Kuşlar, yabancı yumurtaları nasıl ayırt ediyor?

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
Kuşlar, yabancı yumurtaları nasıl ayırt ediyor?

Kuşlar çok çeşitli tüy renklerine, desenlerine sahipler. Yumurtaları da öyle. Yumurtalar, hem farklı renklere, hem de farklı leke yoğunluklarına sahipler. Peki, neden öyleler?

Elbette akla ilk gelen bir kuş türünün kendi yumurtalarını tanıyabilmesi geliyor. Hiçbir kuş, başka bir kuşun yumurtası üzerinde kuluçkaya yatmak istemez değil mi? Üstelik kuşlar yumurtadan çıkan yavruların kendi yavrusu olup olmadığını da ayırt etmekte zorlanabiliyorlar. Yani bir başka türün yavrularına bakmak ve yetiştirmek gibi ciddi bir risk de söz konusu.

Buraya kadar her şey açıkça anlaşılabiliyor, ancak düne kadar araştırmacıların kafasını karıştıran önemli bir soru vardı: Kuluçka asalağı türler  -yani yumurtalarını başka türlerin yuvalarına bırakanlar-, biz insanların çıplak gözle ayırt edemeyeceği kadar benzer yumurta bırakmalarına rağmen, konak kuşlar yabancı yumurtaları yine de belli bir oranda başarıyla ayırt edebiliyorlar. Acaba bizim göremediğimiz neyi görüyorlar?


Normalde kuşların yabancı yumurta ayırt etme süreci temelde basit bir kurala dayalı davranır: "Seninkine benzemeyen yumurtayı dışarı at!"

Kim boyamış yumurtalarımı?

Bu mekanizmanın nasıl çalıştığını ortaya koymak isteyen araştırmacılar, kuş yumurtalarından sadece birini, birden fazlasını ya da tamamını boyamak suretiyle manipüle ettikleri çeşitli deneyler gerçekleştirdiler.

Bu deneyler, sözgelimi büyük kamışçın kuşunun (A. arundinaceus) guguk kuşu yumurtalarını ayırt etmek için yumurtalardaki renk farklılıklarını ve kendi yumurtalarının nasıl olduğuyla ilgili anılarını esas aldıklarını ortaya koydu.

Ancak bazı bölgelerdeki kuluçka asalağı kuşlar o kadar kabiliyetliler ki, renk farklılıkları ve anılar yumurtaları kesin olarak ayırt edebilmek için yeterli değil; ancak yine de konak kuşlar %100 olmasa da önemli bir başarı performansıyla yabancı yumurtaları ayırt edebiliyor. Görünen o ki evrim savaşı, Guguk kuşlarının konağıyla neredeyse birebir aynısı yumurtalar üretebilmesine olanak verirken, konak türlerin de daha başka ayırt etme mekanizmaları geliştirmelerine yol açmış, ama nasıl?

“Tetrakromatik” görüş

İşin sırrı, kuş retinalarının memeli retinalarına göre farklılık göstermelerinde yer alıyor gibi görünüyor. İki ya da üç koni tipine sahip olan memelilerden farklı olarak, kuşlar dört farklı koni tipine sahipler ve bu da kuşları tetrakromatik bir görüşe sahip kılar. Başka bir deyişle kuşlar memelilerin iki katı kadar renk görme kabiliyetine sahiptirler. Yani bizler için iki yumurta birbirine tıpatıp benziyorken, bir kuş için ikisi bariz bir biçimde farklı renge sahip olabilir.

Pek çok ötücü kuşu da içeren bazı kuş takımları, bizlerin göremediği UV bandındaki ışığı da görme kabiliyetine sahip. Hâkim olan kurama göre, aslında ilk omurgalı ataları da UV bandındaki ışığı algılayabiliyordu, ancak primatlarda ve kuşlarda bu yetenek zamanla kayboldu. Ancak bu morötesi görüş kabiliyeti kuşlarda birbirinden bağımsız olarak en az dört kez yeniden evrildi.

Lakin bu işlev bilinse de, UV duyarlılığının kuluçka asalaklığına bir yanıt olarak mı evrildiği yoksa evrimsel tarihlerinde bir şekilde zaten kavuştukları bu yeteneklerin kuluçka asalaklığına karşı da işe mi yaradığı sorusu hala tam olarak yanıtlanmış değil.

Kuşların renk algılama mekanizması

Kuşlardaki renk algılama mekanizmasına yönelik tüm kuramlar günümüz teknolojik imkânları sayesinde daha net olarak sınanabilecek. Eskiden mikro spektrofotometri adlı bir yöntem kullanılıyordu: Bir kuş gözündeki fotoreseptörden ışık geçiriliyor ve hangi dalga boyunu emdiği ölçülüyordu. Maalesef bu yöntem için deneğin ölmesi gerekiyordu.

Lakin bugünlerde kullanılan yöntem, UV bandına duyarlı olan proteinin DNA sekanslamasına bakılabiliyor ve müdahale edilebiliyor. Yani bir kuş türünü mora duyarlı halden ultraviyoleye duyarlı hale getirme işi tek bir amino asit değişimiyle gerçekleştirilebiliyor.

Böylece bir kuş türünün yumurtaları ayırt etmede UV görüşünün katkısı olup olmadığı rahatlıkla sınanabiliyor. Hem de kuşlara hiçbir zarar vermeden -ki bu da soyu tükenmekte olan kuşlarla bile çalışma imkânı sağlıyor-. Bu çalışmalardan elde edilen veriler, güçlü bilgisayarlar sayesinde dünyanın kuşların gözlerinden nasıl göründüğüne yönelik modeller oluşturabilme imkânı da sağlıyor.

Pek yakında kuşların görsel dünyasına yönelik tüm sırların çözüleceğini ümit edebiliriz.

Kaynak: Bu yazı Evrim Ağacı’nda yer alan orijinalinden özetlenmiştir.
Orijinal Çeviri: Tevfik Uyar, http://www.evrimagaci.org/makale/540
Orijinal Kaynak: Aidala, Z. & Hauber, M. E. (2010) Avian Egg Coloration and Visual Ecology. Nature EducationKnowledge 3(10):53