Sekiz yıl önce sadece 40 liralık bir yatırım yapmış olsaydınız; bugün en iyi şartlarda kaç liranız olurdu? Dört yüz lira? Dört bin lira? 40 küsur milyon liraya ne dersiniz? Yanlış okumadınız; bir koyup milyon alınan bir yatırım. İşte size bitcoin! Eğer Kristoffer Koch o dönemde kriptoloji konusunda tez yazmıyor olsaydı belki de ilgi duyup 27 dolar (o zamanın kuruyla 40 lira) değerinde beş bin tane...
“Biz büyüdük ve kirlendi dünya” ezgisi efkârlandırıyor ve belki de alkol tüketme arzusu doğruyor olabilir! Peki ya bu tepkinin kendisi de kirle(t/n)meye katkı sağlıyorsa? “Biz büyüdük ve kirlendi dünya”! Yeni Türkü’nün Telli Telli şarkısında yer alan bu dize göründüğünden çok daha derin anlamlar barındırıyor. Şarkı aslında komşumuz Yunanistan orijinli. Haris Aleksiu’nun söylediği. Sözleri de farkl...
Robotlu filmlerin sübliminal mesajı aynıdır: Robota geçiş süreciyle ilgilenmez. O süreç tamamlanmış ve robot toplumda yerini almıştır. Olaylar böyle bir mekan ve zamanda yaşanır. Belli ki o geçişin faturasını gelecek on-on beş seneyi yaşayıp görecek olanlar ödeyecek; hayatlarının geri kalanında. Bir tür yastır aslında bu! Çok sevdiğimiz bir yakınımız öldüğünde aslında kabul ettiğimiz şey onun öldü...
Umberto Eco’nun veda etmeden önce hazırladığı son seçkisi Budalalıktan Deliliğe adıyla Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıktı. Kitap yazarın 2000li yıllarda kaleme aldığı dergi yazılarından oluşuyor. Eco’nun odaklandığı ana konulardan bir tanesi de dijitalleşmenin birey üzerindeki sosyo-kültürel etkileri. TV zirvedeyken Andy Warhol öngörmüştü: “Bir gün herkes onbeş dakikalığına ünlü olacak”. Internet bu...
Hayat iyiden iyiye dijitalleştikçe yepyeni problemler de kapıyı çalıyor. Kimisi büyük kimisi küçük. Problemin büyük olup olmadığını belirlemekse kolay değil. Akıllı telefonlarla yapılan fotoğraf çekimlerini ve yarattığı sorunu ele alalım. Herhangi bir sokakta, caddede yürürken az ötenizde birisi kendi fotoğrafını çekiyor ve arkaplana sizi malzeme yapıyor olsun. Sıkıntı yaratır mı? Cevabınız “Çekin...
Renkli kuantum dünyasında, gözlemcinin gözlediği olaya, ortama etki ettiği kabul edilir. Bunun makrokozmosdaki izdüşümü belki de Vahdet-i Vücud düşüncesi olabilir. Ne yazık ki iki ayrı disiplinin konusu olduğu için henüz aralarında bir etkileşim kurulmuş değil. Belki bir gün bir fizikerinin aklına düşer de bu ikisini aynı potada eritebilir. “Nasıl olur?” mu dediniz? İki bilgi. Bir: Bilim yıllardır...
“Başına nasıl bir felaket gelecek? Milyarlarca insana ne olacak?” Bunlar giderek 21. Yüzyılın en kritik soruları olmaya aday. İnanç tabanlı “gelenek” kültürü ile düşünce tabanlı “bilim” kültürünün bu yüzyıldaki çarpışması bu sorunun etrafında şekillenecek gibi. “Bilim” ile “ilerleme” elele hareket etmektedir öteden beri. Bilim gerek insanlığın gerekse de insanların daha ileriye gitmesini amaç edin...
Dijitalleşmeyle ilgili geçtiğimiz günlerde bir etkinliğe katıldım. Hemen önümde oturan iki kişi konuşmacıları dinlemek yerine sürekli kucaklarındaki laptoplarla meşgüldü. Önce rahatsız oldum. Ancak omuzlarının üstünden göz ucuyla ekranlarına baktığımda fark ettim ki o esnadaki yapılmakta olan konuşmayla ilgili haber metni hazırlıyorlar. Tam da üstünde önemle durulması gereken bir farkın işareti. Y...
Sanayi toplumunda ortaya çıkan gelir düzeyindeki eşitsizlik çözülemeden bilgi toplumu ile yeni bir boyut kazandı. Bilgi teknolojilerine erişim ve bunlardan istifade etmedeki bu eşitsizliğe kısaca dijital uçurum deniyor denmesine de aslında o da ekonomik eşitsizliğin bir türevi. En ucuz bilgisayar, telefon veya internet için bile ciddi para lazım. Alternatifi kamunun ücretsiz hizmet verebilmesi. Ün...