Depremin son ihtarı!

Editör ne diyor?

Deprem artık hepimizin hayatının merkezinde. Kahramanmaraş depreminde 40 bini aşkın can kaybı daima yaşadığımız ve hiçbir zaman yanıtını veremediğimiz şu soruyu yeniden gündeme getirdi: Neden her deprem sonrası bir afet yaşıyoruz?

Yanıt aslında aşikar: Binaları deprem yönetmeliğine uymaksızın yetersiz veya yanlış̧ olarak projelendiriliyoruz, malzeme ve isçilik bakımından kalitesiz olarak inşa ediyoruz ve denetlemiyoruz. Sorun yönetmelikte değil, uygulamada!

Peki neden hiç ders almıyoruz? Neler eksik?


Belli ki uzun süre tartışacağız. Bu kez kendi alanlarında 3 yetkin isim; bir jeolog Prof. Dr. Naci Görür, bir inşaat ve çevre mühendisi Prof. Dr. Derin Orhon ve bir çevre mühendisi Prof. Dr. Seval Sözen Herkese Bilim Teknoloji için ortak bir makaleye imza attılar. Üçünün de üzerinde uzlaştığı nokta: Bu depremin son ihtarı.

Bu hafta dergide yer alan isimlerin ısrarla vurgu yaptıkları bir nokta da yetkin mühendisliğin önemi. Yetkin mühendislik nedir? Ne yapılmalı?

Depremin ilk yıktığı 

Orhan Bursalı, ABD Mühendislik Akademisi’ne (National Academy of Engineering) “Depreme karşı binaların güvenliği ve sismik dayanıklılık konularında yaptığı bilimsel çalışmalar nedeniyle” üye seçilen Prof. Dr. Polat Gülkan ile bir söyleşi yaptı. Gülkan bina içindekilerin rahat kurtarılabilecek bir inşaatın neden yapılamadığı konusundaki sorularımızı yanıtladı ve binalara ilave deprem perdeleri konulmasının önemine dikkat çekti.

Yine yetkin bir isim, sosyal psikolog Prof. Dr. Nebi Sümer bölgede depremzedelere psikososyal desteğin önemini anlattı. Sümer ‘Depremin ilk yıktığı şey kontrol duygusudur’ diyor. Reyhan Oksay’ın söyleşisi.

Doğan Kuban’ın ‘İstanbul’da deprem olursa halk nasıl hazırlanmalı?’ sorusuna yanıtı bulacaksınız eski tarihli bu yazısında. “İskenderun Devlet Hastanesi niye yıkıldı sorusunun cevabı nedir? Bilgisizlik, yolsuzluk, kadercilik, kısa vadeli düşünme, aşırı hiyerarşik yapı, demokrasi eksikliği?” Lale Akarun ‘depreme hazırlık bir demokrasi meselesidir’ diyor.

Tanol Türkoğlu’nun yazısı ‘Etik fay hattı’. Türkoğlu ‘asıl sorun insan olarak ahlakımızdan, etik değerlerimizden ödün vermeden bu ülkede yaşayamaz hale gelmiş-getirilmiş olmamız!’ diyor. Mustafa Çetiner’in vurgusu depremin nasıl bir turnosol kağıdı gibi gerçeklerle bizi yüzleştirdiği üzerine

Sırada ihmal barışı var inşallah! Tayfun Akgül haftanın bilim karikatüründe noktayı koymuş...

Muhalefetin manifestosu ve teknoloji  

Ali Akurgal muhalefetin manifestosunu ele alıyor ve uygulaması basit ama nitelikli işlerden örnekler veriyor. Akılla, yaratıcılıkla ve hızla devreye sokulacak çözümlerle önemli ilerlemeler sağlamak mümkün.

Yerbilimlerinin temel ilkesi “Levha Hareketleri”ne ışık tuttu. Depremlere anlam veren teorinin öncüsü Alfred Wegener bu hafta bilim tarihinde… Son 66 yılın en büyük depremleri Grafik Bilgi’de. Robotik fare tırmanan, ağırlık taşıyabilen ve en küçük deliklere girecek kadar küçülebilen robotik fareler... Duvarların arkasından depremzedelerin tespiti... Erken uyarı sistemi olarak fiber optik kablolar... Mobil solunum ve yaşam destek cihazları… Arama kurtarma ve önleme çalışmalarında yenilikçi teknolojileri Batuhan Sarıcan derledi.

Hitit İmparatorluğu’nun çöküş sebebi, iklim değişimi

Şiddetli bir kuraklık Geç Tunç çağı Anadolusu’nu üç yıl üst üste kasıp, kavurmuştu. Bu kuraklığın tam olarak ne zaman yaşandığı kesin olarak tarihlendirilebildi. Ve bu tarih Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüyle aynı zamana denk geliyor. Nilgün Özbaşaran Dede hazırladı.

Uluslarası Enerji Ajansı (IEA - International Energy Agency) ‘2023 Enerji Endüstrisi Perspektifleri’ raporunu yayınladı. Rapor, temiz enerji sektörünün artık küresel endüstrinin önemli bir dalı olduğunu vurgulayarak, bu endüstrinin bileşenlerini ve tedarik zincirini inceliyor. Erdal Musoğlu’nun kaleminden.

Dil Olmadan düşünce olur mu? Araştırmacılar dil ile dört farklı kognitif kapasite arasındaki ilişkileri inceleyerek dil-düşünce bağlantısını çözmeye çalışmaktadırlar. Söz konusu dört kognitif kapasite şunlar: Aritmetik işlem yapma, yürütücü işlevler, zihnin teorisi ve müzikal işleme. Bu hafta bunlardan ilk ikisini anlatıyoruz... Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Mehmet Ozansoy yazdı.

Yapay zeka tarafından yönetilmek istiyor muyuz?

Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Deniz Elber Börü ve Kültür Üniversitesi’nden Mustafa Bekmezci ‘Bu yazıda yer alan metindeki cümlelerin bazıları ChatSonic adlı bir yapay zekâ tarafından yazıldı, hangi cümlelerin yapay zekâ tarafından yazıldığını ayırt edebiliyor musunuz? Eğer ayırt edemediyseniz yalnız değilsiniz... Yapay zeka artık her yerde. Peki yapay zeka tarafından yönetilmeye hazır mısınız?’ diye soruyorlar.

Bir yiyeceğin ultra işlenmiş olup olmadığını nasıl anlarız? Bilim ve Beslenme’de. İnsan bedeninin işe yaramaz diye bilenen 10 bölümü... Yoksa yanılıyor muyuz? Rita Urgan derledi.

Yılanların duyma yetisinin sanılandan daha iyi olduğunu biliyor muydunuz? Ya da gözü olmayan kırkayakların gün ışığını nasıl algıladıklarını? Murat Altaş’ın hazırladığı Hayvanlar Dünyası’nda.

DNA, parmak izimizi ve göz rengimizi nasıl etkiler? Meraklı Çocuk sordu Mercan Bursalı yanıtladı. Atların niye nalı var? Meraklının Köşesi’nde.

Amerika semalarında görülen esrarengiz UFO’lar ne olabilir? Ve daha pek çok haber, bulmaca, köşe dizi yazısı…

***

Herkese Bilim Teknoloji, ailenizin, her bireyin içinde kendine özgü yazılar yorumlar bulacağı, doğru bilginin adresi. Bilim okur yazarlığını çoğaltmamız gerekir, daha güzel bir ülke için…

Kötü yönetimin en büyük nedenlerinin başında gelen, siyasetin bilimle, bilimsel düşünceyle buluşmaması. Ve ülke yerine kendi çıkarını düşünmesi, yurt sevgisinin hamasi vatan millet nutuklarının ötesinde gerçekten olmaması…

HBT bu çizgide aydınlatıcı yayınlarını sürdürecek. Yurt ve millet sevgisinde kalacağız, akılla ve bilimle.