Engelleri yıkan iki proje

Öne Çıkanlar Toplum
Engelleri yıkan iki proje

Engelleri yıkan iki proje / TedxAnkaraCitadel

Toplumların gelişiminde küreselleşme bilginin yayılmasında çok önemli bir hız sağlıyor. Bu hızın artmasını ve bilginin en ücra köşeye ulaşmasını sağlamak için geliştirilen girişimlerden biri de TED (Technology-Entertainment-Design: Teknoloji-Eğlence-Tasarım) girişimi. Tohumları 1984 yılında (Korkunç 1984!) Richard Saul Wurman tarafından atılmış olan TED dünyaya yaymaya değer düşüncelerin sunulduğu en etkili kuruluşlarından biri haline gelmiş durumda.

TED konuşmalarında günümüzün önde gelen düşünce önderleri fikir ve deneyimlerini en fazla 18 dakikalık konuşmalarla sunuyorlar, ardından da bu konuşmalar internet ortamında ücretsiz olarak erişime sunuluyor (www.ted.com, http://twitter.com/TEDTalks, http://facebook.com/TED).


TED konferansı başka bir ülkede düzenlendiğinde TEDx adı ile anılıyor. Ülkemizde de başlayan TEDx konferanslarından Ankara Citadel girişiminin organizasyonu Küratör Berrin Benli’nin önderliğinde 30 Mayıs 2016 tarihinde Ankara Kalesindeki Gökyay Satranç Müzesinde “İlham Kaynağı” (Muse) teması ile gerçekleştirildi (www.tedxankaracitadel.com). İlham kaynağı engeller ve engelliler olan iki ilginç proje şöyle:

Engeller takılmak için değil, yıkılmak için vardır

Üstün Zekâlılar Eğitim Merkezi ÜST-ZEM’den (www.ustunzekalilarmerkezi.org), Alper Kınacı (2004), Ediz Doğan (2006), Ömer Akın Yücel (2004), Fatih Efe Yücel (2004) hocaları Mehpare Kınık Ustomar’ın rehberliğinde ve arkadaşları ile görme engelliler için son derece yararlı bir projeye imza atmışlar.

Küçük Mucitler’in projesi görme engelli çocukların da oyun oynayabilmesi için ve görmeden hayal edebilmesi içinGörme engellilere lego oynama eğitimi verme” projesin uygulaması sırasında akıllarına gelmiş, kendilerini onların yerine koyarak lego oynanacak yere nasıl gidebileceklerini düşünmüşler.  Bunun için özel bir baston tasarlamışlar. Bu bastonun üzerindeki renk sensörü ile yollara önceden çizilmiş renkli çizgiler ile yol bulmak mümkün oluyor. Her renk farklı bir sese dönüşerek kulaklık ile kullanana belirtiyor. Yürünecek olan yer düz bir yol mu, merdiven mi sesle söyleyerek düşmemelerini sağlıyor.  Aynı zamanda bastondaki mesafe sensörü ile de önlerindeki engelleri önceden haber veriyor, çarpmalarını önlüyor. Böylece görme engelli çocuklar oyun oynamaya gidebilecekler.

Bastonun ön patentini almış olan küçük mucitler görme engelli bir bireyin sözlerini akıllarından çıkarmadıklarını belirtiyorlar: “Dünya size göre kurulduğu için biz özürlüyüz, bize göre kurulsaydı siz özürlü olurdunuz."

2008 yılında kurulmuş olan ÜST-ZEM, uluslararası geçerli testlerle üstün zekâlı veya yetenekli oldukları tespit edilen çocuklar için zenginleştirilmiş, özel programlar ile hem örgün eğitim vermektedir. Bugüne kadar ÜST-ZEM tarafından binlerce çocuğa tarama testleri yapılmış, bu testler neticesinde üstün zekâlı oldukları belirlenen 10.000’e yakın öğrenciye özel eğitim verilmektedir.

Sanal gerçeklikle engelliyi anlamak

Görme engelinin yanı sıra yürüme engeli olanlar da her gün evde, sokakta birçok sorunla, engelle karşılaşıyor. Engelli olmayanların onların neler yaşadığını gerçekten anlamasına imkân yok iken mimar, mühendis, akademisyen Refik Toksöz’ün “Sanal Gerçeklikle Engelliyi Anlamak” adlı projesiyle bunun anlaşılması ve deneyimlenmesi amaçlanıyor (http://www.reo-tek.com/tr). Toksöz ve ekibinin geliştirdiği tekerlekli sandalye ve sanal gerçeklik gözlüğü ile engelli bir kişinin sokaklarımızda neler yaşadığı anlaşılabiliyor.

Empati Sokağı” adı verilen bu projede özel tekerlekli sandalye ve sanal gerçeklik sağlayan gözlüklerle bir sokakta dolaşıyor gibi olunuyor. Sokak düzensiz kaldırım, tümsek, çukur, basamak, ağaç vb. engellerle dolu veya engelliler için asansörle çıkılan bir üst geçidin asansörlü inişi yok.

Böyle bir şehirde tekerlekli sandalye ile yola çıkmış bir kişinin akıl almaz maceralarını yaşamak ve bu durumdaki kişilerle empati yapabilmek için geliştirilmiş bu sistemi denedikten sonra insanın aklı açılıyor, zaten engelli olanların çevredeki engellerle neler çektiğini anlıyor.

Refik Toksöz "Empati Sokağı" projesinin çıkış noktasını şöyle anlatıyor:

“Bir gün tekerlekli iskemlede oturan bir adam gördüm, hemen yanına yanaştım, kalıcı mı dedim, neyse ki geçiciymiş”. “Nasılmış engelli olmak dedim, cevabı şuydu: Hocam ben askeri rehabilitasyon merkezinde görevliyim, yıllardır her gün birçok engelli ile çalışıyorum. Ama ilk defa şimdi anladım engelli olmanın ne demek olduğunu, kendim de tekerlekli iskemleye oturunca." "Empati Sokağı" projesi başımıza gelmeden başkalarının ne çektiğini gözlerimizin önüne seriyor.

Refik Toksöz müze ve sergi tasarımı, etkileşimli kullanıcı arayüzleri, üç boyutlu tarayıcı donanımı ve yazılımı geliştirilmesi, bilgisayar oyunları, reklam medyası olarak etkileşimli projeksiyon sistemleri tasarımı vb. konularda çalışmalarını ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümünde ve Teknokent’te sürdürmektedir. Ekibiyle beraber Expo 2016 Tarım ve Biyoçeşitlilik Müzesi dâhil, 35’ten fazla müzenin etkileşimli içeriklerinin tasarım ve üretimini gerçekleştirmiştir.

Prof. Dr. Pınar Aydın
[email protected]