Dolly: 25 yıl önce büyük heyecan yaratan ilk klon koyun

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
Dolly: 25 yıl önce büyük heyecan yaratan ilk klon koyun

Dünyanın ilk klon koyunu Dolly’nin 1997 yılında doğuşu aslında sadece sansasyonel değildi;  aynı zamanda bir şok etkisi de yaratmıştı. Bazı bilim insanları bir sonraki adımda insanın klonlanmasından endişe etmişlerdi. Fakat bu yöntem günümüzde sadece belli alanlarda kabul gördü. Nitekim klonlanmış hayvanlar sorun yaşıyorlar.

1997 yılının Şubat ayında İngiliz araştırmacı Ian Wilmut, “Embriyo ve yetişkin memeli hücrelerinden yaşamaya elverişli klonlar” müjdesini yaptığında Dolly neredeyse sekiz aylıktı. Araştırmacı bu süre içinde bu gelişmeyi gizli tutmuştu. Dolly 5 Temmuz 1996 tarihinde dünyaya gelmişti. Roslin Enstitüsü’nde Ian Wilmut ile çalışan ekip, yetişkin bir koyunun meme hücresinden alınan çekirdeği, başka bir koyunun çekirdeksiz yumurta hücresine yerleştirmişti. Bu şekilde gelişen embriyo üçüncü bir koyun tarafından taşındı.

Dolly’nin doğuşuyla birlikte birçok bilim insanının mümkün olmayacağını düşündüğü şey gerçekti: Yetişkin memelilerin kopyalanması mümkündü. Bilim camiası 25 yıl önce bu gelişme karşısında adeta şoka girmişti. Bundan sonraki adımda insanın klonlanmasından korkuluyordu ve dünya çapında bir moratoryum için çağrılar yapıldı. Diğer bazı bilim insanları ise biyo çeşitliliğin kaybından endişe ederek, yaşamın benzersizliğinin klonlar çağının başlangıcıyla tehlikeye girdiğini ve genetik mühendisliğinin öngörülemeyen sonuçları konusunda uyardılar. Ama korkulan olmadı. Herhangi bir insanın klonlandığı ne görüldü ne de kanıtlandı.  Araştırmacılar daha çok sessiz sedasız araştırma amaçlı diğer bazı memelileri klonladılar. Aralarında fare, keçi, sığır, domuz, kedi, köpek, at ve maymunun da bulunduğu bazı hayvanları kopyaladılar.


Teknoloji günümüzde sevilen evcil hayvanları veya yüksek kaliteli yarış ve polo atlarını klonlamak için ticari amaçlı kullanılmakta. Klonlama ayrıca tıbbi araştırmalarda, örneğin hayvan donör organlarının üretilmesinde de önemli bir rol oynuyor. Peki gıda sektörü için klon hayvan üretiliyor mu? Avrupa Birliğinde klonlanmış hayvanların gıda endüstrisinde kullanılması yasak. Fakat ABD’de ve Güney Amerika’da çok değerli besi hayvanları yaratmak için örneğin belli hastalıklara karşı dirençli olan boğa klonlanıyor. Brezilya’da ise sığır yetiştiricileri, süper ineklerini klonluyorlar. Buralarda kopyalanmış hayvanların yavruları gıda endüstrisine ulaşabiliyor.

Klonlanmış hayvanların etleri sağlıksız kabul edilmişti. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) 2006 yılında klonlanmış inek etinin ve sütünün, domuz ve keçi etinin doğal hayvanlar kadar sağlıklı olduğunu açıklamıştı. Benzer bir sonuca 2008 yılında Avrupa Gıda Ürünleri Güvenliği Dairesi de (EFSA) ulaşmıştı. Fakat Avrupalı uzmanlar hayvan haklarını göz önünde bulundurarak, klonlama sırasında meydana gelebilecek ölümleri, hastalıkları vb olumsuzluklara dikkat çektiler. Nitekim birçok klon hayvan doğumdan itibaren sağlık sorunları yaşıyor ve yoğun bakım tedavisine ihtiyaç duyuyorlar. Etik kaygıların dışında klonlama teknolojisi o kadar basit değil. Çok zahmetli aşamaları var, ayrıca masraflı da. Bu yüzden de gıda endüstrisinde pek yaygınlaşacağı sanılmıyor. Daha çok değerli hayvanların klonlanmasında yani ticari anlamda daha karlı olan alanlarda kullanılacak gibi görünüyor diyor uzmanlar.

Nilgün Özbaşaran Dede

Kaynak 1 - 2