20 yıl sonra, depremde neredeyiz? Celal Şengör, Mustafa Erdik ve Sinan Özeren’den önemli saptamalar

Editör ne diyor?

Şüphesiz 1999’dan bugüne arada bir kuşak yetişti ve onlar depremi, 20 yıl önce yaşadıklarımızı bizim gibi bilmiyorlar. 20 yıldır aslında İstanbul depremi gündemde, evet kaçınılmaz olarak bu depremi yaşayacağız, ama ne zaman belirsiz. Ama şu var: Her yıl büyük İstanbul depreminin gerçekleşme olasılığı %2,5.

Prof. Celal Şengör ile bugün gelinen noktayı konuştuk. Her şeyi sorduk ve yanıtladı. Ya tek parça kırılacak ve 7,6 büyüklükte olacak ya da iki parça ve her biri 7’nin üzerinde iki deprem yaşayacağız... Deprem’in İstanbul’a verebileceği zarar üzerine en iyi senaryo çalışmalarını yapan Prof. Mustafa Erdik ile depremin en çok etkileyeceği İstanbul bölgelerini içeren senaryosunu konuştuk, dedi ki, 20 yıl önceki senaryomuz ve yazdıklarımız aynen bugün de geçerli: 100 milyar doları aşan bir hasara hazır olalım. Hangi yapıların en tehlikeli olduğu konusu ve ayrıntılar sayfalarımızda...

Bir de Tsunami meselesi var. Doç. Sinan Özeren bu konunun uzmanlarından... Beklenen depremin 1509’da yaşanan en büyük depreme benzeyeceğini düşünüyor diğer bilim insanlarımız gibi. Ve o tarihte Tsunami dalgalarının surları aştığına ilişkin kayıtlar var. Özeren bu olasılıkları yazdı.


Size, Kocaeli depreminin 20. yılında dört dörtlük bir deprem dosyası hazırlamaya çalıştık.

Bu sayıda Batuhan Sarıcan ve Tanol Türkoğlu, çok ilginç bir gelişmeyi gündeme taşıyorlar. Başta nüfus kâğıdı ve diğer vatandaşlık belgeleri olmak üzere belediye hizmetleri gibi kamusal işlemleri blokzinciri üzerine taşıma konusunda bir proje geliştiren Enis Uysal ile konuştular: Hiç bir şey kayıp olmayacak! Uysal, geliştirdikleri teknolojiyi patentleme aşamasında olduklarını belirtti. Yarının dünyası kesin farklı olacak!

Tanol Türkoğlu, kendi köşesinde de blokzinciri anlatıyor. İnternet kullanıcılarının belki de en büyük sorunu güvenlik. Bugüne dek internet mimarisinin temel motivasyonu iletişimi kesintisiz sürdürmekti. Güvenliğin de son yıllarda ön plana çıkmasıyla blokzinciri mimarisi devrimsel bir nitelik taşımaya başladı. Blokzinciri mimarisi sayesinde “güven”e gerek kalmayacak.

Mustafa Çetiner geçen hafta başlattığı D vitamini konusuna bu sayıda da devam ediyor ve soruyor: “D vitamin ölçümlerini yaptırmak ve D vitamini takviyeleri almak gerçekten gerekiyor mu? D vitamini salgını yalnızca vitamin firmalarına mı yarıyor?”

Politik Bilim köşemizde Müfit Akyos, bilimde soruların yanıtlardan daha önemli olduğunu iki önemli kitaba atıf yaparak anlatıyor. Biri insanlık tarihinde umut ve umutsuzluk döngüsünde fikir özgürlüğünün önemine değinen Stefan Zweig’ın Vicdan Zorbalığa Karşı isimli kitabı, diğeri bilimin ve işlevinin soru sormak olduğuna vurgu yapan Stuart Firestein’ın Cehalet Bilimi İleriye Taşıyan Güç başlıklı kitabı. Günümüzde de önemini koruyan bu iki konuya açıklık getiren iki kitabı da edinmekte fayda var. Tabii, Akyos’un çıkış yaptığı konu ise bir başka kitap: Prekazi Vurdu Gol Oldu! O sadece mükemmel bir futbolcu değil, aynı zamanda bir entelektüel insan!

Bilimsel araştırmaların zayıf halkası

Beslenmeyle ilgili araştırmaların sürekli olarak çelişen sonuçlar vermesinden sıkıldınız mı? Reyhan Oksay besin araştırmalarının ortaya çıkarttığı bulgulara güvenimizi kaybetmemize yol açan etmenleri sıralıyor ve bu bağlamda bilimsel araştırmaların zayıf halkalarından biri olan gözlemsel araştırmaların sakıncalarına değiniyor.

Havaalanlarında bulunan vücut tarayıcılarındaki radyasyonun tehlikeli olup olmadığı sorusu hepimizde kaygı yaratıyor. Oysa uzmanlar havaalanlarındaki radyasyon dozunun önemsenmeyecek kadar küçük olduğunu ve tıbbi X ışınlarıyla karşılaştırıldığında devede kulak kaldığını söylüyor. Örneğin bir akciğer röntgeni, havaalanı tarayıcısına göre vücuda kabaca 1000 kat fazla radyasyon veriyor.

Eğer fark edilmek istiyorsanız kırmızı giyin. Renklerin insanların bilinç altılarını nasıl ele geçirdiğini okuyunca giyiminize daha fazla özen göstereceksiniz... Bitkilerin de zeki olup olmadıkları bilim dünyasında uzun süredir tartışılan bir konu. Bitki ekologları bitkilerin hayatta kalmak için kullandıkları stratejileri araştırdıkça ilginç örneklerle karşılaşıyorlar. Sarp kayalıklarda yetişen bitkiler kayaları parçalayarak besin elde edebiliyor.

Dünyanın sonu için hazırlık yapıyor musunuz? Bu soruya verilen yanıtların içinde en ilginci miyopların doğru bir görüntü için gözlük depolaması. Mesela ünlü web sitesi Reddit’in CEO’su diyor ki, olacakları iyi görmek için gözlük alırım... Peki, gözlük bulunmadan önce görme bozukluğu olan insanlar ne yapıyorlardı? Bilim tarihinin bu ilginç sayfası, okuma eyleminin önündeki bu en büyük engeli insanların nasıl aştığını anlatıyor.

Karmaşık sosyal yapı yalnızca insan topluluklarına mı özgüdür? Yıllardır büyük maymunların yaşam şekillerini araştıran zoologlar gorillerin de insanlardakine benzer hiyerarşik sosyal bir yapıya sahip olduklarını söylüyor.

Araştırma görevlisi Seda Kermen yaşamımızın vazgeçilmez bileşeni olan suyu anlatıyor. Su kaybının vücut sistemlerine verdiği zarara dikkat çekerek, %20’lik bir su kaybının ölümlere yol açabileceğini söylüyor. Bilim ve Üniversite sayfamızda BAU Tıp Dekanı Türker Kılıç’ın Dünya Bilim ve Sanat Akademisi’nde beynimiz ve bağlantısallık üzerine yaptığı ve ilgi çeken önemli konuşmasının ikinci bölümü okuyacaksınız.

Dilek İşler, çocukları oyun ve oyuncak müzelerine götürmenin önemine değiniyor. Bu kurumlar içinde barındırdıkları oyun imkanları ve görsel çeşitlilik açısından çocuk eğitiminde büyük öneme sahip. Bu yararları İşler, tek tek açıklıyor.

İnsan bedeninin sırları isimli köşemiz, Araştırma Gündemi’nde, Ay üzerine yeni araştırmayı, ilkel eklembacaklılar üzerine şaşırtıcı yeni bilgileri, dünyanın en hızlı koşan büyük parçalayıcı ejderi ve pek çok yeni haberleri okuyacaksınız.

Grafik –Bilgi, bilim ve bulmaca ve daha pek çok ilginç sayfamızla HBT’yi tüm Türkiye’nin okumasını sağlamak hepimizin görevi. Bilgi güçtür, yarını kurmaktır, merak bizi yeni dünyalara götürür.

Depremlerin mümkün olduğunca geç geldiği ve az hasar verdiği bir gelecek beklentisi ile…

Haftaya kadar sevgi ve dostlukla...