Yumurtalarınız elinizden gitmeden…

Öne Çıkanlar Sağlık
Yumurtalarınız elinizden gitmeden…

Çalışmak, iş hayatında kendini ispat etmek pek çok kadın için evlilik ve çocuk hayallerinin ertelenmesi anlamına geliyor. Bazen de sosyal ya da sağ lık111la ilgili nedenlerden annelik hayalleri ötelenebiliyor. Yıllar geçtikçe gün geliyor, bir de bakıyorsunuz ki yumurtalarınız azalmış. Oysa ki anne olmak, isteyen her kadının hakkıdır. Yumurtalıklar da yaşlanır... Hatta bazen sizden önce de yaşlanabilirler. Siz hâlâ düzenli adet görseniz bile yumurta sayınız azalmış, gebe kalma potansiyeliniz düşmüş olabilir. Kadınların en büyük yanılgısı, yaşları ileri olsa da henüz adetten kesilmedikleri için rahatlıkla gebe kalabileceklerine inanmalarıdır.

Kadınlar için doğurganlık dönemi ilk adet ile başlar ve menopozdan ortalama 5-10 sene öncesinden giderek azalmaya başlar ve sona erer. Bunu geç kalmadan anlamak için yumurtalarınızın sayısının belirlenmesi gerekir. Yumurtalık rezervinin değerlendirilmesi, bir kadının kalan yumurtalarının sayısına ve kalitesine dayanarak üreme potansiyeli hakkında fikir edinmek için gereklidir. Bunun temel amacı, azalmış yumurtalık rezervine sahip hastaları tespit etmektir. Yumurtalık rezervinin değerlendirilmesi bu hastalara prognozları hakkında bilgi verirken, uygun tedavi seçimi konusunda da rehberlik eder. Her ne kadar bu testlerle doğurgan yılların ne zaman sona ereceği öngörülemese de, normal dışı değerlere sahip kadınlara “fırsat pencerelerinin” beklediklerinden daha kısa olabileceği ve gebelik planları varsa bunu çok ileri bir tarihe ötelemekten kaçınmaları önerilebilir.

Ülkemizde yeni bir düzenlemeyle artık yumurta sayısı azalmış ve bu nedenle ileride çocuk sahibi olamama riskiyle karşı karşıya olan kadınlara yumurtalarını dondurma hakkı tanınmıştır. Böyle bir fırsat varken yumurta sayısının tespiti daha da önem kazanmaktadır.


Sağlıklı olsa bile her kadının yumurtalarını tehdit eden risk faktörleri olabilir. Risk faktörlerini bilmek, sağlıklı bir geleceği yapılandırmanın en önemli basamağıdır. Risk faktörlerini şöyle özetleyebiliriz:

Sigara içmek

35 yaş üstünde olmak: Kadınlarda yumurtalar 30’lu yaşlarda dereceli olarak düşmeye başlar, 35 yaşından sonra anlamlı bir şekilde azalır. 30 yaşında çocuk sahibi olmaya çalışan bir kadının gebe kalma şansı her ay yüzde 20 iken, 40 yaşındaki bir kadının yüzde 5’den azdır.

Ailede erken menopoz öyküsü olması: Kadınlarda ortalama menopoz yaşı 51’dir. Erken menopoz, 40 yaşından önce yumurtalıkların fonksiyonunu kaybetmesidir. Ailesinde 40 yaş altında menopoza giren akrabaları (anne, teyze, abla, kuzen) olan kadınlar erken menopoz riski altındadır ve aynı yaşta olup bu riski taşımayan bir kadına oranla yumurtaları daha azdır.

Genetik hastalığı olanlar: 45 X mozaisizmi, FMR1 (fragile X premutasyon) taşıyıcıları. Geçirilmiş yumurtalık cerrahisi (endometrioma eksizyonu): Yumurtalıklara uygulanan herhangi bir cerrahi işlem yumurtaları azaltabilir. Endometrioması (çikolata kisti) olan kadınların, ameliyat geçirmemiş olsalar bile, yumurtaları azalmış olabilir.

Gonadotoksik kanser tedavisi veya radyoterapi görenler: Bugün pek çok kanser türü başarıyla tedavi edilmektedir, ancak kanser tedavileri (kemoterapi, radyoterapi, cerrahi) yumurtaları önemli ölçüde etkileyebilir, geri döndürülemez hasarlar bırakabilir. Kanser teşhisi almak herkes için fiziksel, duygusal ve sosyal açıdan çok zordur, ancak üreme döneminde olan hastalar için kanser, üremenin kaybı ya da erken menopoz gibi ek bir yük getirmektedir.

Yumurtalık rezervinin değerlendirilmesinin temel amacı, azalmış yumurta sayısına sahip hastaları tespit etmek ve bu hastaları doğru şekilde yönlendirmektir. Yapılacak bir jinekolojik ultrason ve bir hormon testiyle risk faktörleriniz belirlenip yumurtalarınız değerlendirilerek geleceğiniz konusunda size en uygun danışmanlık verilecektir.

Antral folikül sayısı (AFC) ve Antimüllerian hormon (AMH), yumurta sayısının ve stimülasyona cevabın en güçlü göstergeleridir. Bazal FSH-estradiol ölçümü de, diğer ikisi kadar etkin olmamakla birlikte, kullanılabilir. Yumurta sayısı ve kalitesi için en önemli göstergenin “hastanın yaşı” olduğu unutulmamalıdır.

Bilinçlenin, bilgilenin ve geç kalmadan yumurtalarınıza sahip çıkın...

Dr. Ebru Alper
VKV Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü

Bu yazı HBT'nin 63. sayısında yayınlanmıştır.