Duygularınız normal mi?

Sağlık
Duygularınız normal mi?

Güne çok pozitif başlıyorsunuz. Gün içinde yapacaklarınızı belirlemişsiniz ve kararlısınız. Ancak gün içinde biri size öfkeli bir söz sarf ediyor ve birden halı ayağınızın altından hızla çekilmiş ve kendinizi yerde bulmuşsunuz gibi kalakalıyorsunuz. Sabahki o güzel enerjinizin yerinde artık yeller esiyor değil mi? Peki siren sesleri, güçlü kokular, parlak ışıklar sizi rahatsız ediyor mu? Duygularınız sıklıkla değişiyor mu? Utangaç ya da hayli çekingen bir çocukluk mu geçirdiniz? Bu soruların çoğuna evet yanıtını veriyorsanız siz oldukça duygusal bir insansınız.

Ya da tam aksine soğuk, sakin biri misiniz? Diğer insanların duygularının sizinkileri etkilemesine izin vermiyor; kendinizi çok değerli mi buluyorsunuz?

Eğer öyleyse, 1970'lerde Kanadalı psikolog Robert Hare tarafından oluşturulan psikopati ölçeğinin içinde yer alıyorsunuz. Biliyorsunuz psikopati, psikiyatride empati ve vicdan eksikliği ile tanımlanan bir kişilik bozukluğu olarak tanımlanmakta.


Aşırı duygusal ya da psikopat- dünyada çoğu insan bu iki uç etiketin dışında. Ancak psikologlar insanın duygusal aralığı değerlendirmek için birçok ölçek geliştirdiler ve hepsinde ortalama bir puan almak pek mümkün değil. Örneğin, New York'taki Stony Brook Üniversitesi'nden psikolog Elaine Aron'a göre, her beş kişiden biri "son derece hassas" ölçeğinde tanımlanabiliyor.

Londra'da Queen Mary Üniversitesi'nden Michael Pluess daha önceki araştırmalar ışığında, binlerce genin karışık dağılımının çevreye duyarlılığımızı belirlediği; ve bunun da duygusal yapımızı belirleyen tek faktör olduğu üzerinde durulduğunu hatırlatıyor. Son on yılda ise, psikologlar çok hassas insanlarda ortak bulunan düzinelerce genetik varyant tespit etti, örneğin serotonin, dopamin ve oksitosin gibi düzenleyici anahtar hormonlar...

Pluess, bu genlerin çoğunun beynin duyguların işlenmesinden sorumlu olan ve amigdala adı verilen bölgesindeki aktiviteyi arttırdığını bulan kişi.

Ancak bunların hiçbiri kötü haber değil. Aşırı duyarlı insanların çevrelerindeki olumsuzluklardan etkilendikleri gerçeği işin bir yönü; Plueess’ın araştırmaları ise bu kişilerin aynı zamanda daha derin düşünen, daha yaratıcı ve olaylara daha pozitif yaklaşan kişiler olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca aşırı duyarlılık, insanları yeni koşullara uyum sağlamada daha başarılı kılıyor ki bu da evrimsel açıdan avantajlı bir özellik.

Genel bir kural olarak bu tarz kişiler empati testlerinde daha yüksek başarı elde ediyorlar. Tam tersi, empati kurmakta başarısız olan kişiler ise grup çıkarlarının kişisel çıkarların önünde olması gereken durumlarda tercih edilen kişilikler oluyor. İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nden Sarah Garfinkel “Bunlar örneğin bir şirketin çıkarları için çok sayıda çalışanı kapı önüne rahatlıkla koyabilen kişiler” diyor.

Evrimsel süreçte farklı karakter özelliklerine sahip insanların bir arada bulunmasının sağlıklı olduğu belirtiliyor. Açık aykırı değerler olduğu sürece- soğukkanlılıkla adam öldürmeye kadar varabilen aşırı bir psikopati durumu örneğin- duygusal tepkilerimiz beyin mantık bölgesi olan prefrontal korteksti amigdalaya bağlayan devreler tarafından tutulur ve  isyan çıkarmazlar. Dolayısıyla sağlıklı bir beyinde siz kendi duygusal tepkilerinizi mantıklı düşünce çerçevesinde kontrol altında tutabilirsiniz..

New Scientist’ten derleyen Özlem Yüzak

*Bu yazı HBT'nin 53. sayısında yayınlanmıştır.