Tanol Türkoğlu

Kibir cahile yakışır!

“Başına nasıl bir felaket gelecek? Milyarlarca insana ne olacak?” Bunlar giderek 21. Yüzyılın en kritik soruları olmaya aday. İnanç tabanlı “gelenek” kültürü ile düşünce tabanlı “bilim” kültürünün bu yüzyıldaki çarpışması bu sorunun etrafında şekillenecek gibi. “Bilim” ile “ilerleme” elele hareket etmektedir öteden beri. Bilim gerek insanlığın gerekse de insanların daha ileriye gitmesini amaç edin...

Hamformasyon

Dijitalleşmeyle ilgili geçtiğimiz günlerde bir etkinliğe katıldım. Hemen önümde oturan iki kişi konuşmacıları dinlemek yerine sürekli kucaklarındaki laptoplarla meşgüldü. Önce rahatsız oldum. Ancak omuzlarının üstünden göz ucuyla ekranlarına baktığımda fark ettim ki o esnadaki yapılmakta olan konuşmayla ilgili haber metni hazırlıyorlar. Tam da üstünde önemle durulması gereken bir farkın işareti. Y...

(Dijital) Uçurum derinleşiyor

Sanayi toplumunda ortaya çıkan gelir düzeyindeki eşitsizlik çözülemeden bilgi toplumu ile yeni bir boyut kazandı. Bilgi teknolojilerine erişim ve bunlardan istifade etmedeki bu eşitsizliğe kısaca dijital uçurum deniyor denmesine de aslında o da ekonomik eşitsizliğin bir türevi. En ucuz bilgisayar, telefon veya internet için bile ciddi para lazım. Alternatifi kamunun ücretsiz hizmet verebilmesi. Ün...

Çözüm: Post-truth muhalafet!

Gerçek-ötesicilik küçük görülüyor oysa günümüzde başarıya götüren en güçlü silah! Üstelik telif hakkı da yok. Muhalefettekiler de iktidardakiler gibi kullanabilir. “Tüm dünya muhalifleri, ‘gerçek-ötesi’ci olun!” Üniversitede (80ler) arayıp bulmuş, astronomi dersi de almıştım. Anımsadığım iki şeyden birisi “güneşin görünen güzergahı” na verilen isimdi. Bu ifade yarı gerçek-ötesi (post-truth) değil ...

En önemli sorun(umuz)

“En önemli ama en önemli sorunumuz” nedir? Doğan Kuban Hoca Herkese Bilim Teknoloji Dergisi’nin zaman zaman düzenlediği beyin fırtınası toplantılarında en çok bu soruya cevap aranmasını salık verir. Düşünüldüğünde “Eğitim şart!” türünde kendini tablodan soyutlayıcı cevapların işaret ettiği “cehalet”in en önemli, kök sorunumuz olamayacağı tespit edilecektir. Giderek daha netleşiyor ki ülkemizin en ...

Neden oku(t)muyoruz?

Yakın bir zamanda bir dostumla kitap mezatına giderken konuşuyoruz. Babasının bir arkadaşının Yılmaz Güney’in hapishane arkadaşı olduğunu anlatıyor. Kader kurbanı olan bu arkadaş, bir ziyaret günü dostumun babasına Yılmaz Güney’den imzalı bir kitap hediye ediyor. 70li yıllar. Uzun yıllar sonra dostum bu hikayeyi öğrendiğinde babasına kitabın şimdi nerede olduğu soruyor. Bugün dijital göçmen denen ...

Ben hastaysam…

Çocukken şöyle düşünürdüm: Hacca sadece kurban bayramı döneminde gidiliyorsa, yılın geri kalanında orada ne yapılıyor? Sonra “umre”yi öğrendim. Konunun dini vecibe kısmı bir yana (biri farz diğeri sünnettir), hac veya umre fark etmez bu kutsal mekanları ziyaretin manevi-metafizik anlamda bireye yaşatacağı deneyim açısından bir farkı yok. Kişinin kendi nefsini-zatını bilmesi, inceltmesi, akleden bi...

Yeni düşman: İnsan vücudu!

Kapitalizm ideolojik bir derinlik sunuyor mu? Yoksa ona derinliği veren, onun karşıtı olan kafalar mı? Bir tür “bir deli kuyuya bir taş atar; on akıllı çıkaramaz” durumu. Kurumsal yönetim olgusunu Amerikan iş dünyasına sunmuş olan Peter F. Drucker, örneğin, hep Marksizme atıfta bulunarak kapitalizmi yüceltmeye çalışmıştır. Marksizm ne diyorsa, tam tersini yap! Marksist teori “sanayi toplumu” anali...

INTERNİTE, MOBİLİTE, SOSYALİTE

M.A.Akev ve Nişantaşı Felsefe Grubu için 1789 devriminin üç imgesi, üç mottosu olan liberte-egalite-fraternite’nin Fransa bayrağındaki üç renkte simgelendiği bilinir: Mavi; özgürlük (liberte), beyaz; eşitlik (egalite) ve kırmızı da kardeşlik (fraternite). Oysa bu renkler devrimden önce de vardı ve başka anlamlar taşıyordu. Mavi-kırmızı ikilisi nicedir Paris şehrini temsil ediyordu. Beyaz ise (çeşi...