HBT, Midas’ın Kulakları ve 101. sayımız

Editör ne diyor?

El birliğiyle bir "değer" yarattık… HBT’nin toplumda bir karşılığı olduğunu, olacağını zaten biliyorduk. Çünkü ülkemizin ve geleceğe bakmak isteyen insanlarımızın ve şüphesiz ki tabii ki bizlerin, bu kısır döngü içinde hapis yaşamaları olanaksızdı. HBT bir çıkıştır, duruma isyandır, geleceğin kurgusudur, hepimiz için. Bu "değer" de kendi gündemini yaratıyor, konferanslarını düzenliyor, giderek daha büyük bir ilişkiler çemberi içine giriyor.

Bu çemberi büyütürsek, her an bir ütopyayı gerçekleştirebiliriz. Başkalarının değil, kendi ütopyamızı!

Şimdi bir mektup paylaşacağız, bakın Yusuf Kolkanat ne yazıyor:


***

HBT okurlarının kulakları, Midas’ınkilerinden çok farklı

"İnsanlarımızın, siyasetin gündeminde çok az yer tutan bilim, kültür, teknoloji üretimi, eleştirel akıl ve dünyada toplumları, iş hayatını ve sanayiyi dönüştüren devrimlerin, Türkiye pastasındaki yerini el birliğiyle büyütmek için okurların katkısını bekleyen Editör ne diyor?  köşesini çok samimi buluyorum.

"HBT’yi iki aydır Aydın D&R mağazasından alıyor ve okuduktan sonra İstanbul’da bir GSM firmasında yazılım mühendisi olarak çalışan oğlum için özel bülten haline getiriyor ve kendisine postalıyorum. Keza derginin kendisini de, içindeki konularla ilgi durumunu gözeterek, dost ve arkadaş çevreme veriyorum.

"Parayı bastırana göz kırpan aktüalite dergileri, reklamlarla sarmaş dolaş olan magazin dergileri ve malumatı köpürterek, bilimi sulandıran popüler dergilerden bıkmış okurlar açısından, HBT’yi yaşamsal tüm gereçlere sahip bir sığınak gibi değerlendiriyorum. 

"Bilgi sahibi olmadan hüküm sahibi olmayı seven, sadece kulaktan dolma malumat ve dış görünüşle yetinen ve işin özüne inmeyi gereksiz bulan insanların çoğunluğunu oluşturduğu ülkemizde, cahil insanları üniversite mezunlarından daha üstün tutarak toplumu pohpohlayan nevzuhur bazı akademisyenlere verilmiş en güzel cevabın, HBT’nin 100. sayıya ulaşması olduğunu düşünüyorum.

"Nitekim 100. sayı ile ortaya çıkan bir diğer önemli gerçek de şudur: HBT okurları, kulaklarının, Midas ve Midas severlerin kulaklarından çok farklı olduğunu göstermiştir.

"14 yıl boyunca, haftalık yerel bir gazetenin yazı işleri müdürlüğünü, muhabirliğini, editörlüğünü ve redaktörlüğünü yapmış biri olarak, yayın organlarının kuruluş yıl dönümlerinin çok iyi değerlendirilmesi gereken fırsatlar olduğunu düşünüyorum. Okurlarla olan bağın pekişmesi ve gelecek için yol haritasının çizilmesi açısından en doğru ve etkin geri bildirimlerin yıl dönümlerinde alındığını vurgulamak istiyorum.

"Örneğin, derginin 3. yıl dönümü, 3 günlük bir zaman dilimine yayılan okur ziyaretleri ile taçlandırılabilir. Sözlerimi, redaksiyonunu yaptığım 3. kitabımda yer alan ve bana ait olan bir vecizeyi paylaşarak bitirmek istiyorum:

'Bilgi Çağı’nda insanlar, malumat ile yetinirdi. Ancak bugün yaşadığımız Dijital Çağ’da ise, hem robotlar hem de yapay zekâ uygulamaları artık, malumatın yetmediğini ve Bilimsel Bilgi’yi öğrenmenin zorunlu hale geldiğini, göstermiştir.'

"3. yıl dönümünüzde görüşmek ümidiyle, selam ve saygılarımı keza size ve şahsınızda tüm HBT mensuplarına yürekten teşekkürlerimi sunuyorum."

***

Teşekkür ederiz. Dergimize dönelim:

Ülkeler insanını doyuramıyorsa!

Etkili çevreler tartışıyor: 2050 yılında 10 milyar insan nasıl doyacak?

Her ülkenin en temel görevi, öncelikle yurttaşını, insanını doyurmaktır. Tarım, bu açıdan temel bir faaliyettir. İnsanlığın %95'i tarımsal ürünlerle besleniyor. Kim ki “teknoloji seni doyuracak” diyorsa yalan söylüyor. İnsanı doyuracak olan topraktır, doğadır, toprak ve doğayla iyi yaşamaktır. İnsanlık aklıyla, edindiği bilgiyi kullanarak kendini toplumunu doğurarak bugüne geldi. Sayısız ülke bunu yapamıyor. Dış yardımlarla yaşıyor, bu ancak ülkenin kendi başına açlık meselesini çözmeye girişmesi bir başlangıç olabilir. Bilgi, akıl, yeni tarım üretim örnekleri, kentlere taşınan bitki üretim teknikleri… Bunları izlemeyen ülkelerin vay haline, onlar ancak sömürülmeye aday olabilirler ve de yoksunluk ve açlık çekmeye…

Türkiye tarımdan, topraktan uzaklaşıyor. Bu çok tehlikeli bir gelişme. İnsanları toprağa, ama bu kez daha geniş ve yeni bakış açısıyla çekecek ve üretimi sağlayacak yeni akıl, yeni program, yeni teknikler gerekir. Devlet, yol gösterici ve düzenleyici olamadığı sürece, insan hayatında yoktur, ancak sanal ve diktatör olarak varlığını sürdürebilir.

Yurttaş bilimini yayalım

HBT yeni konularla dolu. Yazarlarımız çok özgün ve alışılmadık yeni konularla insanlarımıza yeni bakışlar sunuyor. Onlarla onur duyuyoruz. Dünyayı ve geleceği her hafta en iyi izleyen bir ortam yaratma gayreti içindeyiz. Bazı okurlar aylık çıkın diyor, dünya hızla dönüyor ve bizim kaybedecek zamanımız sıfır. Keşke, 50 bin satan günlük HBT çıkartabilseydik! Türkiye değişirdi! Çabamıza destek olun ve hep beraber büyüyelim.

Bu sayımızda, yeni bir konu olması nedeniyle Prof. Bekir Onur’un “Yurttaş bilimi ve bilimin demokratikleşmesi” başlıklı yazısına dikkat çekiyoruz: Yurttaş bilimi-amatör bilim dünyada yaygın. Bunun örneklerini vereceğiz. Ama Türkiye’de de meraklılara sesleniyoruz: Yurttaş bilimciliğini yayalım ülkemizde!

Herkes bilim insanı gibi davranabilir. Bu, bakış, yöntem, bilgi ile davranmak işidir!

Gelecek Cuma yeniden birlikteyiz. Sevgiyle, bilgiyle, HBT ile kalın!