Sona eren her şey yok olmaya mahkûm mudur?

Fizik ve Uzay Öne Çıkanlar
Sona eren her şey yok olmaya mahkûm mudur?

Her şey geçicidir. Fakat ezelden beri var olduğunu düşündüğümüz ve sonsuza dek var olmaya devam edeceğini sandığımız bir takım şeylerin de sona ereceğini kabul etmemiz gerekiyor. Peki, bunlar ne zaman, nasıl ve niçin sona erer? Sona erdikten sonra ne olur? 13 hafta sürecek olan bu yazı dizisinde bu yok oluşların alışık olduğumuz dünya ve evren düzeninde ne gibi değişiklikler yaratacağına bir göz atalım.

Güneş Sistemi

Güneşimiz, yeterince büyük ve ağır olmadığı için bir süpernova olarak patlamaya mahkûm değildir; dolayısıyla sahip olduğu gezegenleri uzaya fırlatıp atmayacak. Bundan 6 milyar yıl sonra hidrojen stoğunu tümüyle tükettiği zaman, sistemin ortasında kocaman sıcak ve parlak bir plazma küre olarak genişleyip kozmik çevremizi sonsuza dek değiştirecek.


Pek çok yıldız gibi Güneş’in çekirdeğinde nükleer füzyon, hidrojeni helyuma dönüştürerek enerji üretir. Hidrojen sonuna kadar tüketilince, tam merkezdeki hidrojen tabakası ateş alır ve ortaya ilave bir ısı çıkar. Bu ekstra ısı, Güneş’in bir balon gibi genişlemesini engelleyen kütleçekimini yok eder.

Sonuç kırmızı bir devdir: bugünkünden binlerce kez daha parlak, şişmiş bir Güneş’tir; bunun dış tabakası en yakınlarındaki gezegenleri yutar. En parlak döneminde yarıçapı Dünya’nın bugünkü yörüngesinden bir daha geniştir.

Yine de Dünyamız kaçabilir. Güneş şişerken, kütlesinin üçte birini yitirir. Bununla birlikte kütleçekimsel kuvvetinin bir kısmını yitirir. Böylece kuyrukluyıldızlar, asteroitler ve gezegenler daha geniş yörüngelere göçer.

En yakın gezegenler için zamana karşı yarış başlar. “Merkür, Venüs ve Dünya can havliyle Güneş’ten uzaklaşmaya bakar” diye konuşan İngiltere’deki Warwick Üniversitesi’nden Dimitri Veras, Merküri ve Venüs’ün kurtuluş şansı olmadığını ve Güneş’in genişlemiş atmosferinde yok olup gideceklerini ileri sürüyor.

Dünya’nın kaderi o kadar kesin olmayabilir. Gezegen uzaklaşmaya çalıştıkça, Güneş’in dış tabakaları tarafından geri çekilir. Veras, Dünya üzerinde tutunmaya çalışan yaşamı çok zor koşullar bekler. Dünya’yı içeri çekmeye çalışan dalgalar içini pişirir ve dünya çapında volkanik patlamalar meydana gelir.

Dünya’nın ötesindeki diğer gezegenler hayatta kalır, fakat atmosferleri dönüşür veya kaynar. Aşırı ısınan Güneş, asteroid kuşağında her şeyi altüst eder. Güneş ışığı asteroitlere çarptığı zaman daha hızlı dönmeye başlarlar ve sonuçta tuzla buz olurlar. Oort bulutu (Güneş Sistemi’nin en dış kıyılarında dolaşan buzul cisimler) ise yıldızlararası uzaya saçılıp giderler.

Şişik kırmızı bir dev olarak 800 milyon yıl yaşadıktan sonra Güneş bugünkü boyutlarından 11 kez daha küçülür, daha sonra yeniden şişmeye başlar. Nihai olarak atmosferi, arkasında parlayan bir çekirdek bırakarak uçup gider. Artık Güneş beyaz cücedir. Beyaz cüce yıldızdan artakalan korun soğuyup, kristalize olmasıdır. Pluton’un bulunduğu Kuiper Kuşağı yaşama izin vermeyecek kadar soğur.

Reyhan Oksay / New Scientist, Haziran 2016