Ana babalar çocuklarının ev ödevlerini neden yapmamalı?

Öne Çıkanlar Toplum
Ana babalar çocuklarının ev ödevlerini neden yapmamalı?

Çocuklar baskı ve başarısızlıklardan öğreniyorlar: Avustralya’daki NSW Etüd, Öğrenim ve Öğretim Kurulu tarafından kısa bir süre önce yayımlanan bir raporda, ev ödevlerinin ana babalar tarafından tamamlanmasının, çocuklarda hile ve kopya çekmeyi özendirdiğine dikkat çekiliyor.

İyi de, ana babaların ev ödevlerine yardımcı olması gerçekten de çocukların gelişmesine ket vuruyor mu? Bu soruyu yanıtlamak hiç de kolay değil. Bugüne dek yapılan araştırmalar bu konuyla ilgili çok farklı bulguları gözler önüne seriyor ve ana babaların ev ödevlerine karışmalarının çocukların okuldaki başarısını farklı biçimlerde etkilediğini gösteriyor.

Söz gelimi, ev ödevlerine el atmak istemeniz çocuklarınızın başarısız olacakları kaygısından mı, yoksa çocuklarınızın okuldaki başarısının size yansıyacağı korkusundan mı kaynaklanıyor?


Çocukların yerine getirmesi gereken görevlerin bir bölümünü sizler üstlenmediğinizde, üniversiteye girmek gibi, daha uzun erimli hedeflere erişme olanağını kaçıracaklarını mı düşünüyorsunuz?

Ev ödevleri çocuklarınızda çok yoğun bir baskı oluşturduğundan mı onlara bir el vermek gereğini duyuyorsunuz?

Yanıtınız eğer evet ise, yazık ki yazık

Yukarıdaki sorulardan herhangi birine evet yanıtını verdiyseniz, korkarız ki, çocuklara yardımcı olmak şöyle dursun, onların gelişmelerini önlediğinizi söyleyebiliriz. Neden mi? Şöyle açıklayabiliriz.

Ne türde bir kişiliğe sahipsiniz?

Ruhbilim uzmanları hedefleri çok geniş kapsamlı iki sınıfa ayırıyorlar: başarı güdümlü hedefler ve ustalık güdümlü hedfler.

Başarıya güdümlü kişiler yalnızca sonuçla ilgilenirlerken, ustalığa güdümlü kişiler ulaşılan sonuçtan çok bu süreç içinde edinilebilecek bilgilerle ilgilenirler.

Ustalığa güdümlü hedefleri olanlar, çok çalışıp yoğun bir çaba harcayarak gelişebileceklerine inanırlar ve genelde başarısızlıkları öğrenme sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirirler.

Başarısızlık insanın son derece önemli beceriler edinmesini sağlar: nerede yanlış yaptığınızı, bir sonraki kez neleri daha farklı yapmanız gerektiğini ve hezimete uğradığınızda yaşadığınız yürek acısının üstesinden gelmek için ne tür duygusal taktikler uygulamanız gerektiğini öğretir.

Ustalığa güdümlü insanlar başarısızlık karşısında asla pes etmezler, yaratıcı soru çözme ve duygusal baş edebilme yöntemleri geliştirirler. Bu yöntemler zamanla biraraya gelip çok daha esnek bir kişiliğin oluşmasına yol açarlar.

Başarıya endeksli kişiler kırılgan oluyor

Başarıya güdümlü hedefler belirleyen kişiler, yoğun bir çaba harcamak zorunda kalmanın doğal yeteneklerden yoksunluğun bir göstergesi olduğuna inanır ve yeteneği genelde gelişme olanağı pek olmayan değişmez bir özellik olarak değerlendirir.

Bu kişiler başarısızlık karşısında genellikle kırılgan bir yapı sergilediklerinden, ne pahasına olursa olsun, bu türde bir deneyimi yaşamaktan kaçınırlar. Bu gruba girenler kendilerine bir hedef belirlerler ve bu hedefe ulaşmak için her yolu denerler. Bu da, hile ve aldatma gibi, kişinin gelişimine hiçbir katkısı olmayan davranışlara neden olur.

Bu kişiler esasında sahtekar olduklarının bilincindedirler, ama başarılı olan başka insanların da aynı yola başvurduklarını düşünürler. Görüntüyü kurtarmak ve gerçeği örtbas etmek için, kimi zaman ölümü bile göz aldıkları, akıl almaz yöntemler geliştirirler.

Başarısızlık öğrenme sürecinin bir parçasıdır

Araştırmalardan elde edilen bulgular ustalığa güdümlü hedefler belirleyen insanların, eninde sonunda başarıya güdümlü insanları gölgede bıraktıklarını gösteriyor. Ustalık kazandırıcı desteğin sağlanması için, ana babaların görevlerin çocukların kendilerini geliştirip güçlendirmelerinde ne denli önemli bir yer tuttuğunu açıklamaları gerekir.

Ana babalar çaba harcayıp direnerek sorunların nasıl üstesinden gelinebileceği konusunda çocuklarına örnek olmalıdırlar. Başarısızlığa uğradıklarında (herkes yaşamının belli bir noktasında başarısız olur - önemli olan, başarısızlıklardan ders almak ve davranışlarında kendini geliştirebilecek değişiklikler yapmaktır) kendilerini koyvermeyip, güçlü bir kişilik sergilediklerini çocuklarına göstermelidirler.

Dürüst bir cevap verin

Ana babaların en büyük sorunu başarıya odaklı bir dünyada yaşıyor olmamızdan kaynaklanıyor. Şu soruyu dürüstçe yanıtlayın: bir işi yaptığınızda gerçekten de o işin inceliklerine varmayı mı, yoksa başkalarının gözüne girmeyi mi hedeflersiniz? Öğrenciler kendilerine verilen görevi yaparlarken genelde, bir şeyler öğrenmekten çok, en yüksek notu almayı hedefliyorlar.

Küçük bir çocuk Everest tepesine çıkmak için her tür tehlikeyi göze alan ve onca çaba harcayan insanlara bakıp, “Neden uçakla gitmiyorlar?” diye sorabilir. Küçük bir çocuğun böyle bir soru sorması hiç de şaşırtıcı değil. Ne var ki, aynı ikilem erişkinler için de söz konusu.

Kendilerine başarıya odaklı hedefler belirleyen kişiler esasen ustalığa odaklı hedefler belirleyen kişilerden çok daha farklı bir düşünce yapısından geliyorlar. Her iki grup da, karşısındakinin sergilediği davranış biçiminin ardında yatan dünya görüşünün gerçek olduğu konusuna eşit oranda kuşku ve küçümseme karışımı bir duyguyla tepki veriyor.

Ana babalar: Önce kendinizi sorgulayın

Gelelim çocuklarının kaygıya kapılmalarını önlemek amacıyla ev ödevlerine sarılan ana babalara. Kaygı insanlarda, korkulan görevlerden kaçınma taktiklerinin kişiyi ödüllendirici bir sürece dönüştüğü, olumsuz pekiştirme yoluyla etkili olur.

Çocuklarınızın ev ödevini yaparak kaygılarının yatışmasına “yardımcı” oluyorsanız, güçlüklere göğüs germekten kaçınmalarına katkıda bulunuyor ve onları başkalarına sırtını dayamak gibi kolay çözümlere başvurmaya özendiriyorsunuz demektir.

Bu durumda çocuk başarıya kavuşmak için sürekli olarak aynı yolu izleyecek, bağımsız ve özgüvenli bir kişiliğe dönüşmesi de söz konusu olamayacaktır. Öyle ki, çocuğunuzun ev ödevine yardımcı olarak doğru bir davranışta bulunduğunuzdan emin olmadan önce kendi güdülerinizi sorgulamanızda yarar var.

Rita Urgan
Kaynak: The Conversation / 5 Ekim 2015