Bu bilgi havuzunu kepçelemeye herkes davetli

Editör ne diyor?

Size, HBT basılı derginin 15. sayısının “Bu Hafta” editör yazısını sunuyoruz.

15. sayımızı tamamladık ve dolu dolu bir dergi ile karşınızdayız. İyi bir şeyler yapıyoruz duygusunu yakalayınca, itiraf edelim ki mutlu oluyoruz. İstiyoruz ki bu duyguyu sürekli olarak size de bulaştıralım, sizle paylaşalım; her hafta!

Doğan Kuban Hoca’nın mutlu olmayı çeşitli açılardan ve bir süreç içinde incelediği, ilginç ve doğru sonuçlara vardığı yazısına bakarsak, "geleneksel mutluluk tanımları bugün için geçerliliklerini yitirdi" ... Ve “çağdaş insanın paradan bağımsız bir dünya düşünmesi artık olanaksız”.


Hoca, büyük bir insan yüzdesinin mutsuz olduğu ve nedeninin de para olduğunu ileri sürüyor. Para mı mutluluk verir, yoksa insanın bugün de iyi şeyler yaptım duygusunun damarlarında dolaşması mı... Şüphesiz ki para, yaşamı sürdürmenin asgari koşullarını yaratması ve çağdaş olanaklara insanı ulaştırması için gerekli. Ama ötesi?

Kuban diyor ki, “Paranın çekiciliği mutluluk verdiği için değil, güç verdiği için.” Ve ekliyor: “İnsan mutluluktan çok güç sahibi olmayı istiyor.. güçlü, para sahibi oluyor, para sahibi de güçlü oluyor. Fakat bunların mutlulukla ilgisi yok. Ölüm korkusu ile titreyen sultanların, parasını nereye koyacağını bilemeyen zenginlerin.. yerinde olmayı istemeyen milyonlar var...”

Biz bu dergiyi yayımlayarak ve içini hepimizin yararlanacağı ve herkesin kendisine bir şeyler katacağı bilgi, duygu, fikir, soru ve tartışma konularıyla doldurarak, iyi şeyler yaptığımızı düşünerek mutlu olalım!

Bu sayımızda “katliama kimler eğilimli” sorusuna yanıt arayan bir bilimsel çalışma sonucunu sunuyoruz. “Yalnız Kurt Terörist Aşaması”, doğrudan örgüt bağlantısı olmasına gerek kalmadan, terörist eyleme geçen ideoloji ve siyasi saplantıları ele alıyor.

 “Ben yüce kişiyim!”

“İçimizdeki Psikopat: Belki de seçim ve tercihlerimizde özgür değiliz” yazısını da ilginç bulacağınıza inanıyoruz.

Bu yazı, üç sayı önce Doğan Kuban’ın 11. Sayımızda yayımlanan “Genetik yapımızdaki vahşilik” yazısıyla doğrudan ilişkili ve bir başka açı getiriyor. Bozkurt Güvenç hoca da, 13. sayımızda “Genetik Yapımız ve Vahşet’” benzer başlıklı yazısıyla, Kuban’ın vahşiliğimize yaptığı genetik göndermelere karşı, vahşiliğe çevre ve eğitim etkenini ekleyerek başka bir seçeneği tartışmaya sürmüştü.

Tercihlerimizde özgür olup olmadığımız yazısı da tartışmaya çok açık. Hastalıkların mesela “sara nöbetleri”nin insanda-beyinde (politik kişilikler dahil) yarattığı ben yüce kişiyim duygusuna, yazar nörolog Kıvılcım Kayabalı’nın yaptığı vurguyu önemseyelim: “Hastaların kendine güveni çok yüksek düzeyde oluyor ve özel bir varlık oldukları yanılgısına kapılıyorlar.”

***

Birbiriyle ilintili yazılarımızın bir tanesi de şüphesiz kapak konumuzu oluşturan insana özgür yıkıcı davranışlar.

Yazı burada 10 tanesini konu alıyor. “Hayvanların büyük bir bölümüne kıyasla insanlar kendi türlerine ve bizzat kendilerine zarar veren bir dizi davranışlar sergiler. İnsanlar yalan söyler, aldatır, çalar, kendi bedenlerini oyup kazıyarak süsler, çok gerilip kendilerini ve elbette başkalarını da öldürürler. İnsanoğlu gibi zeki bir türün görünürde neden öylesine kötücül, kinci, kendine ve başkalarına zarar veren davranışlarda bulunduğu konusunda epey bilimsel veri var.”

Yine insana ve özelliklerine yönelik “Siz kimsiniz, ben kimim, yanıt vermeye çalışalım” yazısını seveceksiniz. Çevremizde kendisini olduğundan farklı gören insanlar arttıkça Acaba ben de onlardan biri miyimsorusunu yöneltir misiniz?

Zeka ve bilimin kapısı

“Bilimsel çalışmaların neresindeyiz” üçüncü yazısıyla Mustafa Çetiner’i unutmayın. Müfit Akyos, Girişimcilik konusunda, sonuç alabilmek için farklı bir yaklaşım öneriyor. Tanol Türkoğlu, yine dijital kültüre katkısını sürdürüyor. Fulya Coşan’ın “Bilimsel devrimlerin yapısı” yazısı dergi içeriğine önemli bir katkı sağlarken, Erol Başar, Zekâ bilim kapısını açan bir anahtar mı? yazısıyla önceki sayılarımızda açtığımız tartışmalara katkıda bulunuyor.

Tabii ki 438 başarılı bilimcinin üretim sonuçlarını irdeleyen araştırmanın ikinci ve son bölümü de dergimizde.

Daha çok şey var. Araştırma gündeminde son sonuçlar, tekno vitrinde yeni buluşlar ve sunuşlar, bulmaca sayfamız...

HBT, kendi alanımızda yarattığımız bir kültür havuzu oluşturuyor. Bir uygarlık birikimi, gelecek birikimi, bilgi ve tartışma birikimi. Sizi, kaşığınızla, kepçenizle bu havuza her hafta dalmaya çağırıyoruz. Sadece siz değil, aynı zamanda çevrenizdekileri de çağırmanızı diliyoruz. Yemek ortak, paylaştıkça büyüyeceğiz.

Gelecek sayımıza kadar, sevgiyle ve dostlukla kalın. Güzel kalın.