Roma Cumhuriyeti’nin sonunu bir yanardağ patlaması mı getirdi?

Gezegenimiz Öne Çıkanlar Toplum
Roma Cumhuriyeti’nin sonunu bir yanardağ patlaması mı getirdi?

Cicero’nun MÖ 42’de suikaste uğraması, Roma Cumhuriyeti’nin (MÖ 510-27) resmi olarak sonuydu. Peki ama bir yanardağ patlaması, bu çöküşü hızlandırmış olabilir mi?

Eski tarihçiler, MÖ 44’te Sezar’ın öldürülmesinden sonra güneşin gizemli bir şekilde ortadan kalktığını ve bunu soğuk ve mahsul kıtlığı yaşanan bir dönemin izlediğini anlatıyordu. Bugün, bilim insanları ve tarihçilerden oluşan bir ekip ise tarihte bilinen en büyük süper volkan patlamalarından birinin MÖ 43’te yaşandığını keşfetti; bu patlama da muhtemelen iki yıllık garip hava ve mahsul kıtlığa katkıda bulunmuştu. Bu dönem aynı zamanda Cumhuriyet’in dağılması ve İmparatorluk’un oluşmasına ister istemez uygun koşulları hazırlamıştı.

İlk olarak Sezar’ın Idus Martiae’deki suikastından sonra “kararan” gökyüzüne büyük olasılıkla Etna Dağı’ndaki küçük bir patlama neden olmuştu. Ancak ertesi yılın başında, ocak veya şubat aylarında daha büyük bir patlama meydana gelmişti; Alaska’daki Okmok Yanardağı patlayarak 10 kilometre genişliğinde bir krater açıklığı oluşturmuştu.


Çöl Araştırma Enstitüsü’nden buzul bilimci ve araştırmanın baş yazarı Joseph McConnell, “Bu volkanik patlamanın sert bir iklim yarattığını kesinlikle söyleyebiliriz” diyor. Patlama gerçekten de kıtlığa ve diğer aksaklıklara katkıda bulunsaydı, Roma İmparatorluğu’nun kontrolü ele almasına yardımcı olabilirdi” diyor McConnell ve ekliyor: “Cumhuriyet’in sonunun, bu iki yıllık sert iklim döneminde olması, olası bir tesadüf, ancak muhtemel görünmüyor.”

Durum sandığımızdan daha karmaşık

Bazı araştırmacılar bu ilişkiye oldukça şüpheci yaklaşıyor. Çünkü Cumhuriyet’in patlamadan çok daha önce çöküş yolunda olduğuna dikkat çekiyorlar. Sözgelimi Sezar, MÖ 49’da Rubicon’u geçmiş ve Roma’daki iç savaşı hızlandırmıştı; bundan beş yıl sonra ise ömür boyu diktatör seçilecekti. Charles Üniversitesi’nden arkeolog Guy Middleton, “Cumhuriyet’le ilgili sorun popüler bir devrim ya da geçim krizi değil, politik, derin kökeni olan seçkinler arasındaki savaştı” diyor.

Arizona Üniversitesi’nden paleoklimatolog Kevin Anchukaitis ise patlamanın tarihlenmesi ve gerçekleşmiş olması tartışılmaz gibi görünse de yanardağın iklime etkisini destekleyen kanıtların -özellikle Akdeniz için- zayıf olduğunu söylüyor: “Yerel iklim hikâyesi, elimizdeki küçük verilerden, biraz daha karmaşık olabilir.”

Grönland’daki derin buz çekirdeklerinden elde edilen ışığı bloke eden sülfat partiküllerindeki ani artışlar, daha önce bu dönemde büyük bir patlama meydana geldiğini göstermişti. Ancak kesin yeri ve zamanlaması bir gizemdi. McConnell’in ekibi, buz çekirdeği araştırması sırasında 35 parça volkanik cam (kaya) bulmuş, bileşimini o sırada aktif olduğu bilinen volkanların jeokimyasal parmak izleriyle karşılaştırmıştı. Bu tür eşleştirmeler çoğu zaman belirsiz ve sonuçsuzdur. Ancak bu kez, bugün aktif kalan bir kalkan yanardağı olan Okmok bunu açıklayabiliyordu.

Bilim insanları, daha sonra bir iklim modeli yoluyla patlamayı simüle etti. Bazıları, patlamanın etkilerinin abartıldığını düşünse de aerosollerin Güney Avrupa ve Kuzey Afrika’yı 7 °C’ye kadar soğutabileceğini buldular. Ekip bu modellemenin ardından söz konusu tarihlere kadar geriye uzanan üç ağaç halkası arşivine bakarak iklim ile ilgili destekleyici kanıt arayışına girdi. İskandinavya ve Kuzey Amerika’dan gelenler, MÖ 43 ve 42’de net soğuma gösteriyordu. Ancak Alplerden gelen örnek, patlamadan 10 yıl önce başlayan bir soğuma eğilimine işaret ediyordu. Anchukaitis, “Roma Cumhuriyeti’nin tarihini iklime ve volkanlara bağlayacaksak bu kayıtlardan daha fazlasına ihtiyacımız var” diyor.

Tarihi kaynaklar ne diyor?

Ve ortada birtakım tarihi belgeler de var. Sözgelimi MÖ 42’de öldürülen Romalı devlet adamı ve düşünür Cicero, mektuplarında, patlama zamanındaki soğuk havadan bahsediyordu. Diğer kaynaklar, Nisan ayında Kuzey İtalya’da ve ertesi yıl Kuzey Yunanistan’daki kıtlıkları da belgeliyor. Örneğin ünlü tarihçi-yazar Plutarkhos, Romalı komutan Marcus Antonius’un ordusunun MÖ 43 yılının nisan ayında korkunç bir kıtlıkla karşılaştığını ve yabani meyve, kök ve kabuk yemek zorunda kaldıklarını yazmıştı. Başka bir tarihçi olan Appianus ise Roma’nın MÖ 42’de kıtlıkla harap olduğunu söylüyordu.

Yale Üniversitesi’nden tarihçi Joseph Manning, Mısır’da da benzer kıtlıklar görüldüğünü ve bu durumun ülkeyi zayıflattığını ve bu durumun Augustus (Octavian) için fethin yollarını açarak İmparatorluk için uygun koşulları sağladığını belirtiyor. Bununla birlikte olası iklim soğumasında bile Akdeniz toplumunun çökmeyeceğini ifade eden Manning, bunun “çökme veya dayanıklılıktan daha karmaşık” olduğunu ve buna bazı toplumların iyi bazılarının ise kötü yanıt verdiğini söylüyor. Tarihte yaşanan bu tarz iklim anomalileri, gelecekte yaşayacağımız iklim kaynaklı olaylara nasıl yanıt verebileceğimize ışık tutabilir.

Batuhan Sarıcan / batusarican@gmail.com

Kaynak: https://www.sciencemag.org/news/2020/06/alaskan-mega-eruption-may-have-helped-end-roman-republic