Bu dönem 26 milyon öğrenci evde ne öğrendi?

Lale Akarun Y
Bu dönem 26 milyon öğrenci evde ne öğrendi?

Türkiye’de yaklaşık 18 milyon ilk ve orta öğretim öğrencisi, 8 milyon da yükseköğretim öğrencisi var. Bu dönem ülkemizde 26 milyon öğrenci, COVID pandemisi nedeniyle okullarını bırakıp eve kapandı. Acaba bu dönem ne öğrendiler? Boğaziçi Üniversitesi, bu durumda eğitimini sürdürmek için iki şey yaptı: Öğrencilerinin çevrimiçi eğitime ulaşabilmesi için mezunlarından yardım istedi; tablet ve erişim paketi sağladı. İkinci olarak, öğretim üyelerinin eğitimi İnternet üzerinden sürdürebilmesi için onlara yönelik eğitimler düzenledi. Tüm öğretim üyeleri, bu derslere öğrenci gibi katıldı; hem video konferans ve ders yönetim yazılımlarını öğrenci gözüyle gördü; hem de bu programların bilmedikleri özelliklerini keşfetti.

Birkaç hafta içinde hepimiz derslerimizi video konferans sistemleri üzerinden vermeye başladık. Programlama dersleri gibi, zaten çevrimiçi sistemler kullanılarak yapılan dersler uzaktan eğitime kolayca uyum sağladı. Dersleri için dijital materyalleri olanlar daha kolay, diğerleri biraz daha zor yarıyılı tamamladı.

Benim bu dönem iki lisansüstü, bir lisans dersim vardı. Lisansüstü derslerde, öğrencilere daha fazla ödev ve proje vererek, ve dersleri etkileşimli yaparak canlı tutmak mümkün oldu. Öğrenciler makale okudular; sundular; tartıştık. Projeler yaptılar; ara raporlar sundular, proje raporu yazdılar, sundular. 20-30 kişilik derslerde, bunları yapmak mümkün. Lisansüstü öğrenciler, daha sorumluluk sahibi; kendileri öğrenmeye, bağımsız çalışmaya açık. Lisans için daha farklı yöntemler gerekli.


“Duvarım beyaz tahta”

Lisans dersim için çalışma masamın arkasındaki duvarı, üstüne beyaz bir plastik fi lm yapıştırarak tahtaya çevirdim; böylece sunumlara ek olarak bazı şekil ve denklemleri tahtada da gösterebildim. Dersleri önceden videoya çekmedim; canlı verdim. En önemlisi, her dersten sonra o derste anlattıklarımdan oluşan bir kısa sınavı ders yönetim yazılımını kullanarak verdim.

Her derste yapılan bu kısa sınavlar hem öğrencilerin derse katılımını teşvik etti; hem de yaptığım 20’yi aşkın kısa sınav, ara sınav notu oluşturdu. Programlama ödevleri dersin önemli bir kısmını oluşturuyordu; bu da uzaktan yapıldı. Final sınavını da, çevrimiçi sistem ile klasik sistem karışımı yöntemlerle verdim. Bu dönemi böylece atlattık. Gelecek dönem muhtemelen uzaktan eğitim sürecek. Acaba bu durum öğrencilerin eğitimlerini nasıl etkiledi? 26 milyon öğrenci bu dönem evde ne öğrendi? Benim izlenimim, daha erken sınıflardaki öğrencilerin daha olumsuz etkilendiği. Eğitimlerinde geri kalmalarını engellemek için neler yapmak lazım?

Birinci önceliğimiz

En önemli gerek şart, öğrencilerin bilgisayar ve internet erişim altyapısının sağlam olması. Evinde bilgisayar ve İnternet bağlantısı olmayan öğrenciler, eğitime katılamadı. 26 milyondan kaçının bu durumda olduğunu düşünmek bile istemiyorum. Şu anda birinci önceliğimizin tüm öğrencilere bilgisayar ve İnternet erişimi sağlamak olması gerekiyor.

İkinci öncelik, eğitim sunumunun daha etkileşimli, yaparak öğrenmeye, uzaktan katılıma uygun hale getirilmesi. Ben yaz dönemini önümüzdeki dönemki dersimi bu yönde hazırlamakla geçiriyorum. Orta öğretim için, aynı şeyin yapılması gerek. Bu yönde proje hazırlığı olduğunu duydum; umarım gelecek döneme yetişir. Bu dönem, özgün uzaktan eğitim ürünlerini denemek, yaygınlaştırmak ve ürünleştirmek için en uygun zaman.

Üniversitemizde Prof. Dr. Tuna Tuğcu ve Prof. Dr. Haluk Bingöl hocalarımızın çevrimiçi programlama öğretme yazılımları var; 10 senedir pek çok dersimizde kullanılıyor; binlerce öğrenciye programlama öğretti. Bu yazılımın diğer üniversitelerde de kullanılması mümkün.

Öte yandan, yıllardır ortaokul ve lise seviyesinde kodlama eğitimi gerekli diyoruz. Bu derslerin lise seviyesinde öğrencilerde de denenmesi, değişik seviyelere uyarlanması için en doğru zaman şimdi. Umarız pandemi dönemini eğitimimizi, öğrencilerimizin dijital erişimlerini ve becerilerini güçlendirerek atlatırız.

Lale Akarun


Bu yazı HBT'nin 228. sayısında yayınlanmıştır.

Lale Akarun