En gizemli “Uzaylı”, yeni bilmeceler üretiyor

Fizik ve Uzay
En gizemli “Uzaylı”, yeni bilmeceler üretiyor

1500 ışık yılı kadar uzakta yer alan yıldızın parlaklık değişimleri o kadar büyük ki astronomlar büyük bir bilmeceyle karşı karşıya. Yıldızı düzensiz aralıklarla örterek, ışığının bize ulaşmasını engelleyen ne? Dünya dışı uygarlık?!

Bu soruya açıklama getirme ihtiyacı, dünya dışı bir uygarlık olasılığını bile dikkate alacak kadar büyük. Çok gelişkin bir uygarlık, dev güneş kolektörleri veya diğer mega yapılar geliştirerek enerji toplam istemiş olabilir. Bu olasılık hiç de yeni değil; zira 1960’lardan bu yana tartışılan, Sovyet astrofizikçi Nikolai Kardashev’in spekülatif teorisine göre evrende yıldızının tüm enerjisini kullanabilen (K2 tipi) gelişmiş uygarlıklar olabilir.

Bu teorinin öngörüsünü kontrol etmek isteyen astronomlar, dünya dışı canlılardan olası sinyalleri alabilmek için radyo teleskopları bile yıldıza doğru çevirmişlerdi. KIC 8462852 yıldızı geçen sonbaharda dünya genelinde sansasyon yaratmıştı.


Fakat KIC 8462852 yıldızı hep sessiz kaldı. Bu durum yeterince esrarengiz olmazmış gibi araştırmacılar şimdi de başka bilmecelerle karşı karşıya. Kepler teleskopu, yıldızı son yıllarda gözlemlemesine rağmen, astronom Bradley Schaefer daha eski gözlemlerin de bulunabileceği düşüncesine vardı. Ve gerçekten de söz konusu yıldızın 1890 ila 1989 yılları arasında gökyüzünün rutin çekimleri sırasında en az 1200 kez görüntülendiği ortaya çıktı.

Schaefer yıldızdaki parlaklık gelişimini araştırdı ve yıldızın git gide daha karanlık hale geldiğini saptadı. KIC 8462852 yüz yıl içinde parlaklığının yüzde yirmisi kadarını kaybetmiş. Bizim ölçeklerimize göre oldukça dayanıklı yıldızlar için bu pek de alışıldık bir davranış değil. Çünkü bu tür yıldızlar milyonlarca yıl içinde değişir. Ayrıca yüz yıl içindeki parlaklık oynamalarının düzenli olmadığı da ortaya çıkmış.

Yıldız bazen daha karanlık bazense daha parlak bir hal alıyor. Kepler tarafından gözlemlenen yıldızın kısa süreli parlaklığı bugüne dek en geçerli olanı kuyrukluyıldız teorisiydi. Birbirleriyle çarpışan büyük bir kuyrukluyıldız kümesi, parlaklık değişimlerinden sorumlu olabilirdi. Ama bu konuda da itirazlar vardı ki yeni gözlemler de şimdi bu tahmini çürütüyor. Schaefer’in hesaplarına göre çapları 200 kilometre olan 648.000 kuyrukluyıldızın son yüz yıl içinde yıldızdan geçmesi gerekiyordu ki bu tamamen imkansız diyor astronom.

Peki dünya dışı canlıların güneş kolektörleri? New Scientist dergisine konuşan Schaefer bunun da gözlemleriyle örtüşmediğini söylüyor. “En gelişkin uygarlıklar bile bir yüz yıl içinde yıldızın beşte birini örtecek yapılar üretemezler.”

Astronom Phil Plait’e göreyse olası dev güneş panellerinin en az 750 milyar kilometrekare büyüklüğünde olmaları gerekiyor ki bu durumda dünyamızdan 1500 misli büyük olmaları demek. . Bu da panellerin dünyamız ve KIC 8462852’nin arasında yer alması halinde. Eğer panel bir küre veya bir halka biçiminde olsaydı ki astronomlar bunun daha olası olduğunu düşünüyorlar, o zaman çok daha büyük bir alana ihtiyaç duyulurdu. Bugüne kadar yaptığımız tüm gözlemler, karşılaştırılabilir bir şey vermedi. “KIC 8462852 bugüne dek bildiğimiz en gizemli yıldız olarak kalacak” diyor bilim insanları.

 

Resim altı: Dyson küresi. Kardashev K2 tipi uygarlıkların yıldızlarının tüm enerjisini soğurabilmek için kurdukları bir enerji toplama sisteminin Dyson küresi şeklinde olacağı düşünülmüştür. Kaynak: Wikimedia Commons, CC BY 2.5

Resim altı 2: Kuyruklu yıldızlar da KIC 8462852’den elde edilen ışığın azamla nedeni olabilir. Kaynak: NASA JPL-Caltech