Arabası Arslanın Arkasındaydı. Arif’se Arızalı Arabadaydı.

Arslanın Arızası

Arslan arabayla Arifi taşırken çok zorlanıyordu. Alnından terler fışkırıyor, bir yandan da öksürüyordu.

Arif Arslan’ın öksürüğü duyunca hayvanın neden ona yardım etmeye çalıştığını anladı. Arslan da Arşidük Arthur gibi Patagonya sivrisinekleri tarafından bulaştırılan o hastalığa yakalanmıştı. Arslan hastaydı, aynen araba gibi arızalanmıştı.

Bir anlamda Ariften medet umuyordu. Hastalığını basit bir soğuk algınlığı sanıyordu. Eskiden bakıcılarının yaptığı gibi hastalığın basit bir ilaçla geçeceğini zannediyordu.

Tabii Arslan kendisine yardım edebilecek tek insanla karşılaştığını bilmiyordu. Bu hastalığı iyileştirebilmek için bir insan kafası büyüklüğündeki arıları bulup onların balından bir ilaç yapmak gerekiyordu. Bunu bilen tek kişi de sırtında taşıdığı arabanın içindeki Arifti…

Arif Arslana çok acımıştı. Yüksek sesle Türkçe “Keşke o kocaman arıları bir bulabilsem, Arslana yardım edebilirim” diye söylendi.

Arif henüz Arslanin Türkçe anladığını bilmiyordu.

Arifle Arabası Arslanın Arkasındaydı.



Arİf Arkaİk Artropodlar Arasında

Arif Arkaik Artropodlar Arasındaydı.

Arif Arkaik Artropodlar Arasında

Arslan Arifin ne dediğini anlamıştı. Arızalı arabayı sırtında taşıya taşıya bir mağara ağzına getirdi.

Mağaraya girince önce çok koyu bir karanlık oldu. Sonra tünelin sonunda bir ışık göründü.

O zamana kadar Ateş Ülkesi yerlilerinin dışında hiçbir insanın ayak basmadığı bir vadiye geldiler. Vadi tam bır doğa harikasıydı.

Etrafta kocaman kocaman tarih öncesi arkaik artropodlar uçuşuyordu. Vadiye tek giriş o mağara olduğu için bu eklembacaklılar yokolmadan günümüze gelmişlerdi.

Arif uzaklarda neredeyse bir insan başı kadar büyük arkaik arıları gördü. Arslana eliyle işaret etti. Arıları izlemeye başladılar… Sonunda arıların peteğini buldular.

Bu dev arıların peteği neredeyse bir ev kadar büyüktü. Arif arabadan indi ve arıları ürkütmemeye çalışarak ballarından topladı.

Arşidük Arthur’un kitabından okuduklarını hatırlamaya çalışarak Arslan için arıbalını arındırarak bir ilaç hazırlamaya başladı.

Arslanla Arif Arkaik Artropodlar Arasındaydılar.



Arslanı Arızasından Arındıran Arİf

Arif'in Arıbalı Arslanı Arızasından Arındırdı.

Arif Arslanı Arızadan Arındırıyor

Arif ilacı hazırlarken, Arslan kendini çok daha kötü hissetmeye başlamıştı. Arif ilacı hiç beklemeden hemen denemesi gerektiğini farketti. Yaptığı ilacı beklemeden Arslana içirdi.

Arslan daha önce hastalandığında Cambazhanede Cazgır Cahit kendisine bolca ilaç içirdiği için hiç yadırgamadı. Arif’in verdiği ilacı lükür lükür yuttu. Bir süre geçti. Önce Arslan daha da hastanıyormuş gibi oldu. Sonra aniden ayağa kalktı.

Arif sevinçle zıplamaya başladı… İlaç çalışmıştı. Arslan şaşkın şaşkın Arifi seyrediyordu… Daha önce kendisine ilaç veren Cazgır Cahit’in böylesine sevindiğine şahit olmamıştı.

Arif Arslanın Türkçe anladığını anlamıştı. Arslana dönüp “Haydi yardım et, buradan örnek toplayalım” dedi.

Arslanla birlikte arkaik Artropodlardan örnekler topladılar. Arif içinden “Bu Arslandan iyi bir araştırmacı olurmuş” dedi.

Arifin Arıbalını Arındırdı.



Arjantİnden Arİzonaya

Arslan Arif'i Arayacaktı.

Arifin Arıbalını Arındırdı.

Arjantinden Arizonaya

Sonra Arslan onları yine omuzunda taşıyarak kendisini göstermeden en yakın araba tamircisinin yakınına bıraktı. Arif arabayı tamir ettirip Arizona’ya geri dondu.

Topladığı baldan yaptığı ilacın pek çok hastalığa iyi geldiği ortaya çıktı. Başarısından dolayı verilen ödülü alırken Patagonya’daki Arslan’a teşekkür etti.

Konuşmasını “Hiç beklemediğiniz kişiler size yardımcı olabilir. Önyargılı olmayın.” diye bitirdi.

Arif gezisinde topladığı böcekleri Arizona Üniversitesindeki böcek koleksiyonu’na hibe etti. Arif’in de katkılarıyla Arizona Üniversitesindeki böcek koleksiyonu dünyanın en büyük koleksiyonlarından birisi olmuştur. Arizona böcek koleksiyonda tam 1,5 milyon değişik eklembacaklı vardır.

Eğer yolunuz Arizona’ya düşerse bu böcek müzesini gezmeyi unutmayın. Arizona Üniversitesinde bir de ilkokul çocukları için böcek keşfetme programı vardır.

Unutmayın bazen çocuklar yeni bir böcek turu keşfedebilirler. O yüzden siz de kendi evinizin bahçesinde, yolda yürürken, gittiğiniz seyahatlerde devamlı çevrenize bakin. Hiç belli olmaz şimdiye kadar bilinmeyen bir böcek turu keşfedebilirsiniz ve büyüyünce Arif gibi meşhur bir böcek araştırmacısı olabilirsiniz.

Arif Arjantinden Ayrıldı.
Arslan Arif'i Çok Arayacaktı.