Kendinize dair bilmediğiniz 10 şey

Sağlık
Kendinize dair bilmediğiniz 10 şey

İnsan vücudu, kimyasalların tam zamanında ve şaşmaz koordinatlar ile birbirine karıştığı, hatıralardan terlemeye dek her şeyi yapan büyük ve içi sıvı dolu bir makine gibidir. Karmaşık, güzel ve kimi zaman mide bulandırıcı taraflarına bir göz atalım.

1.Cildin 4 farklı rengi
Aslında cilt, kremsi beyazdır. Yüzeye yakın kan damarlar hafif kırmızılık, sarı bir pigment ise ton verir. Son olarak, ultraviyole ışınlarına karşı üreyen melanin, normalde sepya tonundayken, yoğun güneşe maruz kalınca siyah renk verir. Farklı oranlarda karışan bu dört ton, dünya üzerindeki insanların ten renklerini oluşturur.

2.Gülmenin etkisi
Gülmek de, esnemek gibi bulaşıcı ve sosyal bir etkileşim sağlar. İşitilen bir kahkaha, beynin yüz hareketlerini kontrol eden bölgesini uyarır ve taklit edilebilir. Taklit, sosyal ilişkilerde önemli rol oynar. Hapşırmak, gülmek, ağlamak ve esnemek, grup içinde güçlü bir bağ kurmanın yolları olabilir.


3.Beyin ile diş arasındaki ilişki
Evrim mükemmel değil. Eğer olsaydı, yirmi yaş dişlerimiz yerine kanatlarımız olurdu. Gereksiz olduğu için çene cerrahının müdahale ettiği yirmilik dişlerimiz eskiden etleri çiğneyebilmek için azı dişi yerine kullanılırdı. Beynimiz geliştikçe çene kemiğimizin yapısı da değişti. İşlevini kaybeden bu dişler, ağzımızın içinde hem kalabalık yapıyor hem de bize pahalıya mal oluyor.

4.Hücreler de tüylüdür
Sindirimden işitmeye kadar birçok fonksiyonun çalışmasına yardımcı olan ve “siliya” denen ince tüylü organeller, vücudumuzun birçok hücresinde bulunur. Örneğin, burnumuzdaki tüyler, sümüğü burun boşluğundan boğaza doğru çeker. Soğuk havada görevini yapamayan tüyler, kışın akan bir burunla gezmemize neden olur.

5.Ergenlik sadece dış görünüşü değil, beynin yapısını da değiştirir
Hormonların öncülük ettiği değişimlerin vücudumuzun gelişimi ve üremeye hazırlanması için gerekli olduğunu biliyoruz. Peki, ergenlik neden bu kadar rahatsız edici bir süreç? Testosteron gibi hormonlar beyindeki nöronların gelişimini etkiler ve beynin yapısındaki değişiklikler de davranışlara yansıyabilir. Apati (ilgisizlik), doğru karar verememe ve duygusal karmaşa görülebilir.

6.Yumurtalıklarda kullanılmayan binlerce yumurta vardır
40-50 yaşlarına ulaşan çoğu kadında hormon seviyelerini kontrol eden ve yumurtayı döllenmeye hazırlayan aylık adet döngüsü durur. Yumurtalıklar gün geçtikçe daha az östrojen üretmeye başlar, vücutta fiziksel ve duygusal değişimler gözlenir. Gelişmesini tamamlamamış yumurta foliküllerinin yumurta salımı düzensizleşir. Ortalama ergen kız çocuğu 34,000 gelişmesini tamamlamamış yumurta folikülüne sahiptir, bunların sadece 350 kadarı yaşamı boyunca olgunlaşır (her ay bir adet gibi). Kullanılmayan yumurta folikülleri ise zaman içerisinde bozulur. Ufukta potansiyel bir gebelik görünmeyince, beyin yumurta salımını durdurabilir.

7.İnme nedir
Beynimiz, toplam vücut ağırlığımızın %2’sini oluşturmasına rağmen vücudumuzdaki besin ve oksijenin %20’sini kullanır. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için üç ana atardamar sürekli olarak beyni besler. Bu damarlarda oluşabilecek bir tıkanma, beyin hücrelerini aç bırakarak işlevlerini zayıflatır. Buna inme denir.

8.Kemikler mineralleri dengelemek için parçalanır
Kemiklerimiz, organ ve kasları destekler, aynı zamanda kalsiyum seviyesini dengeler. Kemikler, sinir ve kasların çalışmasını sağlayan fosfor ve kalsiyum içerir. Eğer bu mineraller yetersizse, bazı hormonlar kemiği parçalayarak vücudun kalsiyum ihtiyacını buradan karşılar.

9.Vücut pozisyonu belleği etkiler
Anılar, çoğunlukla duyularımız vasıtası ile somutlaşır. Bir koku, bir ses insanı çocukluğuna geri götürebilir. Bağlantılar net (bisiklet zili pedal çevirdiğimiz günleri anımsatabilir) veya anlaşılmaz olabilir. 2007’de yapılan bir araştırma, geçmişinizde yaşadıklarınızı daha hızlı ve iyi hatırlayabilmek için o anki poza benzer bir pozisyonu almanız gerektiğini söylüyor.

10.Mide aşındırıcı sıvı salgılar
Hiçbir havaalanı güvenliğinin el koyamayacağı tehlikeli bir sıvı bulundururuz sindirim sistemimizde. Mide hücrelerimiz, sanayiide metal işlemede kullanılan hidroklorik asit adlı aşındırıcı bir sıvı salgılar. Mide duvarımızın mukus tabakası, çeliğin pas tutmasını engelleyen bu zehirli sıvının sindirim sistemimize zarar vermeden yediklerimizi öğütmemizi sağlar.

Kaynak: http://www.livescience.com/11348-10.html