Son Dakika Bilim

Virüsler bize sadece dışarıdan bulaşmıyor, kalıtımızda da virüs taşıyoruz. DNA’mızın yaklaşık olarak yüzde 8’i endojen retrovirüslerden (HERV) geriye kalan yüzde 35’i ise virüs kökenli küçük parçalardan oluşuyor. Bunlar büyük ölçüde enfeksiyonla uzak atalarımız sayesinde kalıtımımıza yerleşti. Fakat koronavirüs gibi güncel virüsler de kalıtımızdaki hücrelerde genetik izler bırakabiliyor. Bu endoje...

Bir viral proteindeki tek bir değişiklik, koronavirüsün hayvanlardan insanlara sıçramasına yol açmış olabilir. Cell'de yayınlanan çalışmada tespit edilen mutasyon, virüsün başak proteininin, virüsün hücrelere girmek için kullandığı ACE2 adlı bir konak proteinin insan versiyonuna güçlü bir şekilde bağlanmasına yardımcı oluyor. Söz konusu mutasyona uğramış koronavirüslerin laboratuvarda yetiştirilen...

Koronavirüs SARS-CoV-2, influenza veya enterovirüsler ve rotavirüs gibi hasta edici virüsler genelde sıvı damlacıkları veyahut da doğrudan temasla bulaşmaktadır. Fakat bunun dışında atık sularda ve kirlenmiş sularda da uzun vadeli olarak canlı kalabiliyorlar. Bu tür virüsler şimdiye dek sudan ancak ters ozmos veya nanogümüş içeren zahmetli tekniklerle uzaklaştırılabiliyordu. Zürich Federal Teknik ...

Silisyum olmadan modern elektronikte hiçbir şey üretilemiyor. Kristal yapılı yarıiletken bilgisayar çiplerinde, sensorlarda ve diğer elektronik yapı parçalarında yer alıyor ve birçok güneş hücresinin de temelini oluşturuyor. Ancak kübik kristal yapının sınırları var. Bu yapının içindeki yarı iletken iletim ve değerlik bantları birbirinden ayrılarak dolaylı bir bant aralığı oluştururlar. Silisyum b...

Biz insanlar bedenimize oranla çok büyük bir beyne sahibiz. Büyük beyin kabuğu (neokorteks) bizim türümüzde, başka hiçbir primatta olmadığı kadar gelişmiş durumda. Büyük beyin kabuğu (serebral korteks) ve küçük beyindeki (sereblral korteks) hacim artışı zekamızın temeli. Bu da doğal olarak insan beyninin nasıl geliştiği sorusunu beraberinde getiriyor. Bilim insanları uzun süredir, birkaç milyon yı...

Hayvanlar dünyasında anneler yavrularını koruyabilmek için büyük tehlikeleri göze alıyorlar. Farelerle deneyler gerçekleştiren Japon bilim insanları, annelik içgüdüsünün kısmen de olsa ön beyindeki belli başlı sinir hücreleriyle ilgili olduğunu buldular. Riken Beyin Araştırmaları Merkezi’nden Kumi Kuroda bulguları ‘nöronları ebeveynlik için gerekli olan ve olmayan olarak ayırabildik’ diye özetliyo...

Bugüne dek uygulanabilir çok az gen tedavisi vardır. Bu her şeyden önce gen makası CRISPR/Cas9 ile kalıtım molekülü DNA’nın iki ipliğini ayırmasıyla ilgili. Eğer hücre mekanizmasıyla onarım düzgün gerçekleşmediğinde ağır DNA hasarları meydana gelebilir. Fakat araştırmacılar artık bu tür riskli kesiklere gerek bırakmayan yeni bir araç geliştirdiler. Baz düzenleme (base-editing) yöntemiyle sadece te...

İç saatimiz uyku- uyanıklık ritmini, metabolizmamızı ve ruh halimizi belirlemesine rağmen her insanda farklı işliyor. Bu “koronotipte” belirleyici olan her şeyden önce genlerdir. Genler bazı insanların erken kalkmalarına diğerlerinin ise gece geç saatlere kadar uyanık kalmalarına neden olurlar. Biyolojik ritim üzerinde cinsiyetlerin de etkisi var. Cambridge Broad Enstitüsü’nden Iyas Daghlas, krono...

İklim değişiminin etkileri ele alındığında genelde görünür sonuçlar ön plandadır. Bunlara örneğin buz kütlelerinin ve buzulların erimesi veya ısınan havanın daha fazla su çekmesi nedeniyle şiddetli yağışların artışı da dahildir. Oysa iklim modelleri uzun bir süredir evapotranspirasyonun da yani karalardaki ve bitki örtüsündeki suyun buharlaşmasının da etkili olduğunu gösteriyor. 2003’ten bu yana k...