Hava kirliliği tüm organları etkileyerek yaşam süremizden çalıyor

Öne Çıkanlar Sağlık
Hava kirliliği tüm organları etkileyerek yaşam süremizden çalıyor

Sağlıklı yaşamın ilk adımı aldığımız nefesten geçiyor. Ve yaşadığımız şehirlerdeki hava kirliliği de ömrümüzden yiyor. Bu açıdan soluduğu havayı kirleten ve kirlettiği havayı da yine kendisi soluyan varlıklar olmamız da son derece ironik. Çünkü kirlettiğimiz havadan çektiğimiz her bir nefes, sağlığımıza kalıcı zararlar veriyor. Yapılan son çalışmalar da bunun bir kanıtı.

Environmental Science & Technology Letters’da yayınlanan bir makalede, farklı ülkelerden beş bilim insanı, çalışma kapsamında 42 ülkenin 2016 yılı PM 2.5 ölçüm verilerini incelemiş ve hava kirliliğinin yaşam süremizi azalttığı vurgulamıştı. Avrupa’daki hava kirliliği yoğunluğunun en yüksek olduğu 10 şehir arasında Türkiye’den 8 şehir araştırma kapsamındaydı.

Hava kirliliği ile sağlık ilişkisi


Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ya göre, yıllık PM 2,5 partikül madde oranının metreküp başına 10 mikrogramın (10µg/m³) üstüne çıkması durumunda, sağlık riskleri artacak. Ancak bu oranın metreküp başına 10 mikrogramda kalmasının bile sağlık üzerinde olumsuz etkileri var. Kısaca tanımlamak gerekirse PM 2,5; bir şehrin havasında bulunan ve en fazla 2,5 mikron büyüklüğündeki (ince partikül) maddeleri ölçen bir değer.

PM verilerinin artışının neden olduğu en büyük sağlık riskleri, kardiyovasküler ve solunum yolu hastalıkları ile akciğer kanseri. Bu partiküllerin yoğunluğu arttıkça hava kirliliği de artıyor. Hava kirliliği arttıkça da ömrümüz azalıyor.

Söz konusu zarar bölgeden bölgeye değişiyor. Asya ve Afrika’daki kirlilik, bölgedeki insan yaşamını doğrudan etkileyerek ömrü 1,5 ile 2 yıl arasında azaltırken, Avrupa ve Kuzey Amerika gibi nispeten daha gelişmiş bölgelerde ise yaşam süresi, birkaç ay kısalıyor. Kısacası zehir soluyoruz. Sigara içmesek bile yaşadığımız büyük şehirlerdeki hava kirliliğinin vücudumuza çeşitli olumsuz etkileri var. Kirli havadaki ince partikül maddeler, vücudumuza akciğerlerden giriyor ve etkileri bakın nerelerde görülüyor.

Kirlilik sağlığını nasıl etkiliyor?

Plasenta: Bilim insanları, ilk kez plasental dokunun cenin tarafında hava kirliliğine neden olan ince partikül parçacıkları bulduğunu açıkladı. Uzmanlara göre bu keşif, artan düşükler ve erken doğumlar ile kirli havaya maruz kalma arasındaki bağlantıyı açıklayabilir.

Beyin: 2016’da İngiliz bilimciler, hava kirliliğine neden olan manyetit gibi toksik nanoparçacıklardan beynimizde “bol miktarda” buldular. Daha önce yapılan araştırmalarda ise bu parçacıkların Alzheimer hastalığı ile bağlantılı bulunmuştu.

Kalp: 2019 yılında yapılan bir çalışmada, şehirlerde yaşayan insanların kalp kas dokusunda, hava kirliliğine neden olan parçacıklardan bulundu. Makalenin baş yazarı Barbara Maher, mitokondrinin önemine vurgu yaparak, “Hasar görmüş ve anormal görünen mitokondri içinde bulunuyorlar” ifadelerini kullandı.

Karaciğer: Özellikle kanı temizlemedeki rolüyle karaciğer de hava kirliliği riski altında. Michigan Eyalet Üniversitesi’nde hayvan modellerinin kullanıldığı bir çalışmada, partikül maddeye maruz kalmanın, karaciğer fibrozuna yol açtığı tespit edildi. Güney Kaliforniya Üniversitesi’ndeki bir çalışmada ise kentsel alanlarda yaşayan ve karaciğer kanseri tanısı konan hastaların hayatta kalma oranlarının düşük olduğu tespit edildi.

Tüm organlar: Bu yılın başlarında, 70.000 bilimsel makaleyi kapsayan küresel bir çalışma yapıldı. Çalışmada, hava kirliliğinin insan vücudundaki her organa zarar verebileceği sonucuna varıldı. Yazarlar, “Ultra ince parçacıklar [akciğerlerden] geçer, hücreler tarafından kolayca toplanır ve vücuttaki hemen hemen tüm hücreleri açığa çıkarmak için kan dolaşımından taşınır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’deki hava kirliliği ne durumda?

Gelişmiş ülkelerdeki veriler, sınır kabul edilen 10µg/m³ düzeyinde seyrederken gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde bu oran daha yüksek ve dolayısıyla yaşam süresi de daha çok kısalıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre söz konusu PM 2,5 yoğunluğunun Avrupa’da en yüksek olduğu 10 şehrin 8’i Türkiye’de; sırasıyla Batman, Hakkâri, Gaziantep, Siirt, Afyon, Karaman, Iğdır ve Isparta. Normal düzeyin 10µg/m³ olduğu göz önünde bulundurulursa ismi geçen şehirlerimizde 60µg/m³’ün üzerine çıkan ince partikül yoğunluğu miktarları bir hayli düşündürücü. İstanbul’un PM 2,5 ölçüm değeri ise 33µg/m³. Yani normal kabul edilen değerin çok üstünde.

Batuhan Sarıcan

Kaynakça:

https://www.theguardian.com/technology/2019/sep/22/the-five-airborne-pollutants-in-our-bodies-placenta-heart-lungs-liver

https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/ambient-(outdoor)-air-quality-and-health

https://www.theguardian.com/cities/datablog/2017/feb/13/most-polluted-cities-world-listed-region