Sıradanlıktan uzak olalım. Bilimde neredeyiz sorusunun pek çok açıdan yanıtı vardır. Mesela uluslararası bilim dergilerinde yayımlanan araştırma makale sayısına göre... Veya bu araştırma makalelerinin nüfusa veya milli gelire oranına göre... Veya çeşitli bilim dallarında ülke biliminin durumuna göre. Fakat bütün bunlar için tek bir esaslı kıstas var: Yaptığınız bilimsel araştırmanın çıktısı: Bilim...
Bilim dergilerini karıştırırken hep bildiğimiz ama hep de unutulan bir büyük bilimcinin 200. doğum yılı gözüme çarptı: Alfred Russel Wallace. Darwin (1809-1892) de Wallace (1823-1913) de İngiltere’de yaşadılar ve hemen hemen eşzamanlı evrim yasalarının temellerini attılar. Her iki büyük bilimcinin (ve daha pek çoğunun, Newton, Huxley ...) İngiltere’de ortaya çıkmaları ve modern bilimin temellerini...
Pazar günleri bu sütunu bilime ayıracağımı anımsatayım yeniden. Bugün derinden derine gelişen ve neredeyse uygulama noktasına hızla yükselen kanser aşıları üzerine gelişmeleri paylaşacağım: Buzdağının onda dokuzu su altında misali, kanser aşıları da öyle. Fakat giderek daha büyük bölümü su üzerine çıkmaya başladı. Konu bu kez kanserlere karşı geliştirilmekte olan mRNA aşıları. mRNA, biliyorsunuz, ...
Temel bilimcilere hayranım. Bilimin yükselmesini onlara borçluyuz.Aziz Sancar hiçbir beklentiye kapılmadan, sadece merak ettiği sorunu anlamak ve çözmek için araştırdı. Şüphesiz, araştırdığı doğanın, canlıların bir sırrıydı. Nasıl oluyor? Nasıl çalışıyor? Acabalarla, belkilerle ve sorularla dolu bir araştırma macerası, inadın, sabrın, sebatın sonucu olarak da anlamanın keyfini yaşatır bilimciye. M...
Sordum, haftanın dört gününden birini bilim konularına ayırma önerim geniş destek buldu. Siyasete bilimsel bakış ve analizle yaklaşırken, bir günü doğrudan bilime ayırmak, köşenin isim hakkını teslim etmek olacak. Önce “Neler oluyor”a bakacağım bu yazıda. Dünya kapsamlı dönüşümden geçiyor. İlki, yerküre açısından baktığımızda, muazzam bir iklim değişimi süreci içindeyiz. Her yıl çok daha farklı, d...
İç siyasetin vıdı vıdısına kilitlenmekten sıkılıyorum, bugün ilgilenmeseniz de farklı bir konuya bakacağım. Ama bakılması gereken başka bir konu daha var, umurumuzda değil oysa o kadar önemli: İran’daki molla yönetiminin kadın erkek tüm toplumu soktukları cenderedeki özgürlük isyanı.. Saray başının hiçbir devrimci gelişmeye izin vermeyeceğiz biçimindeki laflarıyla İran arasında ilgili ilgisiz iliş...
Dünyaca ünlü jeoloji profesörü Celal Şengör hakkında Diyanet’in şikâyeti ile açılan dava, Avrupa Bilimler Akademileri Birliği ile Saray’ın güdümündeki Türkiye Bilim Akademisi (TÜBA) arasında, Türkiye bilimi açısından utanç verici bir yazışmaya konu oldu. Olayı anımsayalım önce: Şengör, Fatih Altaylı’nın bilim programında dile getirdiği bilimsel görüş nedeniyle, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca şikâye...
İnsanlığın en merak ettiği konuların başında kendi soyunun kökeni geliyor: Nereden geliyoruz, nasıl biz olduk, bizden önceki benzerlerimiz var mıydı, varsa onlar kimlerdi, bizlerle onlar arasında akrabalık ilişkileri neydi, peki onlar neden yok oldular, yoksa aramızda yaşayanları var mı, birbirimize ne kadar benziyoruz, onları biz mi yok ettik... Sonu gelmez sorular. Bilim insanları bu soruları bü...
Bugün günlük siyaset beklemeyin bu köşede. Bunun yerine tarihi bir kişilikten bahsedeceğim. Bilmediğiniz yönüyle.. *** Adalete özen göstermeme.. Güzelce siyaset ve idare etmede gevşeklik.. İşleri ehline vermeme… Alınan kararlarda müşavere etmeme… İlim adamları ve iş bilir kimselerin görüşüyle iş yapmama… Rüşvetin yaygınlığı… İşlerin mükemmelen öğrenilmemesi ve baştan savmacılık… Sanmayın ki bu ikt...