Çok önemli bir konuyu açıyorum bugün: Bedenimizi koruyan epitel doku zayıflıyor ve alerjik, otoimmün ve diğer kronik hastalıklarda da muazzam artışlar oluyor. İsviçre Üniversitesi Alerji ve Bağışıklık Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Cezmi Akdiş söylüyor bunu. On yıllardır bu konuda çalışıyorlar ve dünyada bu konunun uzmanı oldular. Çok sayıda etkili bilimsel araştırma ve makale yayınının yanı sıra dünyanın dört bir yanında konferanslar veriyorlar.
Epitel bariyer teorisi
Bu çerçevede bir de 20 yıllık çalışmalarına, olgulara, araştırma sonuçlarına ve gözlemlere dayanan teori geliştirdiler: Epitel veya Epitelyal Bariyer Teorisi. Epitel dokumuz bedenimizi koruyan bir bariyer veya koruyucu kılıf (deri) aynı zamanda. Bu doku zayıfladıkça bariyer olma niteliği azalıyor ve bedenimiz daha çok hastalıklara açık bir hale geliyor.
Cezmi Akdiş ile geliştirdikleri bu teoriyi konuştuk. Yarım saatlik bir söyleşi yaptık. HBT YouTube kanalımızda izleyebilirsiniz. Diyor ki sanayileşme ve kentleşme arttıkça, modern yaşam geliştikçe epitel dokumuza zarar veren etkenler de artıyor, bariyer özelliği giderek azalıyor. Alerjik, otoimmün ve diğer kronik hastalıkların artışının temelinde bu süreç yatıyor:
Epitel doku dengeyi koruyor
“...hasar görmüş epitel bariyeri aşan zararlı bakteriler bağırsaklarımızdaki yararlı bakterilere çok miktarda karışıyor; çevresel kirleticiler, günlük yaşamda karşılaşılan zehirleyici (toksik) maddeler ve alerjenler bünyemize giriyor ve bunlara karşı bağışıklığımızın verdiği tepki de bu hastalıkların gelişiminde rol oynuyor.”
Cezmi Hoca epitel dokunun önemini şöyle vurguluyor: Cildimizin, solunum yolumuzun ve bağırsaklarımızın yüzeyleri, epitelyal bariyerler olarak bilinen koruyucu hücresel katmanlarla kaplıdır. Bu epitelyal bariyerler, bağırsaklarda dengeyi sağlayıcı (homeostaz) hayati öneme sahiptir, çünkü enfeksiyonlara, çevresel toksinlere, kirleticilere ve alerjenlere karşı vücut dokularını korurlar.
Temizlik malzemeleri, diş macunu, şampuan, deterjanlar ve işlenmiş gıdalar gibi yaygın tüketici ürünlerinde bulunan birçok kimyasal madde, hava kirliliği ve küçük plastik parçacıklar bu kritik bariyerlere zarar veriyor; bakteriler, toksik maddeler, kirleticiler ve alerjenler daha kolay ve rahat doku içlerine, bağırsaklara sızıyor.
80 kadar farklı kronik hastalık
Cezmi hoca alarm çalıyor: Otoimmün, metabolik, alerjik ve nöropsikiyatrik 80’e yakın farklı kronik hastalıklar, 2 milyardan fazla insanı etkiliyor; bu nedenle koruyucu hekimlik ve etkin yeni tedaviler önem kazanıyor. “Alerjik ve otoimmün hastalıkların yaygınlığında 1960’lı yıllardan itibaren görülen belirgin artış, çevresel faktörlerin bağışıklık sistemimizi ve vücudumuzda bulunan iyi mikropları olumsuz etkilediğini göstermektedir. 2000’li yıllardan sonra ise gıda alerjisi ve anafilaksi, eozinofilik özofajit (yemek borusunun eozinofil olarak adlandırdığımız hücrelerin birikimi sonucu ortaya çıkan inflamasyon) ve ilaç kaynaklı anafilaksi gibi yeni bir salgın dalgası ortaya çıkmıştır.”
Bu konuda 100’ü aşkın araştırma makalesi yayımladılar.
Epitel dokunun korunması ve hastalıkların etkisinin azaltılması için önerilerde bulunuyor Cezmi Akdiş. Diş macununu mercimek kadar kullanın. Çamaşırları durulama suyunda bir kez daha yıkayın. Hazır gıdalardan uzak durun... Ve daha pek çok sağlıklı yaşam önerisi.
NOT: Söyleşinin ikinci bölümünü de şuradan izleyebilirsiniz: HBT YouTube
Orhan Bursalı
*Bu yazı, 30 Eylül 2024 Pazar tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlamıştır.