Müzik dinleme alışkanlıklarınız aşk yaşamınızı etkiliyor

Öne Çıkanlar Toplum
Müzik dinleme alışkanlıklarınız aşk yaşamınızı etkiliyor

Müziğin, ötüşerek birbirlerine kur yapan kuşlar gibi, insanların da eş seçmelerine yardımcı olmak üzere evrildiği ilk kez İnsanın Türeyişi yapıtında Charles Darwin tarafından öne sürülmüştü.

Patrick Savage, “Kişinin düşlediği eşi bulmasında müziğin nasıl bir katkısı olabilir?” sorusuna, “Bir karaoke barına gidip birlikte bir düeti seslendirin. Bilim öncelikle bunu öneriyor,” yanıtını veriyor. Savage’ın bir müzikbilimci olduğu düşünülürse, müziğin eşiyle ilişkisinin önemli bir parçasını oluşturması hiç de şaşırtıcı olmasa gerek. Ancak müzikten duygusal bir araç olarak yararlanmak yalnızca Savage’a özgü bir davranış değil.

Tarih boyunca her kültürde var olan aşk şarkıları müziğin en gözde türünü oluşturmuş, liste başı şarkıların %67’si aşkı konu almıştır.


Savage’ın da belirttiği gibi, aşk şarkılarını müzikal açıdan özel kılan bir şey olmasa bile, müzik ilişkilerin kurulup sürdürülmesi açısından son derece etkili bir araç.

Müziğin, ötüşerek birbirlerine kur yapan kuşlar gibi, insanların da eş seçmelerine yardımcı olmak üzere evrildiği ilk kez İnsanın Türeyişi yapıtında Charles Darwin tarafından öne sürüldü. Şimdi Savage gibi kimi araştırmacılar müzik yapmamıza olanak tanıyan beceriler dizisinin insanları birbirine bağlayan bir araç takımı olarak evrildiğine, evrilme nedeni ne olursa olsun, müziğin gücünün duygusal ilişkilerin oluşturulmasına katkıda bulunabileceğine inanıyorlar.

Toplumsal bağ

Bu da ruhbilimde müzik yeteneğinin aşık olma ve aşık kalma sürecini destekleyen en eşsiz unsur olduğu yönündeki yeni bir görüşün temelini oluşturuyor. Bu görüşü öne süren Finlandiya’daki Jyväskylä Üniversitesi araştırmacılarından Joshua Bamford, eş seçimi ve duygusal ilişki sürecindeki toplumsal bağın sürdürülmesinde müziğin son derece etkili olduğuna inanıyor.

Bamford, genelde eş seçimini içeren bir ilişkinin başlangıcında müziğin buluşma kararlarında etkili olabileceğine, bunun nedeninin şarkı söyleme ve dans etmenin bireyin genel sağlık durumunu ve genlerinin gücünü başkalarına sergilemeye yaramasından kaynaklandığına dikkat çekiyor.

Müzik ile çekicilik arasındaki ilişki

2022’de, Viyana Üniversitesi’nden Manuela Marin ile Innsbruck Üniversitesi’nden Ines Rathgeber olası bir eşin müzikal becerilerinin onu daha çekici kılıp kılmadığını araştırdılar. Psikoloji eğitimi gören 58 heteroseksüel üniversite öğrencisinin katıldığı araştırmada, gelişigüzel iki gruba ayrılan katılımcılara iki deney uygulandı. İlkinde, sessizce otururlarken katılımcılara ekrandan karşı cinsten kişilerin yüzleri gösterildi. İkincisinde, bu yüzlere katılımcılara yüzün sahibi tarafından yorumlandığı söylenen piyano müzikleri eşlik etti. Katılımcılara gördükleri her yüzü ne denli çekici buldukları ve o kişiyle buluşmak isteyip istemeyecekleri soruldu.

Beklendiği gibi, erkek ve kadın katılımcılar piyanist olduğunu düşündükleri kişiyle buluşmaya daha istekli olurlarken, kadınlar bu kişilerin yüzlerini de daha çekici buldular. Bir kişinin normal koşullarda çekici bulmayacağı bir müzisyene gönlünü kaptırması bunun somut bir örneğidir.

Ancak tüm bunlar müzik kulağı olmayanları ürkütmemeli. Marin, tanık olunan bu etkinin istatistiksel açıdan anlamlı olsa bile, gerçekte iki deney arasındaki farklılığın küçük olduğuna, sonuçların yalnızca bir avuç heteroseksüel Alman ve Avusturyalı katılımcıya dayandığına dikkat çekiyor.

São Paulo Üniversitesi müzikbilimcilerinden Marco Varella, kanıtlar bir noktada birleşse bile, konuyla ilgili kaynaklarda bunu geçersiz kılan verilerin de olduğunu ve bu nedenle çok daha kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiğini belirtiyor.

Bunu destekleyici çok daha kayda değer araştırmaların olduğu bir alan da, müzik seçimlerinde kişiliğin rolüyle ilgili. Buna göre, müzikle ilgili zevkleriniz olası bir eş için uygunluğu gözler önüne seren toplumsal bir gösterge işlevini görebiliyor.

Günümüzde Spotify’ın rolü

Günümüzde denenip doğrulanmış bir yöntemden yararlanarak hoşlandığı kişiye dinlediği müziklerden bir seçki hazırlayanlara (ya da Spotify üzerinden bir çalma listesi oluşturanlara) bu durum şaşırtıcı gelmeyebilir.

Cambridge Üniversitesi araştırmacılardan David Greenberg, “Tanışma ve flört sürecinin başlarında müzik tarafların birbirlerini tanımalarına yardımcı olur,” diyor. Gerçekten de, kişilik ve değerleri yansıtması açısından son derece etkili olan müzik yeni tanışanların en gözde sohbet konularından birini oluşturuyor.

Kısa süre önce yapılan bir araştırmada Greenberg ve arkadaşları 36 ülkeden 70 bini aşkın yetişkinden kişiliklerini ve kendilerine izletilen 16 farklı batı müziği türünde video kliplerini ne denli beğendiklerini değerlendirmelerini istediler. Sonuçta, daha açık görüşlü kişilerin caz gibi karmaşık müzik türlerini yeğledikleri, buna karşılık dışa dönük kişilerin daha çok Europop gibi temposu hızlı çağdaş müziklerden, uysal ve uyumlu kişilerin de yumuşak rock ve R&B gibi hafif ve rahatlatıcı müziklerden hoşlandıkları görüldü.    

İlişkiyi daha kalıcı hale de getiriyor

Müziğin duygusal gücü aranan eş bulunduğunda sona ermiyor ve tarafların daha da yakınlaşıp ilişkiyi daha kalıcı kılmalarına da yardımcı oluyor. Araştırmalar birlikte şarkı söylemek türünde karşılıklı uyumu gerektiren davranışların beyinde haz duygusunu körükleyen oksitosin akışını hızlandırabileceğini, müzik dinlemenin stres hormonu kortizol düzeylerinde bir düşüşe neden olabileceğini ortaya koyuyor.

Öyle ki, çiftlerin kendileri için anlamlı bir şarkı eşliğinde dans etmeleri ya da 40 yıllık birliktelikleriyle ilgili anılarını canlandıran müzikler dinlemeleri ilişkiyi ayakta tutmaya yarıyor. Ayrılık durumunda insanları rahatlatabilecek şarkılar da var, ama müzik psikolojisinde bu tür hüzünlü şeylerden söz edilmesinden pek hoşlanılmıyor.

Rita Urgan

Kaynak: https://www.theguardian.com/science/2025/jan/12/music-sounds-better-with-you-how-your-listening-habits-affect-your-love-life