Mustafa Çetiner

COVID-19 öncesi büyük pandemiler (1): İspanyol gribi

İspanyol gribi ya da nam-ı diğer H1N1 virüsünün neden olduğu pandemi insanlık tarihinin en önemli salgınlarından biriydi. Bu virüs her yıl kılık değiştirerek karşımıza çıkmaya devam ediyor. En son onun torunu yani mutasyona uğramış hali olan domuz gribi 2009 yılında büyük bir pandemiye neden olmuştu. İspanyol gribi birçok başka isimle de anılır. İspanyollar ona Fransa’dan geldiği varsayılarak “Fra...

COVID-19 pandemisi günlerinde hikikomorik olmak…

Pandemi hızını arttırarak ilerliyor ve tartışılan birçok tedavi ve korunma biçimi arasında herkesin hemfikir olduğu bir tek yöntem var: evde kalmak… Ama evde kalmak kolay değil. Gündelik koşuşturmaya ve sosyalleşmeye yatkın insanlık için bu uyulması en zor kurallardan biri haline geldi. Tabii bunun ekonomik nedenleri de var, o başka yazı konusu… Ancak sanırım bu “evde kal” sürecinden hiç etkilenme...

Altamiro Mağaraları’nın düşündürdükleri – II

Bir önceki yazımı sorular sorarak bitirmiştim. Sorular sormaya devam ediyorum. Pozitif bilimler ile uğraşanların, öncü bilimsel kimlikleri nedeniyle çağına ve insanlarına karşı sorumluluk ve duyarlılıkları herkesten farklı olmalı mıdır? Yani bilim insanları yaşadıkları toplumlara karşı diğer insanlardan daha mı çok sorumluluk taşır? Bir Fizik profesörü laboratuvar kapısının tepesine bir at nalı as...

Altamiro Mağaraları’nın düşündürdükleri – I

“Altamira” filmini gördünüz mü, bilmem. Başrolünde Antonio Banderas’ın oynadığı bu film 2016 yılının en dikkat çeken filmlerinden biriydi. Filmde amatör arkeolog Marcelino Sanz’ın öyküsü anlatılıyordu. Gerçek bir tarihi olayı konu alan bu filmde Sanz, Altamira mağaralarında yontma taş devrine ait bizon resimleri bulur. Bu bulgu bilim insanları arasında tartışma yaratır. Kilise, Darwin’in evrim teo...

Grip aşısı tartışması (3)

Grip aşılarını konu alan yazılarımın sonuncusunda kimleri aşılamalıyız ve grip aşılarının yan etkileri nelerdir sorularının yanıtlarını vermeye çalışacağım. Önceki iki yazımı okuyanlar, grip aşılarının koruyuculuk oranlarının yıllara göre değiştiğini ve en çok yüzde 60’lara kadar yükselebildiğini, bazen bu oranların %10’lara kadar düşebildiğini anımsayacaklardır. Ancak grip aşıları, ihmal edilebil...

Grip aşısı tartışması (2)

Grip aşılarını konu alan geçen haftaki yazımda grip aşılarının koruyuculuk oranlarının kimi yıllarda gerçekten çok düşük olabileceğini ve aşı tartışması yapılırken bu noktanın önemine vurgu yapmış ve sözü ilaç sektörüne getirerek yazıyı bitirmiştim. Kaldığım yerden devam edeyim. İlaç firmalarının temel amacı “kar etmek” isteğidir. Burada en ufak bir tartışma yok. Tıpkı diğer tüm sanayi kollarında ...

Grip aşısı tartışması (1)

Bir kaç hafta önce aşıları konu alan yazıma gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim. Yazımda şunları yazmıştım. “Bu aşı karşıtlığı tartışmasının temel nedeni belli ki grip aşıları. Çünkü grip aşılarının koruyuculuk oranları tartışmalı. Ama tartışma bu noktada kalmıyor, çocuk felcinden, hepatit aşısına, tüm aşılar zan altına giriyor. Tartışma bununla da bitmiyor, bilimi kirletenlerin yerine bilimin ke...

Kötü haber vermek

-Neden yaşlı Jacob’a olmadı. On yıl önce emekli oldu. Yapacak bir işi yok. Benim yapmak istediğim çok şey var. Hasta olmaya vaktim, hatta ölmeye hakkım yok… Bu sözlerin sahibi David henüz 45 yaşında bir hukuk profesörüydü. Kronik ve ilerleyici bir kas hastalığına yakalanmıştı ve kendisine hastalığı nedeniyle en çok 18 ay yaşayabileceği söylenmişti. Her zaman geçinmesi kolay biri olan David, bu ger...

Şinasi sendromu – II

Şinasi Sendromu diye adlandırdığım ve rahmetli Serol Teber’in yazdıklarından esinlendiğim yazıya gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. O yazımda Şinasi sendromunu “çaresizlik, sosyal medya veya dost sohbetleri gibi sınırlı ortamlarda kızgınca yapılan eleştiriler, sıradan insanları hırçınca ama sessizce aşağılama isteği, kendini yaşadığı toplumdan soyutlama, yalnızlaşma, yalnızlaştıkça artan kib...