Sinsi tehlike: Kemik erimesi

Öne Çıkanlar Sağlık
Sinsi tehlike: Kemik erimesi

Osteoporoz dünya çapında yaygınlaşıyor. Her üç saniyede bir osteoporoza bağlı bir kırık yaşanıyor.

Uzmanlar ise yaşam boyu sağlıklı kemiklere sahip olmak için-olabildiğince erkenden- basit birtakım önlemler almak gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Osteoporoz (kemik erimesi) kemiklerin yoğunluk ve direncinin azalmasıyla kırılganlaşmasına, buna bağlı olarak da başta omurga, kalça ve bileklerde çatlak ve kırık olasılığının artmasına yol açan sinsi bir hastalık.


Günümüzde dünya çapında 200 milyonu aşkın kişiyi etkileyen hastalığın giderek daha da yaygınlaştığı belirtiliyor. Örneğin, ABD’de 2030 yılına dek osteoporoz ya da düşük kemik yoğunluğu tanısı konan yetişkinlerin sayısının %30’luk bir artışla 71 milyona ulaşması öngörülüyor.

Bu artışın nedenleri arasında, başta sigara olmak üzere, fiziksel etkinlikten yoksunluk ve alkol tüketimi gibi yaşam biçimiyle ilgili unsurların yanı sıra, nüfusun giderek yaşlanması ve hastalığa yeterince ilgi gösterilmemesi de yer alıyor.   

Uzmanlar osteoporozun kaçınılmaz olmadığına, yaşam boyu sağlıklı kemiklere sahip olmak için-olabildiğince erkenden- basit birtakım önlemler almak gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Osteoporozun belirtileri ilk evrelerde açıkça fark edilemese de, kimi durumlar kemiklerin güçsüzleşmekte olduğunun habercisidir. Osteoporozun yol açtığı en ciddi sorun, süreğen ağrılara, hastaneye yatma, sakatlık, bunalım, yaşam niteliğinin düşmesi, ölüm olasılığının artması gibi olumsuzluklara neden olan kırıklardır. Osteoporoz dünya çapında her yıl yaklaşık 9 milyon kırık olayına neden oluyor. Bu da üç saniyede bir osteoporoza bağlı bir kırık anlamına geliyor.

Boy kısalması, sırt ağrısı

Özellikle kalça, bilek ya da sırtta kırıklara neden olan önemsiz kırıklar genelde kemik erimesinin ilk belirtisidir.

Boyunuzun giderek kısaldığını fark ettiyseniz, bunun nedeni omurgadaki çökme kırığı olabilir ki, bu da osteoporozun yaygın bir belirtisidir.

Yaşlanmaya bağlı boy kısalması (yaşam süresince 2,5 ile 3,8 santimetre arası bir kısalma) çok yaygın görülen bir durum olmakla birlikte, birden çok kez omurga kırıkları yaşayan osteoporozlu kişilerin boyu çok daha kısa sürede 5-8 santimetre kısalabilir.

Kamburluk da, omurganın güçten düştüğünün ve yoğunluk yitimine uğradığının bir göstergesi olabilir.

Sürekli sırt ağrıları da bir göstergedir-bu da omurgadaki minik kırıkların ya da çökmenin bir sonucudur.

Kemik yoğunluğunu arttırmanın iki yolu sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizdir.

Kalsiyum ve D vitamini

Osteoporoz tümden iyileştirilemese de, yaşam ve beslenme biçimiyle ilgili önlemler hastalık riskini azaltabilir.

Kalsiyum ve D vitamini kemik sağlığı açısından gerekli. Kalsiyum kemiklerin güçlü kalmasına yardımcı olurken, D vitamini kalsiyum emilimine katkıda bulunur. 50 yaşın üzerindeki kadınlar ve 70 yaşın üzerindeki erkekler yiyeceklerle, ve gerekirse destekleyici ilaçlarla, günde en az 1200 mg. kalsiyum almalı.

Kalsiyum almanın en kolay yolu süt ürünleri tüketmek. Süt, yoğurt ve peynir en zengin kalsiyum kaynaklarından. Bir fincan süt yaklaşık 300 miligram kalsiyum içeriyor ve bu da günlük gereksinimin dörtte birine eşit. Veganlar da kalsiyum gereksinimlerini soya fasulyesi, fasulye, bezelye, mercimek, portakal, badem ve koyu yeşil yapraklı bitkilerle karşılayabilirler.

Yetişkinlere günde iki-üç kez kalsiyum içeriği yüksek yiyecekler tüketmeleri öneriliyor. Bu yiyeceklerin gün içinde ana öğünlerle birlikte tüketilmesi emilimi kolaylaştırıyor.

D vitamini çoğunlukla destekleyici ilaçlardan ve güneş ışığından alınır. Haftada iki üç kez kollar, bacaklar ve yüzün saat 10 ile 15 arasında 10-30 dakika doğrudan güneş ışığına tutulması bedenin yeterince D vitamini üretmesini sağlıyor.

Bu süreçte kısa kollu giysiler ve şort giymek, güneş gözlüğü takmak ve yüze koruyucu bir krem sürmekte yarar var. Camdan yansıyan güneş ışığı aynı etkiyi yaratmaz-cam D vitamini üretmek için gerekli UV ışınların emilimini azaltır. Ten rengi daha koyu olanlar, ya da yeterince güneş almayan yerlerde yaşayanlar aynı etki için daha çok güneş ışığına gerek duyabilirler.

Dans edin, hafif tempoda koşun, alkolden kaçının

Osteoporozu önlemenin en iyi yolu düzenli beden alıştırmaları yapmaktır. Tempolu yürüyüş, hafif tempolu koşu ve dans gibi ağırlık kazandırıcı egzersizler kemik yoğunluğunun arttırılmasında son derece etkilidir. Ağırlık kaldırma gibi güç arttırıcı alıştırmalar denge ve esnekliğe katkıda bulunarak düşmeleri önler.

Haftada en az dört gün yarım saat ağırlık kazandırıcı egzersizler yapmaya çalışın ve haftada iki kez buna kas güçlendirici egzersizler ekleyin.

Özellikle menopoz dönemi ve sonrasında kemik yoğunluğu yitimine uğrayan kadınlar için düzenli beden alıştırmaları can alıcı bir öneme sahiptir.

Alkol ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan kaçının; düşmeyi önlemenin ve dengeyi korumanın yollarını öğrenin.

Kadınların 65 yaşından başlayarak, erkeklerin de riskin yüksek olduğu 70 yaşından sonra osteoporoz taramasından geçmeleri öneriliyor.

Kemik yoğunluğu ölçümü ve omurga röntgeni sonucunda tanısı konan osteoporoz sağaltımı uzun süren bir hastalık. Bu yüzden yaşam biçiminde geç kalmadan ileriye yönelik değişikliklerin yapılması kemik sağlığının korunması açısından son derece önemli.    

Rita Urgan

Kaynak: https://theconversation.com/osteoporosis-the-silent-disease-can-shorten-your-life-heres-how-to-prevent-fractures-and-keep-bones-healthy-241547