Kışla, Cami, Okul

Editör ne diyor?

Herkese Bilim Teknoloji dergisinin son sayısındaki (Sayı 28) "Bu Hafta" başlığı ile yayımlanan Editör yazısını sunuyoruz...

İki bilge Bozkurt Güvenç ve Doğan Kuban ara verdikleri konferanslarına yeniden başladılar. Konferansın ana başlığı Kışla - Cami - Okul’du. Bozkurt Güvenç’in daha önce HBT’de yayımlanan aynı başlıklı yazısı ana temaydı. Gelmeyenler dinlemeyenler çok şey kaçırdı.

kg


Güvenç, Kılıçdaroğlu’nun özellikle FETÖ darbe girişiminden sonra sık sık Kışla-Okul-Cami’ye siyaset sokulmaması üzerine vurgusundan yola çıktı. Atatürk’e gönderme yaptı. Ata’nın askerlere, “Siyaset yapacaksan üniformanı çıkart, üniformanı giyeceksen siyaset yapmayacaksın” biçimindeki ünlü sözünü anımsattı.

Atatürk’ün üniversite-eğitimin inşası için çağırdığı ünlü eğitim bilimci John Dewey’in “Her okulda bir iş yeri, her iş yerinde de bir okul açın” önerisini anımsattı. Bir de şu çok önemli sözünü: “Maarif Encümeniniz var, bunu bakanın emri altına koymayın, üstüne koyun!” Kastettiği bugünkü Talim Terbiye Kurulu’ydu. Türkiye bunu yapamadı. Tam tersine her gelen bakan, Kurul’u değiştirdi. Böylece ülkenin ulusal ve düzenli, geliştirmeye açık bir milli eğitim politikası asla olamadı.

Güvenç, ilk kuruluş döneminde kadının da yurttaş sayılması konusunda zorluklara da değindi. O tarihte yapılacak nüfus sayımı tartışmalarında “Kadınları da sayacak mıyız?” gibi sözlerin dile getirildiğine vurgu yaptı. Çünkü Osmanlı’da da kadın sayılmıyordu, orada hane sayımı vardı.

Demokrasinin temel sorunu

Güvenç, Batı demokrasilerinde “Limited government” kavramının önemine değinirken, ülkemizde tam tersine, devletin her şeyi kontrole yöneldiğini, bugünkü iktidarın devletin tüm güçlerini elinde toplarken, aile yaşamına kadar varan bir müdahalenin gündemde olduğuna değindi. “Demokrasilerde temel mesele, hükümetlerin her şeyi kontrol etmeye yönelmesinin nasıl önleneceğidir” dedi. “Çünkü sandıktan çıkan her şeyi yapabileceği inancında...”

Özerklik konusuna da değinen Güvenç: “Özerklik devlet içinde devlet demek değil, aldığı kamu kaynaklarının yerinde harcanıp harcanmadığının denetimidir ve akademik özgürlüğün de hukuki güvencesidir... Ayrıca fikir özgürlüğünün de güvencesi yok; ben şimdi aklımdan geçenleri söylersem başıma neler gelir bilemem, çünkü OHAL var...”

Toplumun değişmesi gerek

Doğan Kuban, konuya farklı yaklaştı. Artık bugünü eski dünyanın referanslarıyla anlayamayız, o bitti. Politika ile ilgilenmeyen ama ekonomide yaratıcı faaliyetleriyle dünyaya açılan ve her şeyi izleyen çok büyük bir kitle var, onlara ulaşmalıyız” dedi. Satır başlarıyla:

  • Üniversite var, ama içinde hoca yok veya 200’e yakın üniversitede çok az sayıda hoca var.
  • Toplumun değişmesi gerekir önce. Herkesin görevi bu değişimde rol almasıdır. Anlatacağız, anlatacaksınız.
  • Kışla, Ordu, Cami, Cumhuriyetin simgeleridir. Cami hep vardı. Okul Cumhuriyet ile vücut buldu. Ordu ise Cumhuriyetin güvencesiydi, ama bir cami imamına teslim oldu!
  • Uygarlığı bugün bilgi ile eşleştirirsek, bizde ikisi de yok.
  • Bugünkü dünya, çağdaşlık, bilim, bilgi, teknoloji ve üretimleri üzerine kuruludur. Burada varsak gelecekte var olacağız...

***

Güvenç de Kuban da, çok dikkat çekici başka noktalara da değindiler. Her ayın ilk cumartesi günü planlanan konferansları kaçırmayın…

Şimdi HBT’nin bu sayısının içeriğine bir göz atalım...

Gelecek konusunda karamsar mısınız?

Hayır, Türkiye’yi kastetmiyoruz. Bu konuda geniş bir çevrenin, yurttaşın düşüncesi malum. Peki insanlığın geleceği üzerinde ne düşünürsünüz? Biz daha çok somut konular üzerinde odaklandık. Kişisel olarak pek umut yok gibi, ama bilim, sorun odaklı düşünmek ve çare üretmek zorunda, en azından umut var konuşmalı.

İşte insanlığın 20 sorunu ve bilimin yanıtları böyle kapağa çıktı. Alanlarında uzman bilim insanları yanıtlıyor. Dünya yarın yaşanmaz olursa (olasılık ciddi) uzayda koloni kurabilecek miyiz? İnsan sonrası çağda neler olur? Bilincin doğasını anlayabilecek miyiz? 8 milyar insan da bir gün sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek mi? Nükleer bir soykırıma uğrar mıyız? Peki ya cinsellik bir zorunluluk olmaktan çıkar mı? Ya Alzheimer?

Gerçek dünya burada

Bozkurt Hoca, kaybettiğimiz Yücel Kanpolat’ı anlatırken, Kuban hoca yine insanlığın temel bir sorununa yelken açıyor: Cani robotların ve şeytanın aldattığı toplumlar konusunu irdeliyor; yok yok bizi de anlatıyor. Hiç kaçırmayın!
Arkadaşımız Cem Say’ın genç yaşta kaybettiğimiz eşi Arzu İşeri Say’ı, “parlak bir örgüt teorikçisi” yazısıyla tanıyacaksınız... Daha pek çok ilginç yazı, haber ve yorum...

Bir haftalık bilim, düşünce ve kültür dünyasını evinize getiriyoruz. Günlük siyasi palavralar dünyası ve aldatıcı polemiklerin dışında, HBT gerçek bir dünyadan bahsediyor. Ve herkesi bu dünyada kucaklamak istiyor. Düşünmeye, var olmaya hepimiz cesaret etmeliyiz...

Gelecek Cuma’ya kadar sevgiyle kalın...

***

Soru: HBT'ye nasıl ulaşabilirim?

İlginiz ve desteğiniz için teşekkür ederiz.