Ham maddesi insan, yakıtı akıl…

Editör ne diyor?

Evet, ham maddesi nitelikli insan, yakıtı akıl olan kazanıyor; özellikle dijital teknolojilerin ve bilimsel gelişmelerin büyük hızla yaşamları dönüştürdüğü bu çağda. Bu yüzden ülkeler en akıllı beyinleri kapma yarışı içindeler. Bunun farkında olmayanlar, umursamayanlar ise treni kaçırıyor. Türkiye nitelikli göç veren ülkeler sıralamasında başlarda. Eğitimli gençler, bu ülkede kendilerine gelecek göremeyenler, sessiz sedasız dünyanın bir yerlerine dağılıyor. Belli bir geliri, belli bir yaşam düzeyi olanlar ise çocuklarının geleceğini artık burada aramaktan vazgeçiyor. Kısacası Türkiye’nin beyin gücü göç ediyor. Hem de arkasına bile bakmadan…

Bir ülkenin beşeri gücünü belirleyen faktörler o ülkenin eğitim politikalarının topluma yansıması, kişilerin kazandıkları bilgi ve beceriler, bunların o ülkeye ve topluma katkısı, gelişen koşullara göre bu bilgi ve becerilerin yenilenme hızı. Anlayacağınız kendi insan kaynağına yatırım yapan kazanıyor.

Buradan yola çıkarak bu sayımızda beyin göçünü irdeledik. Nüfus bilimci Mümtaz Peker Türkiye’de iç ve dış göçün değişen yapısını inceleyerek “En iyi beyinleri hangi nüfus süreçleri sonucu kaptırdık?” sorusuna yanıt aradı. Bir de Çin’den örnek verdik, beyin göçünü tersine çevirmek için nasıl yollar izlediğine ilişkin...


Keşke “ham maddemiz insan, yakıtımız akıl” sözünü bir slogan haline getirsek ve her alana uygulayabilsek. Örneğin, Türkiye’nin ilk yerli ve milli aracını üretmek için beş babayiğidin kolları sıvadığı otomotiv sektöründe. Diğer ülkelerin yaptıklarının benzerini mi yapmak yoksa devrim niteliğinde bambaşka bir şey yaratıp çığır mı açmak? Yazarımız Ali Akurgal bu düşünceden yola çıkarak kendi deyimiyle “tekerleği yeniden keşfetti”. Tüm hareketlerin tekerleğe bildirildiği, ön ve arka tekerleklerin ters yönlere döndürülebildiği, hatta aracı park ederken tekerleklerin yengeç gibi yan yan gidebildiği… Buluşu için patent başvurusunda bile bulundu. İlgiyle okuyacağınızdan eminiz...

Dergimiz bu hafta da dopdolu. Eğitim, bilim, sağlık, yeni teknolojiler ve diğerleri...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi için "yerli ve milli değerlere dayanmadığı için başarısız oldu" eleştirisi üniversitelerin başarıları ile ilgili önemli tartışmaları da beraberinde getirdi. Prof. Dr. Murat Özmen, uluslararası sıralamalarda üniversitelerimizin ne yazık ki altlarda olan yerlerini ve nedenlerini yazdı.

Doğan Kuban hoca daha önceki yazılarında da bahsettiği Kaya Sınıfı’nı ele aldı ve Türkiye’de yeni umudun taşıyıcısının bu sınıf olduğunu belirtti. Tanol Türkoğlu “Dijital izler ve Wikipedia” yazısında sitenin hala erişim yasağı kaldırılmamasına farklı bir yorum getirdi. Doç. Dr. Okan Ormanlı “Yapay Zekâ ve Sinema” yazısında sinemadaki yapay zekâ örneklerini yazdı.

Sağlıkta bu kez konumuz birçoğumuzun dikkatle okuyacağı diyet ve diyet reçetelerinin ortak noktasının ne olduğu. Dr. Mustafa Çetiner ise kafein iyi mi kötü mü? diye sordu.

Bilime yön veren insanların öyküsü her zaman ilgi çekicidir. Bu ve bir sonraki sayımızda çağdaş kimyanın kurucusu Antoine Lavoisier’i okuyacaksınız. Parisli zengin bir ailenin oğlunun bilim aşkı ve idamı…

Her yıl ocak ayının son Pazar günü “Dünya Cüzzam Günü” olarak anılır. Cüzzam olarak bilinen tıp dilinde Lepra hastalığı denilince ilk akla gelen isim şüphesiz 2009 yılında yitirdiğimiz Prof. Dr. Türkan Saylan. Onu ve ekibinin amansız savaşı sayesinede belki bugün Türkiye’de cüzzam artık yok ama hala sayıları 2 bini bulan Lepradan etkilenmiş kişi var. Türkiye’de Leprayı ve Saylan’ın 42 yıl önce kurduğu çalışmaları hala devam eden derneği bizim için Prof. Dr. Ayşe Yüksel yazdı. Bebeğin ana karnında geçirdiği zamanda dâhil olmak üzere ilk 1000 gününün neden önemli olduğunu Dr. Aylin Şimşek’in yazısından okuyacaksınız. Yrd. Doç Dr. Dilek Demirtepe Saygılı da kronik hastalıklarda psikolojik sağlığın önemine dikkat çekti.

30 yeni dijital abonelik hediye

Dergimizin yazarlarından Yüksel Atakan ağırlıklı doğu ve güney doğu illerinden öğretmen ve öğrencilerden oluşan 30 kişiye 3 aylık dijital abonelik armağan etti. Bu seferki abonelik Türkiye Görme Engelliler Kitaplığı’nın kurucusu Avukat Gültekin Yazgan adına. Aboneliği alanların listesi 15. sayfada.

Haftaya Cuma yeniden görüşmek umuduyla.

***

HERKESE BİLİM TEKNOLOJİ’NİN YENİ KONFERANS DİZİSİ

DİJİTAL KÜLTÜR VE YAPAY ZEKA KONFERANSLARI: PROF. DR CEM SAY & TANOL TÜRKOĞLU

Bir duyurumuz daha var. Herkese Bilim Teknoloji olarak popüler bilim konferanslarının ikincisini başlatıyoruz. Geçtiğimiz dönem Prof. Dr. Doğan Kuban ve Prof. Dr. Bozkurt Güvenç ile düzenlediğimiz 2 Bilge Konferansları geniş kitlelere ulaşmış, merakla izlenmiş ve hayli ses getirmişti. Bu kez konu Dijital Kültür ve Yapay Zeka. Konunun iki uzmanı Prof. Dr. Cem Say ve Tanol Türkoğlu bugüne ve yakın geleceğe bilimin ve teknolojik gelişmelerin ışığında bakacaklar ve nereye gidiyoruz sorusuna yanıt arayacaklar. 12 bölüm sürecek konferans dizisinde yapay zekadan robotlara, sosyal medyanın gücü ve gerçek ötesinden kripto paralara, eğitimin geleceğinden 4. Sanayi Devrimi ve bunun istihdama etkilerine kadar birçok konu geniş bir çerçevede tartışılacak.

Ayda bir cumartesi günleri gerçekleştirilecek konferansların ilki 27 Ocak Cumartesi Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş kampüsünde 16:00’da. En fazla iki saat sürecek etkinlik canlı olarak da yayınlanacak. İlk konferansın konusu Yapay Zeka: Efendimiz mi, Kölemiz mi? Robotlarla ilişkilerimizi nasıl düzenleyeceğiz? Robotlar veya yapay zekâ, insan belleğinin çok hızlı kullanıp dünyayı ve hayatı şekillendirmekte ve araştırmalarda kullanacağı ve yararlanacağı bellek uzantısı mı olacak, yoksa karşımızda insan beynine eşit, zihinsel yeteneği daha iyi, zekâ ve yetenekte de bizi geçen bir “yeni robotik insan” mı bulacağız? Robot beyninin insan beynine benzeme olanağı var mı? İnsan-robot rekabetinin kısa, orta ve uzun vadede gelişmesi üzerine tartışmalar ve spekülatif düşünceler neler olabilir?

Etkinlik için: https://www.facebook.com/events/398615060566662/