2015 yılında, Albert Einstein'ın baş yapıtı genel görelilik (general relativity) kuramının (ya da izafiyet teorisinin) 100 üncü yılını kutladık. Bilim dünyası, yüz yıldır, bu devrimci kuramın mükemmelliğine hayran, onu her açıdan inceliyor, sınıyor, kanıtlıyor, en küçük detaylarına kadar inceliyor ve sürekli olarak içerisindeki gizli zenginlikleri, tahmin bile edilemeyen yeni kaynakları keşfediyor...
Avrupa'da satış rekorları kıran bu 83 sayfalık, kitapçık (10 cm x 17 cm) Carlo Rovelli (1956), fizikte çığır açan 7 büyük buluşunu küçücük bir kitaba herkesin anlayacağı bir şekilde sıkıştırmış. Nereden geliyoruz? 20. YY'ın her şeyi çiğneyip geçen buluşlarından beri fizikçiler, evreni, zamanı, uzayı (mekanı) ve bizi çevreleyen her şeyi içten ve dıştan bir arada tutan kuvvetleri ve parçacıkl...
“The Anatomy of Melancholy”nin yazarı ve henüz her derde düşenin genel eğilimi haline gelmemişken, 1600’lü yıllarda, depresyonu anlatan adam Robert Burton’ın kendi deneyimlerinden de yola çıkarak söylediği ünlü bir söz var ve hala geçerlidir: “I write of melancholy, by being busy to avoid melancholy. There is no greater cause of melancholy than idlenes, no better cure than business”… Temel olarak ...
Hikayemiz neredeyse 14 milyar yıl önce başlıyor. O zaman evren küçücüktü, bir kavun kadar. Şimdi var olan her şeyin “ham madde”si o sırada da mevcuttu. O kadar şeyin o küçük hacme sıkıştığını düşünün. E, haliyle çok sıkışık ve sıcaktı, şöyle 2 trilyon derece kadar. Evren o gün bugündür genişliyor. Yani herhangi bir bölgesiyle diğer bölgeleri arasındaki uzaklıklar habire artıyor. Milyarlarca yılda ...
Bir elektrik santralında üretilen elektriğin, voltajı iyice yükseltilerek (30.000-300.000 Volt gibi), uzak yerlere, yüksek gerilim hatlarındaki (YGH) en az ısı kaybıyla iletildiğini fizikten biliyoruz. Kentlerin çeşitli yerlerine kurulan trafo (transformatör) istasyonlarında (kulübelerinde, bkz. şekil) genellikle 10.000 ile 36.000 Volt arasındaki yüksek gerilim (voltaj), 400 ile 220 Volt arasındak...
Diyelim ki gözünüzü kapatıp hilesiz bir bozuk parayı havaya attınız, o da masanın üstüne düştü. Sonucun yazı mı tura mı olduğu hakkında ne biliyorsunuz? “Hiçbir şey bilmiyorum” demeyin. Verebileceğiniz en iyi cevap bu değil. Kesinkes “yazı” veya “tura” diyemiyorsunuz ama yine de bir şeyler biliyorsunuz. Şöyle düşünün: Para hileli olsaydı, örneğin bir sahtekâr tarafından her 100 atıştan 80’inde tur...
“Özgür irade” ne demektir? İnsanlar özgür müdür? Özgürlük “canımızın istediğini yapabilmek” değildir elbet, çünkü örneğin 1000 tonluk bir ağırlığı kaldırmak isteyip de kaldıramamamın özgür olmadığım anlamına gelmemesi gerekir. Demek ki “dış dünya”daki eylemlerimizin fizik yasalarınca kesin bir şekilde kısıtlanabileceğini kabul ediyoruz. Özgür irade kafamızın içiyle ilgili bir özellik olmalı. Türk ...