Robotlar yaşlılara umut olabilir mi?

Öne Çıkanlar Teknoyaşam Toplum
Robotlar yaşlılara umut olabilir mi?

2050'de 2 milyarı aşması beklenen yaşlı nüfusa kim bakacak? Sosyal robotlar, yaşlı bireylerin daha sağlıklı, bağımsız ve onurlu bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir mi? Yeni araştırmalar umut verici bir tablo çiziyor ama dikkatli tasarım şart.

Giderek daha fazla insan daha uzun yaşıyor. Ancak bu demografik başarı, beraberinde büyük bir soru işareti getiriyor: Yaşlı bireylerin bağımsızlığını nasıl koruyacağız?

2050 yılına gelindiğinde, dünya genelinde 60 yaş ve üzeri bireylerin sayısının 2 milyarı aşması bekleniyor. Bu dramatik artış, yalnızca sağlık hizmetleri değil, sosyal ilişkiler ve ekonomik dengeler açısından da ciddi bir meydan okuma anlamına geliyor. Yaş ilerledikçe fiziksel ve bilişsel yetilerdeki kademeli azalma, bireylerin kendi başına yaşamını sürdürmesini giderek zorlaştırıyor. Özellikle hareket kabiliyeti kısıtlı bireyler veya altyapısı yetersiz evlerde yaşayanlar için, yemek pişirmek, ilaç saatini takip etmek, hatta koltuktan kalkmak bile ciddi bir sorun haline gelebiliyor.


Modern sağlık sistemlerinin öncelikli hedeflerinden biri, yaşlı bireylerin günlük yaşamlarında mümkün olduğunca bağımsız kalmalarını sağlamak olmalı. Ancak bakım hizmetlerine olan talep, mevcut kaynakların çok ötesine geçiyor.

Robotlar  dost da olabilir mi?

Nottingham Trent Üniversitesi'nden araştırmacılar, Sheffield Hallam ve Loughborough Üniversiteleri ile birlikte yürüttükleri projede bu sorunun peşine düştü. Amaç, yaşlı bireylerin evde daha bağımsız yaşamalarına yardımcı olacak sosyal destek robotlarının potansiyelini araştırmaktı. Bu robotlar, insan ya da evcil hayvan benzeri biçimlerde tasarlanmış; konuşabiliyor, hatırlatmalarda bulunabiliyor, sağlık takibi yapabiliyor ve hatta arkadaşlık hissi verebiliyor. Araştırmada farklı yaşlı gruplarıyla yapılan görüşmelerde, çoğu kişi bu fikre açık olduklarını ifade etti – tabii eğer robot kişiselleştirilebilir, kolay kullanılabilir ve uygun fiyatlı olursa.

Bu robotlar, ilaç alma zamanını hatırlatmak, egzersiz yapmayı teşvik etmek ya da bir arkadaşla iletişime geçmeyi önermek gibi işlevlerle hem fiziksel hem de duygusal destek sunabiliyor. Kavanoz açmak ya da alışveriş poşetini kaldırmak gibi güç gerektiren işler de cabası.

Ama her şey bu kadar pembe değil

Yardımcı bir araç olarak tasarlanan bir robot, kötü tasarlandığında bir yük haline de gelebilir. Araştırma ekibi, robotlarla etkileşim sırasında yaşlı bireylerin zihinsel performansını ölçmek için çeşitli testler uyguladı. Örneğin, dikkat ve bilişsel esneklik gerektiren “iz takibi testi” sırasında, robotun yönlendirmeleri bazı durumlarda performansı artırırken, bilgi fazlalığı yaşandığında kafa karışıklığına yol açtı. Bu da önemli bir gerçeği ortaya koydu: Robotlar kullanıcıların bilişsel kapasitesine göre tasarlanmalı.

Ayrıca maliyet, gizlilik ve kullanılabilirlik gibi konular da endişe kaynağı. Görüşmeciler “Bunu nasıl karşılayacağız?”, “Verilerim kime gidiyor?”, “Bozulursa ne yaparım?” gibi sorular yönelttiler. Bazıları ise robotların insan ilişkilerinin yerini alabileceği endişesini dile getirdi.

Tek tip çözüm işe yaramaz

Bir robotun başarılı olabilmesi için yalnızca mühendislik açısından değil, empati ve toplumsal farkındalık açısından da iyi tasarlanması gerekiyor. Artriti olan, düşük gelirli bir yaşlı bireyin ihtiyaçları ile teknolojiye alışkın, sağlıklı bir emeklininki aynı değil. Bu nedenle, teknolojiler yalnızca yaşlılar için değil, yaşlılarla birlikte, onların katılımıyla tasarlanmalı.

Örneğin:

  • Arayüzler sezgisel olmalı.
  • Robotlar dar alanlarda hareket edebilmeli.
  • Gizlilik ve onam ilkelerine uygun hareket etmeli.

Sonuç olarak yaşlanmak, yalnızlaşmak ya da bağımlı hale gelmek anlamına gelmek zorunda değil. Eğer teknolojiyi doğru kullanırsak, bir robot yalnızca ilaç saatini hatırlatan bir cihaz olmakla kalmaz; aynı zamanda bağımsızlığın, hatta yaşam sevincinin bir destekçisi haline gelebilir.

Kaynak:  https://theconversation.com/can-a-robot-help-you-age-better-257148