Bozkurt Güvenç: İnsanca ve özgürce yaşamaktan neden korkuyoruz?

Editör ne diyor?

Üretmeden yaşayabilen insan toplumun asalağı olur ki bu refah değil uygarlığın sonudur. Canlılar âleminin evrimini açıklayan ilke 'güçlünün yaşaması'dır. Uygarlık ise, varlığını güçte olduğu kadar eşitlikte aramıştır. En yüce değer Adaletin gücü, güçlünün yaşaması değil, eşitliktir. Hak ve özgürlükler eşit olmadıkça barış ve huzur sağlanamıyor. Varlığın güvencesi refah değil ötekileştirmeyen toplumdur. Refah adına hak ve hukukta eşitlikten vazgeçmek insanlığın ve uygarlığın sonu olabilir. Filozof Hoebel’in vurguladığı gibi, ‘Ülkücülük ve gerçekçilik, hemen her toplumda, her kültürde her zaman var olmuştur’.”

Bozkurt Güvenç hocamız bize veda etti. Yukarıdaki sözler, dünyada tartışılan “evrensel temel gelir” üzerineydi.

Başka bir yazısından: “…Gerçek şu ki çoğu kültür ve uygarlıklarda, doğayı evcilleştiren insan, kendini yönetecek düzeni hala bulamamıştı. Yüksek teknolojik oyuncaklarla oynayıp oyalanıyor, belki teknolojiyi evcilleştirecek bir yol yordam arıyor. Gerçekleri görmekten, üzerine varmaktan çekiniyor, hatta korkuyordu... Uzakdoğulu bilgelerin binlerce yıldır savunduğu uygarlık, doğaya üstünlük taslamak değil, doğa ile uyumlu yaşamaktır. Uçsuz bucaksız evrenin bir zar kadar ince yaşam küresinde yalnızız. Boticelli’nin Geçmişten Geleceğe tablosu ve sanatçı Gauguin gibi, nereden gelip nereye gittiğimizi soruyoruz. Japon şairin dediği gibi: "Her şey yerli yerinde, geçip giden biziz."   


“Neden korkuyoruz acaba, hayat adını verdiğimiz dünyada insanca ve özgürce yaşamaktan?”

Evet, insanca ve özgürce yaşamaktan neden korkuyoruz? Dergimizin şüphesiz ki ana konusu Bozkurt Güvenç. Öğrencisi Tayfun Atay’ın, hocayı ve katkılarını anlatan güzel yazısını ve Özlem Yüzak’ın güncel düşüncelerinden ve kültürel katkılarından bazı seçmeleri içeren yazısını okuyacaksınız. 

Bize, insanımıza, toplumumuza yaptığı katkılara çok teşekkür ederiz.

Bilim kurgudan gerçeğe 

HBT’nin aylık Dijital Kültür ve Yapay Zekâ Konferansı geçtiğimiz Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleşti. Yazarlarımız Tanol Türkoğlu ve Cem Say’la birlikte bu sefer Black Mirror (Siyah Ayna) dizisi üzerinden yarının dünyasını konuştuk.

Geçtiğimiz hafta ise Sabancı Center’da “Engelsiz Yaşam Teknolojileri” etkinliğindeydik. Görme, işitme veya hareket engeli bulunan bireylerin hayatını kolaylaştıracak ve engelleri ortadan kaldıracak teknolojileri yerinde inceledik, sizin de bir göz atmanızı isteriz.

Enerjide dışarıya bağımlıyız, nasıl kurtuluruz?

Sizi yine içerik ve çeşitlilik arz eden bir sayıyla karşılaşıyoruz. İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Gülnur Işıklar, “Dil-Kültür İlişkisinde Göstergenin Gücü” başlıklı yazısında dil ve kültür ilişkisini göstergeler üzerinden irdeliyor.

İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kenan Ok ise yazısında, akademinin en önemli sorularından birisini soruyor: Akademisyen yükselirken bilimsel kalite düşer mi? Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey’in binaların yalıtımında kullanılan cam yünü ve taş yününün kanser yapıcı etkisi üzerine kaleme aldığı yazıyı da okumadan geçmeyin.

Türkiye’de hüküm süren bilgisizlik ortamının ülkeyi yaşanmaz bir çöle dönüştürebileceğini ifade eden Doğan Kuban ise “Şakayık-ı Numaniyye’den Bugünkü Cehalete” başlıklı yazısında Taşköprülüzade’den bu yana bilimi dışladığımızı savunuyor.

Bayram Ali Eşiyok Türkiye’de enerjide dışa bağımlılık konusunu irdeliyor. İstatistiklerle beslediği “Türkiye’de Enerji Dengesi” başlıklı yazısında Türkiye’nin dışa bağımlılıktan nasıl kurtulabileceğini tartışıyor.

Probiyotikli yiyecekler, sağlığımızın bekçileri olan mikrobiyom için oldukça kritik. Dünya genelinde en çok tüketilen probiyotikli yiyecekleri sizin için Sevda Deniz Karali derledi. Okumanızı tavsiye ederiz.

Araştırma Gündemi

Nilgün Özbaşaran Dede’nin hazırladığı Araştırma Gündemi’nde ise yine ilgi çekici gelişmeler var. Çinli davranış ekologları, inceledikleri bir sıçrayan örümceğin, yavrularını ergenliğe kadar sütle beslediklerini ortaya koydular. Ayrıca laboratuvarda yetiştirilen mini plasenta ve gelecekte dünyamızın yeniden tek kıtalı olacağı haberlerinin de ilginizi çekeceğini düşünüyoruz.

Gen araştırmalarında da önemli gelişmeler yaşanıyor. Salk Enstitüsü’nden bilim insanları, fareler üzerinde yaptıkları deneylerde anne farenin yavrularına davranış şeklinin, onların beyin hücrelerinde kalıcı etki yarattığını buldular. Reyhan Oksay’ın derlemesinden okuyoruz.

Mustafa Çetiner, Güncel Tıp köşesinde bilimde önyargı veya taraf olmayı tartışırken Ali Akurgal, robotlarla ilgili düşüncelerini dile getirdiği “Gastarbeiter” yazısıyla Politikbilim köşesinde… Tanol Türkoğlu da Dijital Kültür köşesinde konferansta da konuşulan Black Mirror’ı irdeliyor. Tekno-Vitrin, ilginç sorular ve bulmaca gibi klasikleşen bölümler, sizi yine HBT sayfalarında bekliyor.

Türkiye’nin haftalık bilim, teknoloji, kültür ve eleştirel düşünce dergisi HBT, sizi her hafta dopdolu ve yenilenen içeriğiyle karşılamak için canla başla çalışıyor.

Haftaya yeniden birlikte olmak dileğiyle, sevgiyle ve sağlıkla kalın...

***

Aykut Göker adına 10 dijital abonelik bursu

Türkiye’ye bilim politikaları konusunda büyük katkılarda bulunmuş, CBT’nin “Politik Bilim” köşesinin yazarı Aykut Göker adına arkadaşları 10 öğrenciye bir yıllık HBT dijital abonelik bursu sağladılar. Göker’in arkadaşlarının geçen yıl başlatmış olduğu hediye abonelik bursunu alan öğrencilerimizin aboneliklerinin bir yıl daha sürdüğü belirtelim. Bu vesileyle, Göker’in arkadaşları, Müfit Akyos, Tülay Altay Akarsoy, Sema Kendir, İhsan Otağ, Mahmut Kiper, Deniz Bayhan, Nurhan Koral ve Emin Gök’e hem katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz...