İçimizdeki ilkeller ve ölüm eşiğinde yaşamını sürdüren 2 milyar insan

Editör ne diyor?

Evet, uygarlık ve çağdaşlık konularını biraz daha derinleştiriyor ve fotoğrafı netleştiriyor Doğan Kuban. Çağdaşlığı ve uygarlığı nasıl tarif edeceğiz: "Dünya bir kapalı hayvanat bahçesi değil, açık bir insan müzesidir. Bu müzenin insanları, ehli hayvanlar gibi, çağdaş insanlarla birlikte yaşarlar. Çağdaş toplum denen, aslında bu akıl almaz çeşitliliğin yarattığı karmaşadır."

Şimdi gelin bu müzedeki veya bahçedeki ilkelliklerden mesela Sakarya’da kavga ettiği çalışma arkadaşının karısını ve çocuğunu kaçırıp her ikisini de öldüren iki kişiyi düşünün…

Yok yok, mesele sadece o iki kişi mi, 200 milyon kişinin II. Dünya Savaşı’ndan sonra öldürülmesine neden olanlar? Yılda 7 bin kişi ülkemizde ve 1 milyon kişi dünyada trafik kazalarında ölüyor! Yaşasın Otomotiv sanayi!


Kuban’ın yazısını kaçırmayın.

76 derecede tüm canlılar ölecek: Ölüm eşiği

Camilo Mora ve arkadaşları, son 35 yıl içinde yayınlanan en az 1900 araştırmayı inceleyerek çok önemli saptamalarda bulundu. En önemlisi iklim değişikliğinin öncelikle etkilediği ve 2 milyar insanın yaşadığı bölgelerde “ölüm eşiği” kavramı.

Mora, Hawaii’li bilim insanı. Biz Hawaii’yi tatil cenneti, sahil, kum, güneş, palmiye olarak biliriz. Ama iklimin de etkileyeceği bölgelerden biri. Hele deniz seviyesi yükselince…

Ölümcül sıcak dalgaları, bir vuruşta en az 70 bin kişiyi götürmüştü. 2010’da Moskova’da 10 bin kişiyi, Fransa’da, Berlin’de... Türkiye’de “sıcaktan öldü...” tekil haberlerini biliyoruz. Ama sıcak dalgalarının beyin, kalp krizi ve diğer nedenlere yol açarak kaç bin kişiyi götürdüğünün kayıtları yoktur bizde.

Tahran’da geçen yıl 54 derece kaydedildi, bu dünyadaki en yüksek kayıt... Yanı başımızda ve büyük risk altındayız... 76 derecede tüm hayat duruyor! Kapsamlı ve çok önemli bir iklimin hayatı nasıl öldüreceği konusunda kapsamlı bir rapor sunuyoruz. Ve biz hiçbir şeye hazır değiliz!

HBT’nin sayfalarında haberler arasında dolaşıyoruz: Kilo vermede bilimsel olarak kanıtlanmış en etkili kahvaltılık önerisi var. Bizi de ilgilendiren bir Kafkas bölgesi araştırması: İpek Yolu üzerinde Batı ile Doğu arasında bir köprü olmasına rağmen, “Tam 8.000 yıldır değişim yok gibi, Güney Kafkasya bölgesinde yaşayan halkların eski çağlara ait mitokondriyal DNA’lar incelendiğinde bölgede çok uzun süredir hiç büyük değişimin yaşanmamış olduğu görüldü!”

Tabii, bilim yeni bir ufuk buldu kendine: Hücre kümelerinden tek hücre biyolojisine... Bu alan başlı başına bir dala evriliyor. Tüm sırlar orada! “Ateistler, inançlı kişilerden daha mı zeki”, tartışma yaratacak bir araştırma...  Bu arada Cem Say Deha Nedir’i, Ali Akurgal bilim ve teknoloji üretiminde eksik halka olarak sanat ve kültür yokluğunu yazıyor. Tanol Türkoğlu “Dijital Para”yı sürdürüyor. Mustafa Çetiner “Yaşam bir turnusol kağıdıdır” yazısını paylaşıyor.

Bu arada, ilginç konuları her hafta ileten iki köşenin başlıklarını duyuralım: Bilgi nedir neden bilgiyi ararız ve susayınca ne içmeli? Ve daha onlarca ilginç konuyla bir “sıcak HBT” sizlerle.

Unutmayın her Cuma beyin besleme günü ve uğraşımız geleceği kurmaya çalışmak.

***

 

Prof. Dr. Bülent Epir Bursu

ODTÜ Bilgisayar Bölümü mezunlarından yazarımız Tanol Türkoğlu’nun öncülüğüyle, bölüm kurucusu Prof. Dr. Bülent Epir adına 42 adet “HBT Dijital Abonelik Bursu” oluşturuldu. Lise ve üniversite öğrencileri başvuruyor. Derginin iç sayfalarında ayrıntıları bulacaksınız...

Gelecek sayıya kadar sevgiyle kalın.