Matrix ve yapay zekâ

Tanol Türkoğlu Y

25 sene sonra Matrix filmini nemli gözlerle seyretmek (yaş da dikkate alınırsa) makul karşılanabilir. Ancak bütün hikâyenin yapay zekâ ile insanlık arasında geçtiğini (yeniden) görmek-anımsamak şaşırtıcı. Şaşırtıcı çünkü ChatGPT ile ateşlenen yapay zekâ çılgınlığı iki buçuk sene sonra bugün hala son sürat devam ediyor ancak tüm bu süre boyunca iki cephede de bu ikisini irtibatlandıran güçlü bir ses çıkmıyor. İki cephe derken: Filmi önce seyretmiş olan dijital göçmenler ile çılgınlığı önce yaşamış olan dijital yerliler!

Yerlilerin dönüp de yirmi beş sene önce ebeveynlerinin seyrettikleri filmi keşfetmeleri zor ama göçmenlerin ChatGPT’yi gördüklerinde “A-ha da başlıyor!” dememiş olmaları tam bir sorumsuzluk örneği! Aksiyon sahneleri başlamadan önce Morpheus’un Neo’ya verdiği brifingde her şeyin yapay zekânın kafesten kaçmasıyla başladığı ifade edilir. Ne zaman? 21. Yüzyılın ilk kısmında. Matrix’te tarih 1999 gibi bilinse de “gerçek dünya”da tarih (artık tam olarak bilinmiyor da olsa) 2199 civarındadır.

Filmin öngördüğü “kavga” belli ki bugün AGI denilen yapay zekânın insan (ya da genel) seviyesine ulaşmasıyla başlayan ve süper zeka (ASI) düzeyine geldiğinde zirve yapan kavga olacak! 2025 yılında “bu seviyelere ulaşılabilir mi” tartışması devam ediyor. 2029 “tekillik” (singularity) fanatikleri tarafından özel yıl ilan edilmiş durumda. 2029’da yapay zekâ AGI seviyesine ulaşabilir mi? “Artık bana karışamazsınız!” diye ergen isyanlarına başlayabilir mi?


Filmdeki savaş belli ki çok yıkıcı geçmiş! İnsanlar süper düzeye gelmiş, organize olup ortak hareket etmeye başlamış yapay zekâ uygarlığına karşı tek çıkış yolu olarak temel enerji kaynaklarını kesmeyi denemiş. Yani dünyaya gelen güneş ışınlarını gölgelemek! Çözüm mantıklı ancak makineler buna karşı bir hamle yapacak kadar da zeki!

Makineler insan vücudunun da enerji ürettiğini keşfedince yok olan yapay zekâ uygarlığı değil insanlık olmuş! Makineler insanları pile çevirmiş. Onların enerjisiyle varlıklarını sürdürmüş. Ancak burada filmde tam olarak anlatılmayan bir detay söz konusu: Fiziksel vücutları özel bir mekanda esir eder, yeni insan eker hale geldikleri halde makineler neden onca yatırımı yapıp da Matrix’i, gerçek olmayan bir metaverse ortamını yaratıp insanları 1999’da yapay zekâdan uzak, kapitalist dünyanın klasik sorunlarıyla yaşar durumda tutmaktadır?

Bu soruyu ChatGPT kolayca yanıtlayabildi. İnsan vücudunun enerji üretebilmesi ve bu sürenin kısa sürmemesi için pil hale gelmiş gerçek insanların beyinlerin düzenli olarak çalışması gerekir. Bunu sağlayabilmek için de pil-insanlar 7x24 bir metaverse ortamında yaşatılır. Yani Matrix’te!

Geriye tek bir soru kalıyor: Onca zahmete değer miydi? Neden kaynaklarını ve yapay zekâlarını güneş ışıklarını dünyaya yeniden getirebilmek için kullanmadı?

Sorunun post-modern cevabı şu olabilir: Bu insan yapımı bir film! Eğer filmi yapay zekâ üretmiş olsaydı, senaristi-kurgusu yapay zekâ tarafından geliştirilmiş olsaydı olasılıkla insanlık savaş sonucunda topyekun yok edilir, kaynaklar yeniden güneşe çevrilirdi. Ayrıca şu da var: İnsanlığın bir başka gezegene sıçrayabilmesi için gerekli şartların bulunması çok zorken makinelerin güneş görmeyen bir dünyada kalmaları için sebep yok! Ay var şurada, Mars var!

Yazı: Tanol Türkoğlu (TanolTurkoglu@Gmail.com)

* Bu yazı, HBT Dergi'nin 458. sayısında, yazarın DİJİTAL KÜLTÜR köşesinde yayımlanmıştır.


Batuhan Sarıcan