Bilim insanlarının yarı insan yarı hayvan kimeralar oluşturmak istediği yönündeki haberler ateşli tartışmalara yol açtı. Bu haberler Frankeştayn yaratma deneyini akla getirebilir. Ne var ki kimera illa insan eliyle yaratılmaz. Dünyada çoktandır var olan birkaç kimerik insan örneği de var!
Kimera, temelde iki ya da daha çok sayıda "bireyin" hücrelerinden oluşan, bir başka deyişle, iki farklı organizma oluşturmak üzere kodlanmış iki DNA dizgesini içeren tek bir organizmadır.
Kimeraların, doğal süreç ile meydana gelmesinin bir yolu embriyonik ikizini içine almasıdır. Çift yumurta ikizlerinde, embriyolardan biri gebeliğin çok erken bir döneminde ölürse, böyle bir durum söz konusu olabilir ve ölen ikizin kimi hücreleri öteki kardeş tarafından "emilir". Hayatta kalan embriyoda, hem kendi hücreleri, hem de ikizinden aldığı hücreler bulunur.
Kimera olduğunun farkında olmayan bireyler
Bazı insanlar kimera olduklarını çoğu zaman bilmezler. Örneğin, 2002'de böbrek nakli bekleyen Karen Keegan ile böbrek bağışlamak isteyen aile bireylerinin birtakım genetik incelemelerden geçtiği ve Keegan'ın kendi çocuklarının annesi olamayacağına dair bulgular elde edildiği haberi yayınlanmıştı. Uzmanlar, Keegan'ın kan hücrelerinde iki farklı DNA dizisi bulmuş ve onun bir kimera olduğunu ortaya çıkarmışlardı.
Bir kişi, kendisine kemik iliği aktarılması durumunda da kimeraya dönüşebilir. Genellikle löseminin sağaltılması amacıyla uygulanan bu tür işlemler sırasında kişinin kendi kemik iliği yok olur ve yerini bir başkasından aktarılan kemik iliği alır. Kemik iliği alyuvarlara dönüşen kök hücreler içerir. Böylece kişi, kemik iliğini veren kişiyle özdeş kan hücrelerine sahip olur.
Kimi durumlarda ise, kemik iliği aktarılan kişinin tüm kan hücreleri vericinin DNA’sıyla uyumlu olurken, Bone Marrow Transplantation (Kemik İliği Nakli) dergisinde 2004 yılında yayımlanan bir rapora göre, alıcı kimi zaman hem kendi kan hücrelerini, hem de vericiden aldığı hücreleri taşıyabilir.
Mikrokimerizm
Kan nakli sırasında da kişiye geçici olarak bir başkasının hücreleri aktarılabilir. Ancak uzmanlar kemik iliği sırasında aktarılan yeni kan hücrelerinin kalıcı olduğuna dikkat çekiyor.
İnsanlarda çok daha yaygın olarak - bir bireye ait az sayıda hücre ya da DNA’nın başka bir bireyde bulunması biçiminde tanımlanan - mikrokimerizm durumuna tanık olunabilir. Bu durum gebelik sırasında az sayıda hücrenin embriyodan çıkması ve annenin kanına karışarak farklı organlarına taşınması durumunda görülebilir.
2015 yılında yapılan bir araştırma bu sürecin, en azından geçici olarak, hemen hemen tüm gebe kadınlarda yaşandığına işaret ediyor. Araştırma kapsamında uzmanlar, gebelik sırasında ya da doğumu izleyen bir ay içerisinde hayatını kaybeden 26 kadının böbrek, karaciğer, dalak, akciğer, kalp ve beyinlerinden aldıkları doku örneklerini inceledi. Sonuçta, tüm bu dokularda embriyodan gelen hücreler olduğunu gördüler. Nedeni ise, bu hücrelerin yalnızca erkekte bulunan bir Y kromozomunu içermesiydi. Ayrıca bu kadınların tümü erkek çocuğa gebeydi.
Kimi zaman embriyodan gelen hücreler uzun yıllar annenin vücudunda kalabilir. 2012 yılında yapılan bir araştırmada, yaşları 32 ile 101 arasında değişen 59 kadının ölümden sonra beyinleri incelendi ve %63’ünün beyninde embriyodan gelen ve erkeğe ait DNA izleri görüldü.
Rita Urgan
Kaynak: http://www.livescience.com/55684-human-chimeras.html