Uğurbil’in tıbba yeni ve büyük katkısı: 10,5 T gücünde MR… Neye mi yarayacak?

Editör ne diyor?

MR biliyorsunuz, bedendeki hastalıkların kolay teşhisinde doktorların vazgeçilmez yardımcısıdır. Dünyada en çok MR çekilen ülkeyiz ve MR cihazı doluluğuna sahibiz! Bu yanlışlık bir kenara… MR cihazlarının üstünlüğü çözünürlüklerinden ileri gelir. Bu çözünürlükleri de manyetik alan şiddeti belirler. Türkiye ve dünyada hastanelerinde kullanılan MR cihazlarının manyetik alan şiddetleri 1,5 veya 3 T (Tesla).

Şimdi sıkı durun: Kâmil Uğurbil insan görüntülenmesinde ve bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere 10,5 T gücünde yeni bir MR cihazı üreterek, bu alanda devrim yapıyor. Daha güçlü ve farklı amaçlarla üretilmeye çalışılan MR’lar var, ama Uğurbil cihazını insanlar üzerinde denemeye başladı bile!

Peki neye yarayacak? Daha yüksek çözünürlükler, yani daha net ve daha hızlı, tek nöronlar düzeyinde neredeyse! Öyle ki bu cihazla beyindeki nöronlar arasındaki iletişim bile görüntülenebilecek. Uğurbil, HBT’ye yaptığı açıklamada, beyindeki işlevler, anatomi ve ağların çok yakından incelenebileceğini belirtiyor. Ayrıca kalp ve diğer organ sistemlerinin fonksiyonları görüntülenebilecek; kanser, epilepsi, nörodejeneratif hastalıklar incelenebilecek, Alzheimer klinik teşhisi yapılabilecek.


Yeni bir devir başlıyor! Uğurbil, 2016’da Vehbi Koç Bilim Ödülü’nü almıştı ve dünyaca tanınan bir bilimcimiz. Yolu açık olsun!

Önce ABD şimdi de Almanya’da çalışmalarını sürdüren Metin Sitti ise, yine Koç Üniversitesi tarafından verilen bu kez Rahmi Koç Bilim Madalyası’nı kazandı. Sitti’nin çalışma alanı mikro robotlar. Kılcal damarlar, beyin damarları içinde dolaşacak teşhis konulmasına yardımcı olacak, ilaç taşıyarak sorun çözecek saç telinden çok daha küçük mikro robotlar. Henüz deneme aşamasında. 10 yıla kadar insanlığın hizmetine sunulabilir.

Kuban: Marşlar, şiirler... Akurgal’ın Puf Puf’u

Doğan Kuban Cumhuriyet’in ilk kuşağından. Zaten kendisi “Bir cumhuriyet ve asker çocuğu olarak Türkiye’nin çağdaş dünyaya katılmak için bütün varlığını ortaya koyduğu yılların tanığı oldum” diye anlatıyor. Kuban’ın bu haftaki yazısı marşlar ve şiirler üzerine... Yemek sofrasında şairlerden bahseden, Mehmet Akif ve Tevfik Fikret’ten şiirler söyleyen bir anne ve baba…

Çocukluk demişken ilginç tesadüf Ali Akurgal da 65 yıl önce oynadığı bir oyuncağından bahsediyor yazısında. Adı Puf-Puf. Bir buhar makinesi. Önemli bir mesajı da var: “Keşke şimdiki zamanın çocukları bu oyuncaklarla oynayıp öğrenerek büyüse… Ortadoğu da dünya da kurtulmuş olur…” Ne dersiniz?

Jeolog Esen Arpat dergimiz için bir yazı kaleme aldı. 9 soru ortaya atıyor ve yanıtlıyor: Kanal İstanbul’un ‘Çılgın Proje’ sıfatının nereden kaynaklandığını daha iyi anlamamız için. Sadece bizlerin değil, iktidarın da okuması dileğiyle diyelim…

Tanol Türkoğlu’nun şu her an elimizin altında olup da, yeni bir şey öğrenmek istediğimizde cankurtaran gibi sarıldığımız “arama motorları” ile bireyin “akıl etme” yeteneğini sorguladığı yazısı hayli ufuk açıcı… 

Kış hastalıklarına karşı önlemimizi alalım

Kış kapıyı çaldı. Soğuk algınlığı da dahil olmak birçok kış hastalığı yaşam kalitemizi düşürüyor. İKU’dan Arş. Gör. Pelin Cin, makalesinde C vitaminiyle ilgili araştırmaları konu edinirken turunçgillerin soğuk algınlığını önleyemediğini, ancak hastalığın süresini ve şiddetini azaltabileceğini aktarıyor.

Bu sayıda kış hastalıklarından sinüzite değinen VKV Amerikan Hastanesi’nden Dr. Elif Altuğ ise bu hastalığın belirtileri, tanısı ve tedavisi konusunda bilgi vererek kış hastalıkları kapımızı çalmadan önlemimizi almamız gerektiği konusunda uyarıyor.

Yazarımız Mustafa Çetiner akciğer kanserinden yola çıkarak elektronik sigaraları anlatıyor. Okuduktan sonra eğer elektronik sigara kullanıcısı iseniz fikrinizi değiştireceğinize bahse gireriz.

BAU’dan Kadircan Keskinbora ise çiçek aşısı ve tedavisinin ortaya çıkışını anlatıyor. Bu hikâyede Osmanlı, Anadolu, Türkiye de önemli yer tutuyor… İngilizler bu işi bizden öğrendi! 

Neler var? 

Dergide yine bilim ve teknoloji odağında, ülkemiz dahil uluslararası son gelişmelere yer verdik. Nobel kazanan ilk Müslüman fizikçi Abdüsselam üzerine yapılan belgesel, Boğaziçi Üniversitesi’nin kurduğu Teknopark, Samanyolu’muzun 10 milyar yıl önce yuttuğu galaksi haberleri bunlardan yalnızca birkaçı.

Ayrıca Endonezya’da karaya vuran balinanın midesinden çıkan plastikler de, insanın ekosistem üzerindeki baskısını yeniden düşünmeye itiyor.

Türkiye’nin haftalık bilim, teknoloji, kültür ve eleştirel düşünce dergisi HBT, her hafta dopdolu ve yenilenen içeriğiyle sizi karşılama uğraşısı içinde. Geleceği kuruyoruz!

Gelecek Cuma’ya kadar sevgiyle kalın.