Küresel ısınmaya karşı hükümetlere uyarı: “Bilimin arkasında birleşin”

Editör ne diyor?

Küresel ısınmanın önü alınamıyor. Zaten önünün alınması için hükümetler üzerlerine düşeni yapmaya yanaşmıyor. Ve zaman aleyhimize işliyor. Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli tarafından son durumu özetleyen yeni bir rapor yayımlandı. 104 bilim insanının çalışmalarını temsil eden ve yaklaşık 7.000 yayına atıfta bulunan bu yeni rapor, özellikle buzullar, permafrost ve deniz buzu gibi buzla kaplı coğrafi yapılar üzerinde odaklanıyor. Bilim insanlarının uyarılarına kulak veren iklim aktivistleri hükümetleri acilen harekete geçmeye davet ediyor. 150’ye yakın ülkede yapılan gösterilerde öne çıkan sloganlardan biri “Bilimin arkasında birleş!” oldu. Türkiye’nin de üzerine düşen çok fazla şey var: Öncelikle Paris İklim Anlaşması’nı imzalamalı.

2019 Nobel Ödülleri açıklanmaya başladı. İlk olarak, dergimizin baskıya verildiği 7 Ekim tarihinde Tıp Ödülü açıklandı. İkisi Amerikalı, biri İngiliz olmak üzere üç bilim insanına layık görülen ödül, hücrelerin oksijenin mevcudiyetini nasıl anladıkları ve nasıl uyum sağladıkları ile ilgili buluşlarına verildi. “Yaşamın en gerekli uyum süreçlerinden biri olan mekanizmayı” keşfeden William G. Kaelin Jr., Gregg L. Semenza ve Sir Peter J. Ratecliffe, bu şekilde kansızlık, kanser ve çok sayıda başka hastalıkla mücadelede yeni stratejilerin geliştirilmesinin yolunu açmış oldular.

Zaman nedir?


Zaman nedir? Felsefe, fizik, psikoloji gibi bilim dalları bu sorunun yanıtı arayadursun, Oxford Üniversitesi’nden David Deutsh’a göre bu konuya ilişkin tek sorun, zamanın anlamının olmaması. Kafanız mı karıştı? Özlem Yüzak’ın derlemesiyle “Zaman bir illüzyon mu?” yazısı zamanı farklı bir bakış açısıyla değerlendirmeniz için yepyeni bir pencere açacak. Özlemle andığımız Bozkurt Güvenç Hocamızın zaman üzerine görüşlerini içeren yazısına da bu bağlamda yer veriyoruz.

İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Prof. Dr. Dursun Koçer, ışık kirliliği konusuna dikkat çekiyor. Buradaki en önemli vurgu ışığın “çok” ve “her yerde” kullanımı değil, “yeterince” ve gerektiği yerde” kullanımı. Bugün ne yazık ki LED kullanım çılgınlığı ve tüketim toplumlarının yaratılmasıyla da en üst seviyede. Işık astronomiye, hava kirliliğine, ekonomiye, ekolojik dengeye, doğal/vahşi hayata, can güvenliğine ve insan sağlığına zarar veriyor.

Herkes biliyor ki ırk diye bir şey yok. Evrimin yarattığı ten rengi farklarının ırklarla bir ilgisi de yok. O zaman ten renklerindeki farklılık nasıl oluştu? Bu süreçte folik asit ve D vitamininin rolü nedir? Güncelliğini yitirmeyen ilginç bir konu…

Kendi kendisini yetiştirmiş bir bilim insanı

Doğumunun 228. yılında büyük bilim insanı Michael Faraday’ı, kimya ve elektrik alanında yaptığı deneyler ve keşiflerle bugünkü bilimsel gelişmelerin yolunu açan bir deha olarak anıyoruz. Bu arada unutmayalım ki kendisi geleneksel eğitim süreçlerinden geçmemiş ve otodidakt bir eğitimle kendisini yetiştirmiş. Çağdaşları fiziği okulda öğrenirken Faraday deney tüpleri, tel bobinler, çubuk mıknatıslarla dolu karmakarışık bir laboratuvarda deneyler yaparak kendisini geliştirmiş.

Beslenme sayfamızda bu hafta size havyarı tanıtıyoruz. Bu pahalı ve lüks sınıfına giren yiyeceğe niye yer veriyorsunuz demeyin. Besin değeri çok yüksek olan havyarı, yemek şansını yakaladığınızda geri çevirmeyin; tadı ilk başta itici gelse de…

2019 Lasker Ödülleri Nobel’den sonra en prestijli ikinci ödül olarak biliniyor. Bu yıl Lasker Klinik Tıp Araştırma Ödülü Herceptin adlı ilacın geliştirilmesinde katkıları bulunan H. Michael Shepard, Dennis J. Slamon ve Axel Ullrich’e verildi. Herceptin meme kanseriyle savaşan pek çok kadının hayatını kurtarmış ve kurtarmaya da devam eden bir ilaç.

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Kadircan Keskinbora yeni bir bilim dalı olarak gelecek vaat eden optogenetik konusuna değiniyor. Nobel ödüllü Francis Crick, sinirbilimdeki en önemli zorluğun, beyindeki bir tür hücreyi kontrol etmenin, diğerlerini değiştirilmeden değiştirmenin gereği olduğunu ileri sürüyordu. Crick’in ortaya attığı bu sorunu çözebilmek için, optogenetik yöntemler geliştirildi. Optogenetik sayesinde, hücreye gen aktarılıp, ışığa duyarlı hale getirilmiş hücreler, ışık ile kontrol edilebilir hale getirildi.

Atatürk’ün avatarı bizi kurtarır mı?

Tanol Türkoğlu, çok sayıda şehrin sakininin 2050’de yaşadıkları kentin nasıl olacağına dair öngörülerde bulunduğunu belirterek, bizim nasıl bir İstanbul istediğimizi soruyor. Yoksa yine işi tembelliğe vurup, Atatürk’ün gelip bizi yeniden kurtarmasını mı bekleyelim? “Belki Atatürk’ün avatarı gelmiştir! Bizi bir daha kurtarır!”

Erhan Karaesmen, Bilim ve Sanat köşesinde yakınlarda yitirdiğimiz bilim ve kültür insanı Yıldırım Yavuz’u anmak için kaleme aldığı yazıda, eski Mardin’in temsil ettiği, akılcı kentsel yerleşme düzeni ile Leyla Gencer adının karşılık geldiği çağdaş sanatsal yaratıcılık olgusu arasında bir koşutluk kuruyor.

Müfit Akyos, ülkemiz özelinde başta yerel yönetimler olmak üzere karar verici kurumların (tek kişilik otokratik karar mekanizmalarını kesinlikle reddederek) Bilim-Teknoloji-Mühendislikle aralarındaki açıklığı ivedilikle kapatmaları gerektiğine işaret ediyor. Depremin kapıda olduğu şu günlerde çok önemli bir uyarı…

Haftaya Cuma görüşmek üzere bilimle kalın…